Eskiden Düşman Çatlatırdık Şimdi Sevindiriyoruz
Bir zamanların “beraber yürüdük biz bu yollarda” ekibinden Abdüllatif Şener de vardı.
Şener’i talebeliğinde müdürü bulunduğum yurttan tanırım.
Kafkas ruhlu ateşli gençlerimizden.
Refah döneminde Maliye Bakanlığı başarılıydı.
O dönem paraya pula olan sağlamlığı ile başkaları gibi un akıtmadı.
Ne var ki kadro olayı, bir yerde disiplin işi, taştın mı taşırırsın.
Ondan sonrası ya herro ya merro...
Şener kardeşimiz siyasette merro oldu...
İdris Naim Şahin de AK Parti kurucularından.
Bakanlık karnesi çok iyi.
Görevden alındığına hepimiz üzüldük...
O da durdu durdu cemaatçiler adına o talihsiz açıklamayı yapıştırdı.
Her duyan “Aaa Naim mi?” dedi...
Bu da öyle gitti.
Cemaatçi beyinlere kendilerini ipotek eden milletvekillerini hesaba katmıyorum.
Veya solun artıklarını... Onlar AK Parti oyları ile milletvekili oldular gittiler...
Asıl çatlaklık, iktidarın uğraşı verip de bağımsızlaştırdığı HSYK kadrolarında görüldü.
İktidarın paralel yapılanmaya karşı hazırlamış olduğu 52 maddelik yasa tasarısına bu kadrolardan 62 sayfalık “ayağını denk al” manifestosu geldi.
Peşinden Adalet Bakanına yetki veren maddeleri iptal eden Anayasa Mahkemesi kararı.
Bir nevi anayasal dayanışma.
Tarihe Haşım Kılıç Vakası olarak geçecek muhalefetin suçlamalarına denk bir çıkış...
Hiç olacak şey mi?.. Mahkemenin yıldönümü kutlamasına çağırdığın devlet erkanına açtın ağzını, yumdun gözünü. Özellikle hedefte Başbakan.
Sonrası malum, törende hazır bulunan baş muhalefet Kılıçdaroğlu memnun mu memnun.
Hele cemaatçiler şapkayı havaya fırlattılar.
Haşim Kılıç’ı tanımıyor değiliz.
Arınç’ın dediğini ben de diyorum, o çıkışı ben de kendisine yakıştırmadım.
Kılıç kardeşimiz, öfkeli kalktı zararlı oturdu.
Geçmişte benzer muameleye kendisi maruz kalmıştı.
Evinde misafir olarak bulunan Kılıç’ın hanımı başını örttüğü için Vural Savaş tarafından hedef tahtasına oturtulmuştu. Savaş örtünme olayını abartarak günlerce anlattı durdu.
Bildiğim kadarı ile Haşim Kılıç açmış olduğu tazminat davasını kazandı...
O zaman haklıydı, şimdi aynı hatayı kendisi yaptı.
Sen ev sahibi değil misin? Çağırdığın misafirlerin senin güvenliğinde.
Velev ki bir yerlerden kızmış ol, misafir hukuku misafire saygıyı gerektirir.
Bizim oralarda “Karadenizlilik Mizacı” derler, en son söyleyeceğini ilk söyler dayağı yersin.
Anlayamadığım Haşim Kılıç Karadenizli değil, bu kadar acelecilik neyin nesi?
Neticede kırılanlar, dökülenler kimin işine yarıyor?
Geçekten söylüyorum, iktidarın nimet yükünü çoğumuz taşıyamadık.
Para ve koltuğa yenik düştük dersem sanırım yanlış olmaz.
Hem öylesi, hem de bürokraside sorunlar yok değil var. Bir çok iktidar yanlısı ehil bürokrat müşavirlik adı altında kızakta gün sayıyor. İktidar sensin yetkiler başkalarının elinde.
Başbakan bana sorsa yargı kararları hakkında konuşmamasını öneririm.
Bildiğim için söylüyorum, yargı aynı düşünceyi taşıyanlar arasında giderek cepheleşiyor.
Bırakalım, hükümet sözcüsü veya Adalet Bakanı açıklama yapsın.
Bir de Başbakan’a bazı konularda yanlış bilgi verildiği kanaatini taşıyorum.
Daha önce de vurgulamıştım, görev verilenlerin önemli bir kısmı bu yolun yolcusu değil.
Onları kimlerin önerdiğini merak ederim.
Bulunduğumuz zemini tanımak zorundayız... Anadolu kendi başına bırakılmış bir coğrafya değil, aramızda fitne rüzgârları estirmeye çalışan nice Lavrensler var.
Şimdi de Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasını açmaya çalışıyorlar.
Şahsi görüşüm, Cumhurbaşkanı Gül görevine devam etmeli, ancak madem “dar bölge seçim sistemi gelecek” o halde çıkıp “her istediğimi veren milletime teşekkür ederim” açılaması ile noktayı koyarsa borsa yükselir, döviz fiyatları düşer sonuçta ülke kazanır....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.