Yalnızlık
Günün birinde ailesini, yakınlarını ve arkadaşlarını yitirerek yalnız başlarına kalma düşüncesi, insanların çoğunun sürekli içinde taşıdığı bir endişedir.
Oysa insan, değil ailesiyle birlikte evinde, dünyanın en kalabalık yerinde de bulunsa, gerçekte Allah'ın sonsuz gücü karşısında yalnızdır. Allah her yönden kendisini sarıp kuşatır. Rabbi, kuluna şah damarından daha yakındır. Etrafındaki binlerce insan görüntüsünü de Allah, yalnızca bir imtihan olarak yaratır. İnsan hangi görüntüyle muhatap olursa olsun; kalabalıkta da yalnızken de Rabbi ile birliktedir. Kaldı ki bedenin yalnızlığı önemli değildir. İnsan, ruhunu yalnız hissediyorsa gerçek anlamda yalnızdır.
Hayatı süresince karşılaştığı her şeyi ve herkesi Allah’ın yarattığını, her olayı kendisine yaşatanın ve gelecekte de yaşatacak olanın Allah olduğunu ve yine tek gerçek dostunun yalnızca Allah olduğunu bilincindeki insan ise yalnızlık korkusundan uzak olur.
Allah şuurlu insanlara, bu önemli gerçeği anlayacakları vicdani duyarlılığı verir ve hissedecekleri olaylar yaratır. İnsanın, etrafında ne kadar çok sayıda arkadaş bulunursa bulunsun, eğer kalbi Allah ile birlikte değilse, Allah’ın kendisini sarıp kuşattığından gaflette ise ve kendisine her şeyden yakın olduğunu düşünmüyorsa, o kişi gerçekte dünyanın en yalnız insanıdır.
Diğer yandan insan bir başına, hiç kimseyi göremediği bir odada dahi olsa, eğer kalbi Allah ile birlikteyse, O'nun sonsuz gücüyle kendisini sarıp kuşattığını, her an yanında olduğunu hissediyorsa, asla yalnızlık duygusu yaşamaz. Arkadaşları, dostları, ailesi Allah’ın tecellileridir ve her biri Allah dilediği için yaratılmıştır. Allah’ın tecellilerine hissettiği sevginin gerçek sahibi ve muhatabı Allah’tır. İnsana gerçek mutluluğu yaşatacak olan, Allah’ın kendisine olan daimi yakınlığıdır.
Kalp, yalnızca Allah’ı anmakla tatmin bulur. Kalbi Rabbine bağlı insan, baktığı her yerde Allah’ın nurunu ve tecellisini görür. Allah nuru da adının zikredildiği evlerdedir zaten. Huzur, müminlerin mescid edindikleri evlerindedir. ‘Allah’ın nuru’nun bulunduğu bu evlerde, arınmayı içten arzu eden insanlar yaşar.
“... Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir. (Bu nur,) Allah'ın, onların yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların içinde sabah akşam O'nu tesbih ederler. (Nur Suresi, 35-36)
Hz. Âişe (ra)’dan rivayetle Peygamberimiz(asm) şöyle buyurur: “İçinde Kur'ân okunan bir ev, yer ehline yıldızların parlak göründüğü gibi gök ahâlisine öylesine parlak görünür.” Camiü's-sağir – 3222
Ruh; güzelliklerin, temizliğin, güzel ahlâkın yaşandığı ortamlardan haz alır. Kalp ve ruh böyle ferahlar, böyle arınır, böyle şifa bulur. İçinde Allah'ın nurunun bulunduğu ve adının anılmasına izin verdiği eve, kâinat kadar büyük hakiki aşk yerleşir. Hatta küçücük insanın küçücük kalbine de…
“Mesafeler sizi dostlarınızdan gerçekten ayırabilir mi.. Sevdiğiniz birisi ile birlikte olmak istediğinizde, zaten orada değil misiniz? (Richard Bach)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.