Perinçek'in bayrağı Baykal'da
Perinçek içeri düşer düşmez, Perinçek'in bayrağını Baykal devraldı.
Ergenekon'un bu hükümeti düşürmek için planladığı,yıpratma politikasını şimdi
CHP yapıyor.CHP sözcülerinin gözünü kan bürüdüğü için bir Asker'e bir AKP'ye saldırıyorlar
Bütün kurumların CHP'nin kavgacı, çatışmacı siyasetinin peşinden koşmasını bekliyorlar.
Güneydoğu'da terörün tırmanması,Gürcistan'da Türkiye'nin Kafkas politikalarını da ilgilendiren fiili
durum, CHP'yi hiç ilgilendirmiyor.
CHP tüm siyasetini iç düşman üzerine kurmuş...Halkı bir tehdit ve tehlike olarak gördüğü
için bütün gücünü halkı iktidardan uzak tutmak için kullanıyor.CHP'nin halkla mücadele siyaseti,
hem iktidarların işini zorlaştırıyor, hem de sistemin demokratikleşmesini engelliyor.
Demokrasilerde iktidarlar kadar, hatta belki ondan da önemli olan, muhalefetin durumudur.çünkü
demokrasinin varlığını tescil eden muhalefettir.Demokrasiçoğulculuktur.Farklılıkların aynı hürriyet ortamında
bir arada yaşamasıdır.Muhalefet bu farklılığın ete kemiğe bürünmüş halidir.Bir yerde iktidarla, aynı
hak ve imkanlara sahip bir muhalefet yoksa, orada demokrasi de yoktur.
CHP muhalefeti -kendinden başka- her şeye kapalı olduğu için,çoğulcu bir siyasetin gelişmesi de mümkün olmuyor.
CHP'nin uzlaşma karşıtı tutumu da bundan kaynaklanıyor.CHP'yi bağlayan tek parti geleneği, gün geçtikce CHP'yi
biraz daha hayattan koparıyor.CHP uzun zamandır -olmayan bir halkın-siyasetini yapıyor.Hiç bir toplumsal karşılığı olmayan
fikirlerin politikasını yürütüyor.
Toplumun nabzını tutan kurum ve kuruluşlar -Prinçek'in hayal dünyasından ibaret- bu siyaset anlayışının
artık prim yapmadığını görüyorlar.Sosyal eğilimleri görerek siyasetlerini yeniden tanzim ediyorlar.Böylece geçmişte
CHP çizgisinde yürüyenlerin bir çoğu, CHP ile yollarını ayırmak, daha gerçekçi bir fikir zeminine oturmak zorunda kalıyor.
İşte CHP'yi çıldırtan da bu!
Tabii müttefikleri bir, bir ayrılınca CHP can havliyle sağa-sola saldırıyor.Akıl dışı siyasetinin
ne pahasına olursa olsun eski müttefikleri tarafından desteklenmesini bekliyor.Değişimi,toplumsal trentleri,yeni bir dünyanın
kurulduğunu anlıyamıyor.
CHP toplum dışına düştükçe siyaseti daha da radikalleşecektir.Kılıçdaroğlu'nun,Baykal'ın açıklamalarında bu eğilimin
izlerini görmek mümkün.Kendisi değişemeyecek kadar hantallaştığı için, toplumsal değişimin önünü tıkamak için her yola
başvuracaktır.CHP ancak, toplumu dondurarak,yetmiş, seksen yıl önceki konumunda tutarak iktidar olabilir.CHP'de zaten bunu yapıyor.
Toplumsal akışı tersine çevirmeye, toplumu geldiği yere geri döndermeye çalışıyor.1920'lerden -kurgulanmış-bir asrı saadet yaratmak,
buna toplumu inandırmak istiyor.
Otuz yıl önce olsaydı, CHP bu anakronik siyasetinde belki muvaffak olabilirdi.
Ama gücünü, müttefiklerini, toplumsal tabanını kaybetmiş bir CHP'nin artık böyle bir şansı yoktur.
CHP'nin dört ellesarıldığı Perinçek siyaseti bugün içerdide.
Yargıdan çok, toplumun mahkum ettiği böyle bir siyaset biçiminin bu dünyada
karşılığı yoktur.CHP ya bu gerçeği öğrenip, siyasetini gözden geçirecek, ya da tasfiye edilecektir.çünkü sayaset alanı vehimlerin,
kurguların alanı değil, gerçekliklerin alanıdır.CHP ise uzun zamandır,Türk halkının -gerçeğinden-kopmuştur.