Thomburg Raporunda Ne Vardı?

Thomburg Raporunda Ne Vardı?

Yıllardır İstanbul üzerinde oynanan oyunları, onun için yapılan planları anlatır dururum. Bunları yazmak için çeşitli kaynaklardan faydalanıyorum. Bu kaynakların en başında Yeni Masonik Düzen adlı H. Yahya’nın o dev kitabı gelir. Kitap yanımda olmadığı için şimdi bu rapordan bahsediliyor mu bilemeyeceğim ama hikmeti, bilgiyi nerde bulursanız alınız tavsiyesine uyarak bu sefer Arslan Bulut’un bir yazısından faydalanacağım.

İstinye’deki ABDkonsolosluğuna yapılan saldırı ile Gürcistan olayı arasında bir bağ kuruluyor bu yazıda. İstinye saldırısında hedef alınan Türk polisleri ile yeteri kadar etki sağlayamayan ABD’nin Gürcistan’ın düğmesine bastığı ama Rusya’nın kararlı tutumuyla bu saldırının püskürtüldüğünün öne sürüldüğü yazıda asıl dikkat çeken 1948’de yazılan ve 1949’da tatbikine başlanan Thomburg raporu!

Aytunç Altındal’ın verdiği bilgiye göre, “1950 yılında seçimler yapılacak” girişiyle oluşturulan bu raporun başlığı “Türkiye Nasıl Yükselir” (Türkiye’nin yükselmesi çok umurlarındadır!)

1950 seçimlerinden sonra yapılacak ilk iş; İstanbul istimlâk edilecek. Bu istimlâk sonunda üçe bölünecek. Kadıköy-üsküdar bir bölge, Eminönü-Fener ikinci bölge. üçüncü bölgede geri kalan kısım.

O iktidara CFR kanalıyla bir memorandum yollanıyor, yani muhtıra. Bu muhtıradan sonra projeye destek olması için bir dernek kuruluyor. Başında o dönem milletvekillerinden E.T var. Projelerin kurucularının hepsi “avdeti.” (Sebataist)

İşin ilginç yanı, Türkiye’ye kalan kısımda bir “hilafet merkezi” olacak. Yahudiler için büyük bir sinagog yapılacak ve Fener Patrikhanesi, Vatikan modeliyle genişletilecek. “Olsun varsın” diyecek kardeşlerimize şu soruyla mukabele edilebilir:

“İyi de, Fatih Sultan Mehmet Hz.İstanbul’u, üçte biri Yahudi, üçte biri Hıristiyan (ikisi birden Sionist)’ların olsun diye mi Müslümanlaştırmıştı, fethetmişti?

***

Değerli dostum Dr. S.Arusan, bir telefon sohbetinde, bana şunu hatırlatmıştı: Biz şimdiye kadar Yahudi ve Hıristiyanların birbiriyle barışık olduğunu görmemiştik. Ne zaman ki Papalık 1960’ta bir bildiri yayınladı, o zaman her şey değişti. Bu bildiride Yahudilerin İsa’yı öldürmesi olayı tekzib ediliyordu ve pazar ayinlerinde okunan duanın içindeki “Yahudiler İsa’nın düşmanıdır” duası artık kaldırılmıştı.

Bizim cuma hutbesinde de “İnneddine indallahil İslâm” âyetinin kaldırılmak istenmesini hatırlayın. “Bakara sûresi 120’nci âyeti bu gözle yeniden okuyalım: Sen dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar.Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost ne bir yardımcı vardır.” Şimdi soralım: Bu parti ne yapmak istiyor? “Biz DP’nin devamıyız ne demek?”

Kısmetse, Kur’ân hikmetleriyle ilgili bir yazı da yarın için yazacağımı bildirir, kandilinizi tebrik ederim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09