“Toprak bütünlüğünü unutmak” ve “emperyalist” ol
Gürcistan ile Rusya arasında patlak veren çatışmanın hangi boyutlara doğru evrileceğini tahmin etmek zor olsa da gelişmelerin önümüze koyduğu bazı ip uçları muhtemel olup biteceklere dair bir kısım eğilimleri belirlememize imkan vermektedir.
Gelişmelerden çıkarılacak pek çok ders ve siyasaları planlarken dikkate alacağımız önemli bulgular var. Temelde birey de toplumlar da çevresinde olup biten gelişmelerin oluşturduğu etkilere cevap olabilecek davranışlar geliştirmektedirler. Oluşturulacak siyasalar için yaşanan yer, zaman ve gelişmeler önemli olmaktadır.
Gelişmelerin ortaya koyduğu en önemli husus, mevcut sistemi veya statükoyu değiştirmeye yönelik her türlü adımın belli riskler taşıdığı ve iyi hesaplanmaması durumunda adımı atana büyük faturalar ödettiğidir. Bir başka ifade ile siyasi liderlerin sahip oldukları ulusal ideal ve asla taviz verilemez denilen hedeflerle reelpolitik gerçekler arasındaki makasın açık olması ve liderlerin gerçeklere uygun politika geliştirememeleri halinde ortaya çıkacak siyasal sonuçların ciddi yıkımlara sebep olabilecekleridir.
Gürcistan hükümeti açısından Abhazya ile Güney Osetya ayrılıkçı ve bölücü iki bölgedir. 1810'da Rusya himayesine giren Abhazya 1864 yılında ilhak edilmiş, 1919'da Sovyetler Birliği sistemi içerisinde Gürcistan devleti bünyesinde özerk statüye, 1921 yılında da özerk Cumhuriyet haline getirilmiştir. Yine benzer şekilde Osetya ikiye bölünerek Kuzey Osetya Rusya Federasyonu içinde, Güney Osetya da Gürcistan içinde “özerk bölge” olarak belirlenmiştir. Sovyetler Birliği'nin dağılması üzerine Abhazya ve Güney Osetya tek yanlı olarak bağımsızlıklarını ilan etmiş ve içinde yer aldıkları Gürcistan'dan ayrılma yoluna gitmişlerdir. Bu iki bölgenin bağımsızlık kararlarını uluslararası camiada kimse tanımış değilse de Rusya, stratejik hedefleri nedeniyle onlara destek vererek bu yolla Gürcistan hükümetini yıpratmayı, ileride bu iki bölgeyi kendi sınırları içine almayı hedeflemiş gözükmektedir. Bu arada bağımsızlık kararlarının bölgede yarattığı gerginlikler çatışmalara kadar varmış ve hem Abhazya'da hem de Güney Osetya'daki Gürcüler buradan sürülmüşlerdir. Mesela Abhazya'da 1989 yılındaki 525 bin nüfusun yarıya yakını Gürcü iken bugün bu sayının 45 bine gerilemiş olduğunu görmekteyiz. Güney Osetya'da da durum aynı olup buradan da Gürcüler çıkarılmış ve bir daha evlerine dönememişlerdir.
Bu karışıklık sürecinde her iki bölgede de ikili yönetimler oluşmuştur. Biri bağımsızlık yanlılarının kurdukları hükümet, diğeri ise Gürcistan merkezi yönetimince görevlendirilen birlik yanlısı hükümet. Bağımsızlık yanlıları ülkenin bir bölümünü kontrol ederlerken birlik yanlıları da bir bölümünü kontrol altında tutmuşlardır. Böylesine karmaşık bir tablodan nasıl bir sonuç elde edilir?
Bu sorunun cevabı sanıyorum yaşanan son olaylar ve savaştır. Gürcistan yönetimince ayrılıkçı olarak görülen bağımsızlık yanlılarının tedip edilmesine yönelik atılan adımlar Rusya'nın ve onun desteğindeki bağımsızlık yanlılarının başarısıyla bir yerlere varmış gözüküyor. Birlik yanlılarının kontrol ettikleri yerleri de kaybeden Gürcistan'ın ciddi şekilde toprak bütünlüğünün tartışılır hale gelmiş olması önemli bir sorundur. Sanıyorum Gürcistan'ın en önemli hatası 1990'larda ortaya çıkan yeni durumu ve bağımsızlık eğilimlerini özerklik çemberini daha da daraltarak, hatta G. Osetya'da olduğu gibi özerkliği kaldırıp merkeze bağlayarak çözmeye çalışmasıdır. Sovyet sistemindeki etnik ve kültürel farklılıklar nedeniyle tanınmış özerkliklerin demokrasiyle birlikte daha da geliştirilmesi gerekirken ortadan kaldırılmak istenmesi ciddi bir hata olarak görülüyor.
Bağımsızlıkla birlikte Gürcistan'ın girdiği milliyetçi refleks, ülkedeki farklılıkları ve özerklikleri ortadan kaldırmayı, ülkeyi tek ve homojen bir siyasi yapıya kavuşturmayı hedeflemesi bir çelişki olmuştur. Bu refleks Abhazya ve Güney Osetya'da bağımsızlık eğiliminin gelişmesine hizmet ederken ülkenin diğer özerk cumhuriyeti olan Acara'da da ciddi sürtüşmelere yol açmıştır. Buna rağmen merkezi yönetim Mayıs 2004'te yaptığı yeni düzenleme ile Acara'nın özerliğini ciddi şekilde sınırlandırma yoluna gitmiştir. Burada farklı nedenlerle olaylar patlak vermezken Abhazya ve G. Osetya ülkeden kopmuştur.
Modern dönemde devletlerarasındaki ilişkilerde en temel ilke olan “toprak bütünlüğüne saygı” ilkesinin adeta berhava edilmesi ve açıkça “artık unutun” denmesi bölge ülkelerinin ilişkilerinde ciddi şekilde “emperyalist” politikaları gündeme getirmiştir. 19.yüzyılda İngiliz yöneticileri “emperyalist” olmakla öğünüyorlardı, şimdi Rusya “emperyalist” olmakla öğünecek mi?