Serdar Demirel

Serdar Demirel

Kumpas Müslümanların geleceğine kurulmuştur

Kumpas Müslümanların geleceğine kurulmuştur

Yaşadıklarımızı sadece Hükümet ve Cemaat arasındaki bir sürtüşmeden, bunlardan birinin diğerini bitirmek istemesinden ibaret sananlar müthiş yanılıyorlar.

Dışarıdan bakanlara Türkiye tablosu şöyle gözüküyor olabilir: Bir tarafında Cemaat’in diğer tarafında Hükümet’in olduğu yerel güçler kendi aralarında iktidar kavgası veriyorlar.

Hükümet karşıtı tüm güçler; sağ, sol, liberal, ulusalcı, TÜSİAD, boğazdaki aşiret ve medyası vs. Cemaat’in arkasında saf tutmuş Hükümet’i düşürmek için lojistik destek sunuyorlar. Hükümetle teke tek hesaplaşamayacağını düşünen illegal küçük örgütler de aktif durumdalar.

Diğer tarafta ise Hükümet’in arkasında neredeyse bütün İslâmî cemaatler ve demokratlar yer almakta. En önemlisi de halkın yarısı Başbakan’ın arkasında, onu yedirmemekte kararlı bir tutum sergiliyor. Görülen fotoğraf bu sanırım.

Oysa bu fotoğraf eksik. Ülkeye kurulan tuzağın arkasında hem de yerel olmayan stratejik bir aklın olduğunu bilmeliyiz. Çünkü yıllar öncesinden namluya sürülmek üzere özenle hazırlanmış şantaj kasetleri, dosyalar, bürokrasinin farklı birimlerinde son derece uyumlu hareket eden kadroların varlığı, medya, normal zamanlarda bir araya gelmesi mümkün olmayan siyasi partiler Hükümet’i düşürmek üzere birbirini tamamlayan eylemlerde bulunuyorlar. Bu da stratejik kabiliyeti yüksek ve elinde ikna edici maddi güç bulunduran örgütleyici derin bir aklın varlığını işaret ediyor.  

Bir konsorsiyum var. Bunun kurucu aklı küresel sermayedir. İsrail ve ABD’nin sınır tanımayan kumpas uzmanı neoconlardır. Ama açıktan mevzi almıyorlar. Türkiye halkı meseleyi yerel sansın, küresel boyutunu anlamasın istiyorlar. Zira küresel boyutu anlaşılırsa halk oyunu bozar diye korkuyorlar. Mısır’a da tuzağı bunlar kurdular.

Aslına bakarsanız bu güç, İslâm’ı bünyesinde canlı yaşayan bir toplum projesine inanan her cemaati tehdit kabul eder. Radikal yahut ılımlı onlar için fark etmez.

Ancak onlar için toplumun dinamiklerini harekete geçiren, siyasi ve ekonomik bağımsızlık peşinde koşan Hükümet öncelikli düşmandır. Hükümeti bertaraf etmek için de kendileriyle çalışabilecek güçlere onlarla sonradan hesaplaşmak kaydıyla destek veriyorlar.  

Türkiye’nin son on yılda büyüdüğü gibi gelecek bir on yılda da aynı çapta ve hızda siyasi, ekonomik ve askeri sahalarda büyüdüğünü bir düşünün. STK’lar aracılığıyla Müslüman dünyada ülkeye duyulan sempatiyi büyüttüğünü düşünün..  Bu Türkiye’yi kim tutabilir? Türkiye şimdiden durdurulamazsa onlar için çok geç olabilir.

Cemaat maalesef bu hakikati görmek istemiyor. Fakir Anadolu halkının emekleriyle kurulmuş ve bu aşamaya gelmiş Cemaat, varlık amacına aykırı konuşlandırılıyor.

“Hükümet’i bitirmezsek bizi bitirecekler” korkusu, safları sıkı tutmak ve Hükümet nefretini büyütmek amacıyla müntesipler arasına salınıyor. “Hocaefendi”yi içeriye alacaklar diyorlar. Bu algı oluşunca da Hizmet’i ve Hocaefendi’yi korumak adına her yol meşrulaşıyor. Hükümet karşıtı atılan her adım da Hükümet’i Cemaat’e karşı hamle yapmaya zorluyor. Fasit bir daireye mahkûm oluyoruz.  

Kurulan bu oyunun asıl hedefi, 21. yüzyılda Türkiye’nin ve İslâm’ın önünü kesmektir. Uzun yıllar bunun hazırlığı yapılmış. Oyun küresel çaptadır. Küresel sistemin yerel nüfuz casusları da her kademede aktif olarak çatışmayı büyütmektedirler.  

Dikkatlerimizi içeriye yoğunlaştırdık, dışarıya neredeyse unuttuk. 17 Aralık’tan sonra başka bir şey göremez olduk. Suriye, Filistin, Mısır, Arakan, Bosna ve şimdi de Ukrayna acil konular ama biz içimize kapandık.

On yıl sonra geriye dönüp bugünlere baktığımızda bize kurulan tuzağın ne kadar derinlerde ve yıkıcı olduğunu görüp belki de bu kumpasta rol oynayanları lanetleyeceğiz. Ama bunun bir faydası olmayacak.

Gelecekte hayırla hatırlanmak isteyenlerin kurulan tuzağın tüm Müslümanlara kurulduğunu görmesi elzemdir. Uyanın artık, tuzak size de kurulmuş bulunmaktadır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi