Erdoğan’ın taziyesi ve İstiklal Mahkemeleri…
Başbakan Erdoğan’ın (bir İttihat Terakki işi olan) tehcirin seneyi devriyesinde hayatlarını kaybedenler için taziye mesajı yayınlaması iyi olmuştur.
Ermenilerden bir kısmının “buna karşılık verip vermeyecekleri” önemsizdir.
Zira üzüntü “pazarlıkçı” bir his değildir.
Bir kişi bile haksız yere öldürülmüşse, üzüntü belirtmek “İmparatorluk Mirasçılarının” şânındandır.
Bununla birlikte…
“Soykırım” zırvalarına karşı çıkmak, Türkiye’nin hukukunu Ermenilerin “faşist” olanlarına karşı savunmak da vatan görevidir.
Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bu konuda zaaf göstermemiştir.
•
Sayın Erdoğan’ın bu açılımı umarız yeni açılmalara vesile olur.
Mesela…
Hep aklımdadır, “Koca ülke böylesine önemli bir mesele üzerinde nasıl durmaz, ‘atalarımız’ nasıl bu kadar unutulur?” diye hayıflanır dururum.
Birçok alanda öncülük eden Başbakan Erdoğan, Çorum’da konuşurken “İskilipli Atıf Efendi hazretlerinin İstiklal Mahkemeleri tarafından katledildiğini” vurgulamıştı.
Sayın Başbakan haklı:
“Acılar hiyerarşisi olmaz.”
Bunlar da bizim acılarımız, aynı değerin verilmesini hak eder.
Biz de “atalarımız”ın hukukuna sahip çıkmak adına şikayetçiyiz.
Şu İstiklal Mahkemeleri…
Kararları ideolojik ve katî; itiraz yok, temyiz yok.
Birinci Büyük Millet Meclisi’nin unutulmaz hatibi Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey’in şu sözleri verilen yetkinin anormalliğini ortaya koyar:
“İstiklal Mahkemeleri’ne Meclis’in tanıdığı yetkiyi, Cenab-ı Hak Peygamber’ine dahi vermemiştir.!!!”
•
İstiklal Mahkemeleri adıyla, çoğu üyesi hukukçu olmayan seyyar bir mahkeme, Anadolu’nun şehir ve kasabalarında dolaştırılır.
On binlerce masum vatan evladı yoktan yere darağaçlarında telef edilir.
Öyle bir kıyım mekanizmasıdır ki bu, sadece Ankara İstiklal Mahkemesi’nde 13 bin 096 kişi yargılanmıştır!
KASTAMONU NİÇİN GERİ KALDI?
Benim memleketim Kastamonu, bahşedilmiş onca tabii imkâna rağmen niçin hâlâ “en geri kalmış iller” arasında?..
Nice değerine kıydılar da ondan!..
Tam 9016 sanık Kastamonu’dan, beraat edenlerin sayısı sadece 648!..
Türkiye’nin tamamında kaç vatan evladının İstiklal Mahkemeleri’nin zulmüne uğradığını kesin olarak tespit etmek çok zor lakin mağdur sayısının yüzbinlere ulaştığı kesin.
Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey o mağdurlardan.
Yargılanıp beraat aldığı halde, haklarında idam kararı verilenleri savunmak için şunları söyler
“Bu mahkeme çok namuslu insanları asmıştır. Bizim namusumuzda bir eksiklik mi gördü ki bizi asmadı!”
Tam bir “Adamlık” dersi.
Bu dersin karşılığı ise…
İstiklal Mahkemesi’nden:
Ömür boyu sürgün cezası!..
•
Evet…
Sayın Başbakanımız “Acılar hiyerarşisi olmaz.” demek suretiyle çok güzel bir yolu açtı.
Ermeniler, bugüne kadar davalarına sahip çıktılar, her platformda davalarını savundular.
Bizler de…
Bir yandan mazluma kimliğini sormadan “acı” çekenlere kulak vereceğiz diğer yandan da İstiklal Mahkemeleri gibi “öncelikle bizi ilgilendiren” acıların üzerine gideceğiz.
Bu sadece “geçmişin hesaplarını kapatma” arayışı olmayacak, aynı vakitte İstiklal Mahkemeleri’nde yargılananların evlatlarına, torunlarına yönelik zulümlerin de hesabını soracağız.
Babası, dedesi İstiklal Mahkemeleri tarafından mahkum edilmiş vatan evlatları az mı sıkıntı çekti bu memlekette?..
Niceleri “kara listelerde” tutuldu, niceleri nesiller boyu “sabıkalı” kaldı.
Görmezden gelirsek “atalarımız”ın hayır dualarını alamayız.
•
Onlar Müslüman’a “Beddua etmez!” ama…
“Dua etmemeleri” de büyük sıkıntı olur…
•
Dualarını alırız İnşallah.