Üç çocuk mu, beş çocuk mu?
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’ye bağlı kurumlardan, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC)’in yaptığı SWOT Analizi’ne göre İslam Dünyası nüfusunun % 53,5’i 24 yaşın altında ve bu nüfus İslam Dünyası’nın en büyük gücü ve zenginliği. Ne petrol ne gaz ne de uranyum; genç nüfus, Müslümanların en önemli serveti. Aynı zamanda da en büyük imtihanı…
Bu imtihanı tüm yoğunluğuyla yaşayan Türkiye, hem azalan doğum oranının (2,07) yönünü değiştirmek hem de doğru gençlik politikaları ile bu gücü en doğru şekilde istihdam etmek durumunda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in geçen hafta açıkladığı rapora göre Türkiye’de canlı doğan bebek sayısı 3766 azaldı. Başbakan Erdoğan’ın ‘en az üç çocuk’ tavsiyesine bir de bu açıdan bakalım...
EN KALABALIK MÜSLÜMAN ÜLKELER HANGİLERİ?
2010 rakamlarına göre dünyadaki en kalabalık Müslüman nüfusa sahip ilk 10 ülke sırasıyla şunlardı: Endonezya (204), Pakistan (178), Hindistan (177), Bangladeş (148), Mısır (80), Nijerya (75), İran (74), Türkiye (74), Cezayir (34), Fas (32).
2030 yılında bu sıralamanın şu şekilde değişeceği tahmin ediliyor: Pakistan (256), Endonezya (238), Hindistan (236), Bangladeş (187), Nijerya (116), Mısır (105), İran (89), Türkiye (89), Afganistan (50), Irak (48)
“Türkiye bu gidişle hiçbir zaman 100 milyonu bulamayacak” tezi bu tahminlere göre doğru çıkacak gibi. Bu tahminleri boşa çıkarmanın tek yolunun ise, Başbakan Erdoğan’ın ‘en az 3 çocuk’ tavsiyesini güçlü teşviklerle ‘5 çocuk’ olarak anlamak olduğu gözüküyor.
İslam ülkeleri içerisinde doğurganlık açısından en düşük oranlara sahip İran’ın durumu da Türkiye’den farklı değil. 1980’lerde 6,08 olan doğum oranları 2007’de 1,08’e düşmüş durumda. 1966’da başlayan ‘nüfus planlaması’ politikalarının nasıl başarılı olduğunu gösteriyor bu rakamlar. Bu gidişattan ürken Ayetullah Ali Hamaney nüfusun iki katına (150 milyon) çıkarılmasına yönelik yeni bir politika tavsiyesini hükümete çoktan verdi bile. Şimdiki şartlar altında, İran da Türkiye gibi hiçbir zaman 100 milyon rakamını göremeyecek ülkelerden.
DÜNYADAKİ MÜSLÜMAN
NÜFUS ARTIYOR MU?
Dünyadaki Müslüman nüfusun sayısı ile ilgili birçok çalışma ve araştırma var. Makul ve mutedil çalışmalara göre önümüzdeki yirmi yılda Müslüman nüfusun artış oranı Müslüman olmayanlara göre iki kat fazla olacak. Ancak bu artışta da genel olarak % 0,7 oranında bir gerileme var. Yani özellikle Batı’daki bazı İslam karşıtlarının iddia ettikleri gibi Müslüman nüfus Avrupa’da patlama yapmayacak ama artacak.
Müslüman nüfusun hızla arttığı ve 2050’li yıllarda bazı ülkelerin Müslüman olacağı yönündeki iddialar ise, ya bazı İslam karşıtlarınca yahut bazı Müslümanlar tarafından ortaya atılıyor. Mevcut nüfus artış oranlarına göre böyle bir ihtimal gözükmüyor. Ancak İslamiyet’i kabul eden insan sayısında devasa artışlar olursa dünya demografisinde Müslümanlar ağırlık kazanabilecek gibi görünüyor. İslam karşıtlarının, İslamofobik politikalara zemin oluşturmak için ortaya attığı bazı rakamlara karşı çok ihtiyatlı olmakta fayda var onun için. Sözgelimi Avrupa’da bugün için 44 milyon Müslüman var ve bu oran toplam nüfusun % 6’sı. 2030’da bu oran (mevcut artış hesaba katıldığında) % 8 olacak. Yani bazı aşırı sağcı politikacıların iddia ettiği gibi İslamiyet, ‘tsunami’ gibi Avrupa’yı istila etmiyor. Yahut bazı Amerikalı yazarların kurguladıkları gibi, ‘nüfus ve göç’ sebebiyle 2040’da Amerika, Müslüman bir ülke olmayacak.
NÜFUS ARAŞTIRMALARI
Bu köşede daha önce de ifade ettim; maalesef İslam Dünyasının en önemli zenginliği nüfus yapısı olduğu halde, bu sahada çalışan Müslümanlara âit dört başı mamur kurumlar yok. Yahut mevcut kurumlar Batılı muadilleri kadar verimli işler çıkartamıyorlar. En detaylı nüfus analizlerini Batılı kurumlar yapıyorlar hâlâ. Nüfus planlamalarımızı ve nüfus araştırmalarımızı kendimiz yapmadığımız müddetçe sağlıklı yol alamayacağımız kesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.