Artık Asansörler Güvenli Değil
Anchorman tanımı dünyaya nasıl Walter Cronkite ile girmişse Türkiye’ye de herhalde Ali Kırca ile girmiş olsa gerek.. Anchorman’i, dünya, basında sözüne itibar edilen haberci olarak algılıyor.. Aslında daha geniş bir tanımı var da, biz böyle biliyoruz.. Neyse konu o değil. Ali Kırca, 28 Şubat döneminde medyanın darbe üzerine etkisi tartışılırken hiçbir şekilde pas geçilemeyecek bir ekran figürü.. Sorsanız herkes Fadime Şahin’i, Müslüm Gündüz’ü falan hatırlar ama işin (!) büyüğünü dönemsel olarak Ali Kırca yapmıştı.. Karşı evin camını ilk o çatlatmıştı.. Yıllar sonra çeşitli vesilelerle kendisine bu soru sorulduğunda; “evet düğmeye ben bastım. O hafta Siyaset Meydanı Programı için konu belirlerken o konuyu seçmeseydim, bunlar olmayacaktı” diyecekti.. Nasıl bastı düğmeye peki? 28 Şubat’ın şedit atmosferinin hüküm sürdüğü o fırtınalı günlerde, Fethullah Gülen’in eski vaazlarından derlenip toparlanmış bir kaset yayınlandı ATV’de. Aynı akşam Siyaset Meydanı’nda geniş katılımlı bir ortamda kaset tekrar tekrar izletilip masaya yatırıldı.. Ertesi günkü Sabah Gazetesi’nin prova baskısı ekranda gösterilip; “Maske Düştü” manşeti konu edildi.. Feci bir hadiseydi.. Savunulacak, arkasında durulacak bir tarafı yok.. Ne fena günlerdi…
NE DÜĞMESİ?
Neden “düğme” muhabbeti yapılıyor derseniz, söyleyelim.. Fethullah Gülen’in bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde ikamet ediyor olmasına kadar giden o kâbus sürecin ilk hamlesi, o gün ATV’de yayınlanan kasetti..O görüntülerden sonra Türkiye’nin dört bir tarafından gazetelere televizyonlara kasetler yağmaya başladı. Ortam garip bir ortamdı çünkü.. Kasetlerle başlayan iddialar, başka iddiaları kovaladı ve Gülen hareketi dava konusu oldu.. 2008’e kadar süren dava maratonunu başlatan kişi olan Nuh Mete Yüksel, itibarını bir otel odasında çekilen kasetle kaybetti.. Bana göre Merve Kavakçı’nın evine yapılan gece baskını ziyadesiyle Yüksel hakkında bir kanaat oluşturuyordu elbette ama, Genelkurmay’dan Brifingli savcının kasetle itibarının yerle bir olması hiç de iyi olmamıştı.. Kendisine mâlum kaset sorulduğunda şöyle diyecekti; ‘‘Bir kadınla ilişkisi var kasetteki kişinin’’..
ALİ KIRCA ÇOK TALİHSİZLİKLER YAŞADI
Neyse işte o düğmeli tartışmaların başındaki isim Ali Kırca, öylesine talihsiz günler geçirdi ki.. Şanssızlıklar Ali Kırca’nın peşini hiç bırakmadı.. Önce Kuruçeşme Avize Sokak’taki evinin asansör boşluğuna düşerek yaralandı. Aylarca ekrana çıkamadı o kaza yüzünden.. Üç katlı evinin üst kattaki oturma odasından çıktıktan sonra salonda bulunan asansörü çağırdı. Asansör göstergesinin üçüncü katı göstermesi üzerine Kırca, kapıyı açıp binmek için adımını atınca aniden boşluğa düştü. Kırca’yı bodrum katından evin bekçisi ve hizmetlileri kurtardı. Vücudunda ciddi kırık ve çatlaklar olmuştu.. Allah yardım etti, verilmiş sadakası varmış.. Derken bir süre sonra evi soyuldu.. Yükte hafif pahada ağır, pahada hafif yükte ağır demediler, bir sürü şeyi alıp götürdüler.. Nice sonra evindeki aletleri satan birileri yakalandı, Ali Kırca da “bunların suçu yok, ne yapsınlar, çalanlardan satın almışlar” deyip, affetti.. Sonra meslekî kariyeri için hiç de iyi sayılmayacak başka bir talihsizlik geldi başına.. Kısa süreli ilişki yaşadığı bir spiker kız, beraberlikleri sırasında kamera kaydı yapmıştı.. Bir iddiaya göre fantezi olsun diye birlikte kaydettiler. Kim bilir?.. O görüntüler çıktı ortaya.. Fena, fena.. Koca yaşlı başlı adamın, Türkiye’nin en güvenilir isimlerinden birinin o haldeki görüntüleri dolaştı ortalarda.. Büyük talihsizlik..Neyse demem o ki, bu asansörler hiç de güvenli değil.. Her yere yürüsek mi acaba?.. Kalın sağlıcakla.