AHLAKI UNUTMAK
Siyasi tartışmalar bazen esas meselelerimizi unutmamıza sebep oluyor.Dünyayı kurtaralım derken, eldekini kaybediyoruz.
Dünya ahlakla değişir.
Neyi savunursanız, savunun, onun ahlakına bürünmemişseniz, hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.Müslüman gibi inanıp, Müslüman olmayanlar gibi yaşıyoruz.
Kal var,hal yok, söz var, ahlak yok.
Adımız Müslüman ama işimiz Müslüman değil.
Yeni fikirler, yeni düşünceler toplumun ufkunu açar,dünyasını zenginleştirir ama tek başına bir toplumun kalitesini yükseltemez.Gerçek değişim bir ahlak işidir.Onun için,Büyük değişimlerin,sıçrayışların mimarları filozoflar değil, peygamberlerdir.
Bugün ahlak ve insanlık adına neye maliksek, altında bir peygamberin imzası vardır;
Merhametin,şefkatin,acımanın, doğruluğun,sevmenin,terbiyenin,yüksek karakterli olmanın, fuhşiyattan kaçınmanın kısacası hepsinin…
Bizi hala ayakta tutan değerler onların ruhumuza üflediği değerlerdir.Eğer bunca çirkinliğe, bunca çürümeye rağmen daha hala ayaktaysak -onların ruhumuza üflediği- değerlerden geriye kalan kırıntılar yüzündendir.
Onları da kaybedersek,dünyanın ayakta kalması için artık hiçbir sebep kalmaz. Yüce Allah, sevgili peygamberine –kainatı onun için yarattığını-söylemiştir. O bir ahlak ve edep manzumesidir. Onun dünyaya hediye ettiği değerler ortadan kalktıktan sonra kainatın yaradılış sebebi de ortadan kalkar.
çevreye bakın, ondan geriye kalanları silmek için olağanüstü bir çaba var.Aslında bütün savaş, peygamberleri yeryüzünden silmek için.İlahi dokunuşlarla güzelleşen insanı,ilahi meziyetlerden soymak için.Tezgahlar, dümenler, örgütler bunun için kuruluyor.Savaşlar, darbeler, entrikalar bunun için yapılıyor.
Esası unuttuğumuz için, bazen neyi müdafaa edeceğimizi, neyi muhafaza edeceğimizi bilemiyoruz.çoğu zaman abesle iştigal ediyor,hakikati gözden kaçırıyoruz.Bugün, bu ülkede korunmaya en layık değer, peygamberle gelenlerdir. çünkü bugün bu ülkede en tehdit altında olan da Peygamberin getirdikleridir.
Bizim siyasetten çok ahlaka ihtiyacımız var.
Ekmek,su kadar, bizi insan yapan değerlere ihtiyacımız var.
Duyduğumuz her çığlıkta,yaşadığımız her sıkıntıda, utandığımız, hicap duyduğumuz her amelde, bizden çalınan,koparılan mukaddeslerin eksikliği var.Bu kör dövüşünü bir tarafa bırakıp yeniden yüzümüzü peygamberin gösterdiği ufka çevirmeliyiz.O ve Onlar hala aynı mukaddes ufka doğru yürüyorlar.
Ama arkalarında biz yokuz.
Arkalarından gidecek yüzümüzde yok.
Onların nur izlerinde yürümek için, yeni bir yüze ihtiyacımız var.
Onun için yeniden iman etmeli, yaşadığımız her şeyi yeniden düşünmeliyiz.
Bu böyle gitmez çünkü.