Bayrak
Kaç kere seyrettiğimi saymadım. Gözlerim dolu dolu. “Buna dayanamazlar.” dedim. Dayanamadılar, şikayet ettiler ve yasaklandı. Malumunuz, bir zamanlar bayrak için ölenlerle bayrak yakanların ittihatçı ruhları ittifak halinde.
Orijinal mi derseniz “Hayır” derim. Hani “Çaldımsa da miri malı çaldım.” kabilinden..
Bazılarını zombilere götürdü. Beni, 95 yıl öncesine Maraş’a götürdü. O meşhur Cuma gününe.
Kale burcundan bayrak inince olanlara. Avukat Mehmed Emin Bey’e. Hasta yatağında kaleme aldığı o çağrıya.
"Âlem-i İslam'a Hitab
Ey millet-i necibe-i Osmaniye, vaktine hazır ol.
1300 küsür seneden beri Hz. Allah'] ve Peygamber-i Zişan'ının hizmetine razı ettiğin birdin ölüyor. Yani ecdadının kanı pahasına fethettiği bir kalenin burcu barüsundaki Al Sancağın bugün Fransızlar tarafından indirilip, yerine kendi bandıraları konuldu. Şimdi acaba bunu yerine koyacak sende birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok! İğtişaş arzu etmeyin. Yalnız pür vekar ve azamet olarak ol AI Sancağımızı geri yerine koyalım. Tekrar kemal-i mehabetle yerlerimize avdet edelim.
Korkma! Korkma seni buradaki birkaç Fransız kuvveti kıramaz. Sen mütevekkilin Alellah. Kendi mevcudiyetini gösterecek olursan, değil birkaç Fransız kuvveti, hatta bütün Fransızmilleti kıramaz. Buna emin ol.
28 Teşrin-i Sani 335 “
Ne bayrağımızın yerini başka bir bayrak alır ne de İstiklal Marşımızın yerini başka bir marş. Alamadı da . Ne andımız ne başka bir şey…
Çünkü bu milletin yemini var.
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim
ARİF NİHAT ASYA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.