Başbakan’ı savunmak Vatan’ı savunmaktır
Bu içinden geçmekte olduğumuz süreci analiz ederken yapılan değerlendirmelerin, kafa karıştırmak ya da gündem saptırmak için kasten yapıldığını söylüyorlar.. Yolsuzluğu örtmek ya da rüşveti perdelemek için, “operasyon, dış güçler, darbe, cunta vs..” gibi kavramlar ortaya atarak kafa bulandırmaya çalıştığımız yönünde bir algı oluşturuyorlar.. Bu meseleyle ilgili ilkesel bazı hatırlatmalar yapmalıyım ki, peşinden yapacağımız yorumların bir kıymeti olsun..
ADAM HAKLI BEYLER
Son derece haklı buluyorum bazı itirazları. Adam; “ayakkabı kutusu” diyor, ben diyorum; “darbe”.. Adam; “Bakan’ın oğlunun evinde bilmem kaç milyon dolar” diyor.. Ben diyorum; “dış güçlerin yerli işbirlikçileri”.. Bu karşılıklı analizler bizi bir yere götürmez.. Farklı iki ideolojiyi savunan iki üniversite öğrencisinin, “hangisi memleketin hayrına?” sorusuna yanıt araması gibi.. Kim kimi ikna edebilir ki?.. Hangi ülkücü, tartışma masasından, “komünist” olmuş şekilde kalkar?.. Ben hırsızlığın bir kılıf olduğuna inanıyorum, bir kesim de bu operasyonların hırsızlığa dönük olduğu, ben ve benim gibilerin bunu örtmeye çalıştığına inanıyor.. Bu algının değişme olasılığı da yok.. Çünkü bana göre, oyunu kuran zaten bu yüzden böyle kurdu. Darbeye karşı çıkanın hırsızlığı savunduğu algısını oluşturmak üzere kuruldu tertip.. Pek çok meslektaşım gerek köşelerinde yazdılar gerekse katıldıkları tv programlarında söylediler..
HIRSIZI SAVUNUYOR GÖRÜNMEK
Başbakan bizzat pek çok kez; “oğlum bile olsa” diyerek, haksızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun yanında durmayacağını ilan etti. Ama algı bambaşka.. Yeniden bilmek isterseniz arz edeyim; kim garibin, gurebanın, yetimin bir kuruşuna göz dikmişse, onu savunuyor görünmekten Allah’a sığınırım.. Benim için tek yetkili merci bu hususda Allah (c.c) olduğundan diyecek sözüm de bundan ibarettir..
AMA BU BİR DARBEDİR
İnanmadığım bir şeyi yazmayacağımı bilesiniz.. Milletin iradesine kast edildiğini düşünüyorum. Ve bunu da açık açık söylüyorum.. Görüp de söylemezsem vebali vardır diye söylüyorum. Nasıl susayım.. Ak Parti ile de ilgisi yok bunun.. Millet iradesi denilen şeyi yanlış anlıyor birileri.. Şu onurlu duruşu CHP seçmeni gösterecektir; “Ben oy vermedim ama, Başbakanım’a yönelik demokrasi dışı bir müdahalenin karşısında dururum”.. Bu, Katı Kemalist elitlerin belki anlayamacağı bir ruh halidir. Ama “Milli’ olduğundan şüphe duymadığım Halk Parti seçmeni, arkasında; Amerika mı, Almanya mı, İngiltere mi, İsrail mi, kim olduğunu bilmediğimiz bir operasyonda hükümeti ve Başbakan’ı yedirmez.. Bu çok açık ve net.. Farklı düşünebilirsiniz, dünyaya bambaşka pencerelerden bakıyor olabilirsiniz.. Ama emperyalist güçler, Türkiye’de kendine işbirlikçiler bulmuş bir operasyon çekiyorsa, karşısında durmak namus borcudur.. Ak Parti seçmeni zaten dümenin farkında.. CHP ve MHP seçmenine sesleniyorum; “Başbakan’ı savunmak, Vatan’ı savunmaktır”.. Bunun partiyle, fikirle, politikayla, ideolojiyle falan bir ilgisi yok.. Ve Başbakan’ı savunmak asla ve asla yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti, irtikabı savunmak değildir..
HALK AFFETMEZ
İhalenin, işin, paranın ve insanın olduğu her yer istismara açıktır.. Bu kadar da net ifade ediyorum.. Ama ortada apaçık başka bir tezgah olduğunu da lütfen dikkatlerden kaçırmayın.. Ey CHP ve MHP’nin yöneticileri.. Siyaset hayatınız boyunca kavgasını verdiğiniz millet iradesini, “fırsattan istifade edeceğim” diye elinizin tersiyle itmeyin.. Bu kırılma günlerini seçmen yazar bir kenara.. 27 Nisancılara destek veren Erkan Mumcu’yu nasıl “umut” dedikleri bir dönemde tarihe gömdülerse, demokrasi dışı her hareketi böyle algılayacaklarını varın siz hesap edin.. Kalın sağlıcakla.