Milletin, 105 Yıl Sonraki Cevabı: Millet Sizi Azletti
Bundan 105 yıl önce,27 Nisan 1909’da, dört kişilik Meclis-i Mebusan heyeti Yıldız Sarayı’nda Cihan Padişahı Abdülhamid Han’ın huzuruna çıkar. Vazifeleri, Fetva makamına zorla imzalatılan ve silahların gölgesinde Meclis’den zorla geçirilen hal’ fetvasını Sultan’a tebliğdir. Meclis’de kimin tebliğ edeceği sorulunca arsızca öne çıkan bu heyetin Arnavut üyesi Esat Toptani, yine aynı arsızlıkla “Millet seni azletti.” deyiverir. Evet, Türk tarihindeki kara leke böyle tebliğ edilerek daha büyük bir lekeye sebeb olunur. Çünkü bu rezaletin millet ile bir alakası olmadığı gibi, esasında millet, Sultan’ına can-ı gönülden bağlıdır.
Osmanlı Devleti’nde fetva olmadan padişah azledilemez. Devletin hukuku, şer’i hukuk olduğu için cebren ve hile ile fetva çıkartarak padişah azletmek bir hukuk darbesidir. O zamana kadar, 2. Abdülhamid Han’a karşı muhtelif darbeler ve suikasdler yapılır; başarılı olunamayınca en sonunda Meşrutiyet’in yeniden ilanı ile bu hukuk darbesi gerçekleştirilir.
Hal fetvasındaki iddialar tamamen iftiradır. Dini kitapları tahrif etmek ve yakmak; Müslümanlar arasında fitne çıkartarak birbirlerini öldürmelerine sebeb olmak; emrindekileri haksız yere öldürmek; Hazine parasını israf etmek vs…
Tebliğ ile vazifeli mebuslar Yahudi Emanuel Karasu, Ermani Aram, Arnavud Esad Toptani ve ne idüğü belirsiz Arif Hikmet’dir.
Şimdi bu tarihden, yani 27 Nisan 1909’dan bir yıl öncesine gidelim. Bu kara lekeye imza atan Meclis-i Mebusan’ın açılış tarihine bakalım. 1908’in 17 Aralık’ı. İlginç değil mi? Günümüzdeki darbelerin tarihlerinin hiçbiri tesadüf değil. 2. Abdülhamid Han’ın tahtdan indirildiği 27 Nisan günü, e-muhtıra verildi. 60 darbesinin yapıldığı 27 Mayıs günü Gezi direnişi başladı.
Ben gibi bu tarihlerin çağrışımına kapılmış bazı yazılara rastlayınca bu fikrimden daha da emin oldum. 17 Aralık hukuk darbesinden sonra, seçimleri beklemeden “Millet sizi azletti. Seçimde gömüleceksiniz. ” naraları atan yazılara rastladım. Yüz yıl önceki ittihatçı kafa neyse, bugünki de aynı.
Yalnız hesab etmedikleri bir şey var. Artık bu oyuna millet de dahil oldu. Hiç kimse onun adına kimseyi azledemez artık. Edemedi de..
30 Mart seçimleri, yüz yıl önce bu millete ve Hakanına atılan iftiraya, milletin cevabıdır. O günün şartlarında 2. Abdülhamid Han’ın kan dökülmesin diye atmadığı Osmanlı tokadıdır.
Gerek hal fetvasının hazırlanmasında gerekse tebliğ edilmesinde emeği geçenleri incelerseniz bugün ki izdüşümlerini aynen görürsünüz. İttihatçısıyla, Yahudisiyle, Ermenisiyle, din adamıyla, dindarıyla, basınıyla son derece geniş bir şer çetesi. Hepsine karşı, Sultan tek başına. Arkasında millet var ama milletin olanlardan haberi yok. Müdahale gücü de yok. Sadece bir avuç Söğütlü Maiyyet Bölüğü. Onlar ölüme hazırdı ama, Padişah izin vermedi.
Şimdi ise millet her şeyi görüyor ve söz hakkı var. 30 Mart’da sözünü söyledi ve devletine sahib çıktı.
105 yıl önce, Hünkârımıza yaptıkları darbeyi millete mal eden şer çetesinin şimdiki uzantıları cevabını sandıkda aldı.
Evet, millet sizi azletti.
Not :”Söğütlü Maiyyet Bölüğü’nün şimdiki izdüşümü ne?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Onu da siz tahmin edin artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.