Zulmü Anayasalaştırma Çabası
Türkiye’de hükûmeti köşeye sıkıştırma çabalarıyla ilgili tartışmalar kamuoyunun gündemini epey bir süre meşgul edecek gibi görünüyor. Gezi parkı eylemlerinin ardından, dershane tartışmalarının ve onunla ilgili havanın biraz yumuşadığı intibalarının alındığı sırada gerçekleştirilen operasyonun birbiri ardından gelmesi bazı tereddütlere ve tartışmalara da neden oluyor.
Türkiye’de bu tartışmaların dikkatleri üzerine çektiği sırada Mısır’daki gayrimeşru cunta da anayasa çalışmalarında son aşamaya gelmiş durumda. Göstermelik referandumun önümüzdeki ayın yani Ocak 2014’ün ortalarında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Dolayısıyla özelde Mısır’da genelde Arap dünyasında zihinleri meşgul eden konulardan biri cunta anayasası tartışmaları.
Askerî cunta güya referandumda halkın desteğini kazanmak için propaganda faaliyetlerini başlattı. Bu amaçla meydanlara, caddelere cunta ve darbe anayasasını sevimli göstermek amacıyla afişler asıldı. Fakat afişlerde mizahî yorumlara malzeme oluşturan görüntülerin ortaya çıkması herkesi hayretler içinde bıraktı. Çünkü Mısır vatandaşlarını “evet” oyu vermeye çağıran afişlerde, Avrupa ülkelerinden seçilmiş görüntüler kullanılmıştı ve onların referanduma sunulan anayasayla ilgili memnuniyetleri dile getiriliyordu. Afişlerdeki bu garipliklere ve gülünç manzaralara yapılan eleştiriler yüzünden cuntanın propaganda faaliyetleriyle ilgilenen bakan istifa etmek zorunda kaldı.
Kaldı ki bu propaganda faaliyetlerinin de tamamen film icabı olduğu çünkü referandumun kesinlikle dürüst olmayacağı, cuntanın istediği sonucu almak için zaten senaryoyu hazırladığı, darbe sultası altında ve silahların gölgesinde gerçekleştirilen referandumların dünyanın hiçbir yerinde güven verici olmadığı, Mısır’da protesto eylemlerini vahşi katliamlarla bastırmaktan çekinmeyen bir darbe sultasının gölgesinde ise hiç mümkün olamayacağı muhtelif yorumlarda dile getirildi.
Cunta anayasasıyla ilgili şüpheler en başta anayasa metnini hazırlayan komisyonun üyelerinin siyasi kimlikleriyle başlıyor. Muhammed Mursi döneminde siyasi iktidarın halkın büyük çoğunluğunun desteğiyle oluşmuş olmasına rağmen yine de 100 kişilik anayasa komisyonunda 50 sandalye, iktidara ortak olmayan liberal, laik, ulusal çizgideki partilerin mensuplarına verilmişti. Üstelik anayasanın hazırlanması sürecinde yürütülen tartışmalar canlı yayınla kamuoyunun takibine açılıyordu. Buna rağmen İslâmî hareketin siyasi iktidarına tahammül edemeyen Batıcı laik partiler, İslâmî hareket mensuplarının kendilerine baskın çıkmaya çalıştıkları yalanının arkasına sığınarak hazırlık çalışmalarından çekilmişlerdi.
Cunta anayasasının hazırlanması için oluşturulan elli kişilik komisyonda ise muhalif görüşteki siyasi oluşumların bir tek sandalyeyle bile temsil edilmesine imkân tanınmadı. Üstelik “İslâmî” kesimden olduğu söylenen siyasi partilere de sadece bir üyelik verildi ki o da cunta yanlısı ve Suudi Arabistan güdümlü, aynı zamanda üzerinde çeşitli şüpheler bulunan bir partidendi.
Dolayısıyla cuntanın propagandalarına yansıtılan “hazırlanan anayasanın bir uzlaşma anayasası olduğu” iddiasının tamamen saçma ve tutarsız olduğu apaçık ortada. Zaten afişlerde Mısır’dan değil Avrupa’dan görüntüler seçilmesine ihtiyaç duyulması da uzlaşmanın Mısır’daki farklı siyahi cenahlar arasında değil Avrupa’daki laik, liberal oluşumlar arasında sağlandığını gösteriyor olmalı.
Anayasanın mahiyetini kısaca tanımlamak gerektiğinde, Firavun rejimini geri getirmeyi ve İslâmî hareketin tamamen önünü kesmeyi amaçlayan bir içeriğe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle ABD medyasında yapılan yorumlarda Mısır’daki cunta anayasasının ülkedeki İslâmî oluşumların önünü tıkadığına dikkat çekilmesi de bu açıdan düşündürücü.
İslâmî hareket referandumun dürüst olmayacağına inandığı için boykot kararı aldı. Çünkü verilecek red oylarının sonuçlara yansımayacağı biliniyor. O yüzden red oyunun boykot yoluyla, sandık başına gidenlerin sayısının düşük olmasının sağlanması suretiyle verilmesi için çalışılıyor. İslâmi hareket önderleri de bu amaçla boykot çağrıları yapıyor.
Dolayısıyla cunta anayasasının sahte referandumla yürürlüğe geçirilmesi siyasi krizin önünü açmayacak aksine tamamen tıkayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.