Kayisilar Avanak Olur Bülent Keneş
Şu ifâdelerim, 1 Mart târihli yazımdan. Yâni, seçimin sonrasına değil; öncesine âit bir fikir.
" Bizim ana muhâlefet, erken açan kayısılar gibi. Ortamı ısıtacak birkaç şey görünce bahar geldi zannederek çiçek açıverdiler. Kılıçdaroğlu, baharın geldiğinden o kadar emin ki miting programına bile başlamadı."
Baharın geldiğine emin olmak için nevruzu beklemek lâzımdır. Nevruzdan önceki güneşe, aldanmamak gerekir. Maalesef, kayısı ağaçları, bu aldatan güneşe kolayca inanır. Bu yüzden "Kayısılar, avanak olur." derler.
Peki erken çiçek açınca ne olur? Don vurur. Ağaçlar meyve veremez.
Malatya'da öyle olmuş. Erken çiçek açan avanak kayısılara don vurmuş. Yâni bu sene kayısı olmayacak ya da pahalı olacak.
Cemaat yazarı Bülent keneş, bunun sebebini "30 Mart'da iftirâcılara verilen destek" olarak görüyor.
Doğru söylüyor. Bu adama kızmak niye, anlamadım. 30 Mart'da iftiracılara destek olundu mu olunmadı mı?
Âilesinden iftirâcılara tek oy gitmediğini, yine de uyarının umûmi geldiğini söylüyor. Adam parti adı filan vermiyor. İftirâcılara verilen desteği itirâf ediyor sâdece.
Neyse, latifeyi bir yana bırakarak ciddi bir soru sorayım.
Seçim sonucunu görmeden zafer sarhoşu olan cemaat, tıpkı ana muhâlefet gibi avanak kayısılara benziyor mu benzemiyor mu?
Siyâsetin nevruzunu beklemeden çiçek açtılar. Bizler, temkinli ve tedbirli olarak baharı bekledik. Onlara don vurdu. Ayazda kaldılar. Artık yapacak bir şey yok. Kayısılarda ve onlarda rekolte düşük olacak. Eee avanak olmanın bu kadar bedeli olsun artık.
Belki bu "avanak" ifâdesini hoş bulmayanlarınız vardır. İnanın CHP'lilerin kullandığı kelimelerin yanında çok nâzik bir ifâde. Düpedüz, "balinalara yapışan deniz kabukluları" benzetmesi yaptılar cemaat için. Kene gibi yapışmanın başka bir ifâdesi.
Hayret! CHP'liler, bu kadar aşağılıyor ama cemaatden "tısss" yok. Bütün tıslamaları bu tarafa.
Allah aşkına, CHP'nin hakaretlerine, şöyle okkalı bir karşılık verecek cemaat mensubu yok mu?
Ben cemaatin hâlini, salkımdan ayrılan arılara da benzetiyorum. Kışın, arılar kovanlarda birbirine tutunarak salkım halinde yaşarlar. Salkımın en dışındakiler, vakitsiz olarak gelen güneş ışığı ve seslere kapılarak, daha doğrusu kanarak salkımdan ayrılırlar ise sonları kötü olur. Aptallıklarının bedeli ağır olur. Geriye salkıma girmek isteseler de mümkün olmaz.
Salkımı bozmanın geri dönüşü yok anlayacağınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.