Ersoy Dede

Ersoy Dede

Berkin’i Kim Vurdu?

Berkin’i Kim Vurdu?

Bir kaç önemli mesele var bugüne biriktirdiğim. Öncelikle hiç haketmediği bir sonu yaşayan Berkin Elvan’a dair bir kaç not.. Bir baba olarak 14 yaşında bir çocuğun ölümüne alkış tutmamı kimse beklemesin benden. İster ekmek almaya giderken ölsün, ister başka bir şey. Ben neticeye bakarım. Burada bir çocuk öldü.. Allah rahmet eylesin.. Mekanı cennet olsun.. Hayatını kaybettiği açıklandığından beri her şeyi duydum. Şehit dediler, ölümsüzdür dediler, semboldür dediler ama bir Fatiha okumadılar arkasından. Gaza gelmeye hazır kitleyi anlayabiliyorum fakat en azından ailesi, çocuklarının cansız bedeni üzerinden bir siyaset devşirilmesine izin vermeseydi iyiydi.. Berkin meselesinin daha da önemli bir diğer ayağı ise, bu işin sorumlularının bulunup yargı önüne çıkarılmaması olmuştur.. İşin burası son derece önemli. Zira ortada ölmüş bir çocuk var. üzerinden memleket yangın yerine çevrilmiş durumda. Ama kimin öldürdüğü, üzerinden geçen bunca zamana rağmen ortaya çıkmış değil. O zaman da şunu düşünüyor insanlar; acaba sürece yön vermek için bilhassa seçilmiş bir kurban mıydı Berkin Elvan?.. Böyle vahim bir sorunun sorulmaması için, iç tahkikat başta olmak üzere soruşturmanın bihakkın yapılması ve sorumlusunun adalet önünde hesap vermesi sağlanmalıdır.. İşte o soruşturma aşamasında herkes eteğindeki taşı döker. Yanlışlıkla ayağı takılıp da yerdeki bir gaz fişeğinin üzerine mi düştü, eylemcilerden biri polisin gaz tüfeğini gasp edip Berkin’e ateş mi etti, yoksa sahiden hedef gözeterek bir polis mi vurdu Berkin’i, bunu en kısa zamanda öğrenmek istiyorum..

¥

ÖLÜ SEVİCİ

İlk defa, Prof. Dr. Yasin Aktay, Berkin’in öldüğü gün benim programımda söyledi bu sözü.. Arkasından Aktay’a sosyal medyada linç kampanyaları başladı.. Sonra Egemen Bağış, tartışılan o twitter mesajını attı.. İnsanların öfkesini kusacağı, nefretini yönelteceği bir günah keçisi lazımdı.. Bu iki ismin sözleri tam da aradıkları malzemeydi.. Gezi sırasında bir muhabirin açık kalan mikrofondan duyulan ‘’bir kaç kişi ölse’’ türü sözleri ya da Berkin’in cenazesi olduğu gün, muhabirin canlı bağlantıda yüksek sesle söylediği; ‘’gerginliğin sabaha dek sürmesini umuyoruz’’ sözünü eleştirmeyenler Egemen Bağış’a ve Yasin Aktay’a insanlık dersi vermeye kalktı.. Oysa bu söz, akbaba fırsatçılığıyla, cenazeler üzerinden siyaset devşirmeye kalkanlara yönelik söylenmiş bir sözdü ve hedefi de çok açıktı.. Bu ‘’ölü sevici’’ sözünü bir adım daha ileri götürelim mi? Bakın mesela bu adamlar, her ölümü de sevmiyorlar.. İşlerine gelen ölüm var, işlerine gelmeyen ölüm var onlar için.. Mısır’da Suriye’de ölen bebekler için de üzülemezler miydi? Biz toprağa düşen her can için göz yaşı döküyoruz. Ama bazıları ölüleri bile seçiyor.. Ayrıca hangi insan cenazesini defnetmeye çalışan bir kitleye ‘’ölü sevici’’ diyebilir ki? Bu çarpıtma yakanızı asla bırakmayacak.. O cenaze hepimizin cenazesiydi.. Bir tek onun cansız bedeni üzerinden siyaset yapanların değildi..

¥

LAFA DEĞİL İCRAATA BAKARIM

AK Parti’nin kampanya filmlerinde başörtülü hekimi oynayan genç kadının başka projelerde çekilmiş fotoğraflarını bulmuşlar ve en hafifi; ‘’bakın aslında başörtülü değilmiş’’ şeklinde itibarsızlaştırma operasyonu başlatmışlar.. Kendilerini hangi gücün yerine koyup hesap sormaya çalıştıklarını bilmiyorum. Fakat televizyon filmlerinde gördükleri her sahneyi gerçek zannediyorlarsa vay halimize.. Bu konuya ilişkin iki söz söyleyeceğim. İlki elbette bu bir filmdir ve mottosu itibariyle gerçeği anlattığı ifade edilir. Filmde sözü edilen ‘’başörtüsüyle ameliyata giren doktor’’ hadisesi gerçek midir, değil midir? Yani gerçekte hâlâ doktorlar başörtüsüyle çalışamıyorlar da filmde yalan mı söyleniyor? Lafa değil, icraata bakın.. İkincisi ise çok daha vahim.. Siz bir kare fotoğraftan yorum yapıp haysiyet cellatlığına soyunduğunuz dakikalarda, o genç kadın tövbe edip kapandıysa siz o günahla nasıl hesap vereceksiniz? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi