31.12.2012 tarihli haber :

"2011 ve 2012 yılı içerisinde Bitlis il, ilçe, merkez ve köylerde 30’un üzerinde acil riskli hastanın hayatının kurtulmasına vesile olan askeri helikopterler, kar kış demeden köylerde doğum hastalarına, acil vakalara, kardan dolayı ulaşım sağlanamayan birçok köye inerek, hasta vatandaşların imdadına koşuyor.

Bitlis’in Tatvan ilçesinde henüz bilinmeyen bir nedenle elinde patlayıcı patlayan ve parmakları kopan 14 yaşındaki Saffet Bikeç’e Tatvan Devlet Hastanesi’nde ilk müdahale yapıldı. Hastanede mikro cerrahi uzmanı olmadığından kopan parmağın biran önce yerine dikilmesi için Bikeç, Elazığ Fırat Üniversitesi’ne sevk edildi. Saffet Bikeç, kopan parmağı, sağlık ve askeri personelle askeri helikopter tarafından Tatvan Devlet Hastanesi’nden alınarak, kısa sürede Elazığ Fırat Üniversitesi’ne ulaştırıldı. Bikeç’in sağlığının iyi olduğu belirtildi."

6 Şubat 2014 tarihli başka bir haber:

“Son 20 yılın en soğuk kış mevsimini yaşayan Doğu Anadolu Bölgesi'nde gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 29 dereceyle Kars'ta ölçüldü. Kar ve tipi nedeniyle kapalı olan köylerde 4 hasta İl Özel İdaresi ve 112 Acil Servis ekiplerince hastanelere ulaştırıldı. “

İnternetten buna benzer bir sürü haberi okuyabilirsiniz.

Çocukluğumuzda bir şarkı vardı.

Orda bir köy var uzakta / O köy bizim köyümüzdür

Gezmesek de tozmasak da  / O köy bizim köyümüzdür.

Gitmeden gezmeden o köy nasıl bizim oluyorsa?  Sonra başka bir şarkı çıktı.

İzmir benim Van benim/ Şeref benim şan benim

Kars Erzurum Erzincan /Konya Ardahan benim

Ankara’dan ötesini bilmeyenler, bu şarkı ile Van’a Ardahan’a sahip çıkardı. Şimdi Ardahan’a doğalgaz bağlandı. İzmir gibi ısınsın diye. Haber değeri yok.

Sağlıkdaki reformların yerel seçimlerde tesirli olacağı kesin. Bu yüzden eş zamanlı haberler başladı. Aylar önce, tıbbın aciz kaldığı akraba evliliğinin sonucu, "Bu mu sağlıkta çağ atlamak?" diye hükûmete yıkılmaya çalışıldı. Buna yapılan son derece haklı itiraz ise şimdi internete düşdü. Başbakan sağlıkla ilgili sorunları yazan gazetecileri işden attırıyor iftirası ile hem de. Aynı zamanda çuval ile taşınan cansız bedenin fotoğrafı da medyaya servis edildi.

Bu haberler üzerinden siyaset yapanlar ise dişi ağrısa telefonu eline alıyor; hastaneden randevu istiyor ve saatinde gidip tedavisini oluyor. Tedavi olduğu özel hastanelerde, siyaset uğruna merhamet gösterir gibi yaptığı doğu insanı ile karşılaşırsa suratı asılıyor. Onlarla eşit vatandaş muamelesi görmek hoşuna gitmiyor.

Oysa eskiden ne güzeldi, her yer temiz ve sterildi. Köyünden gelen  haddini bilir, SSK kuyruğuna girerdi.

Ah benim yurdum insanı!

Çiftini çubuğunu sürerken “efendisi”ndir. Okursan, yükselirsen, sorgularsan “öküz Anadolulu “ olursun.

Jakobenlerin işine gelmedi mi ilkel, gerici ve teröristsindir. Dizilerde, skeçlerde alay edilirsin. Kabasındır.

Ama siyaseten işlerine yarayacaksan” mazlum” olursun.

Evet orda bir köy var, mezra var. İzmir gibi İstanbul gibi Ankara gibi orası da bizim. Hizmet gittikçe daha da bizim olacak.

Eskiden kar yağınca doğu insanı kaderine terkedilirdi. Ölenin de kalanın da hali bilinmezdi. Şimdi ise ihmallerin hesabı soruluyor. Yollar kardan kapanınca "Helikopter niye gelmedi?" diye, ailenin ve yetkililerin ihmali hükûmete fatura ediliyor.  Daha Türkçesi vatandaş  “ Benim sağlığımı ihmal etmeme neden izin verdin?” diye iktidardan hesap soruyor.

Bir düşünün. Sağlıkta çağ atladık mı atlamadık mı?