Kayseri’den “Hayır” diyoruz!
Antalya, Konya, Ankara, Malatya, Kayseri…
Memleketin nabzını tutuyoruz.
•
Hava o ki, vatandaş Ankara’nın bitmez tükenmez tartışmalarından bıkmış vaziyette.
Hayırlısıyla şu cumhurbaşkanlığı meselesi halledilse, genel seçimden “Yeni Türkiye”ye geçişi mümkün kılacak bir sonuç çıksa, taşlar yerli yerine otursa…
Türkiye’nin 2023 hedeflerinin önündeki “takozları” temizleyebilsek.
•
Bir de gerilim üreten günlerimiz var, şu 1 Mayıs da milletin başına dert!..
Sağolsunlar, tatil ilan ettiler bugünü.
Öğretmenlerimizle konuştum…
Dediler ki;
“ 23 Nisan tatil, 1 Mayıs tatil, 19 Mayıs tatil, bu tarihlerin öncesi ve sonrası tatil, arada sınavlar var, ondan dolayı tatil, tatil, tatil, tatil!..”
Hesap ediyorsun; azınlıkların mübarek günlerine ayarlanan Cumartesi- Pazar tatilleri, 52 hafta çarpı 2 hesabından 104 gün ediyor.
Yaz tatili, kış tatili, bayram tatili, seyran tatili, mesai çoğu yerde zaten yarım gün, hepsini topla memleket ve bilhassa da eğitim camiamız yılın 265 günü devre dışında!..
Bir de bu saçma sapan düzen için 30’una kadar kilitliyoruz koca bir gençliği…
Evini barkını kurabilirse genç, bir de banka borcuna girer, ona da en azından bir 10 yıl ayırması lazım…
Mevzua uygun şarkı da dillerde:
Ben böyle miydim,
Böyle mi doğdum;
Genç yaşımda bir
İhtiyar oldum!..
•
Kayseri’de 1 Mayıs mitingi var.
Hak-İş camiası, 1 Mayıs coşkusunu Anadolu’ya taşıyor.
Memur-Sen de Diyarbakır’da, çok güzel.
•
Yol boyu yağmur, ayaz, fırtına…
Giderken, “kaza”nın soğuk nefesini ensemizde hissettik…
Sabah, bir “kaza” haberi geldi.
Hak-İş Kocaeli ekibini taşıyan otobüs devrilmiş!
Aman Allah’ım; dendi ki 33 yaralı var, üçünün durumu ağır.
•
Şu 1 Mayıs.
Regaip gecesi mübarek, millet 1 Mayıs yollarında.
Hak-İş alanlara çıkmasa yanlış anlaşılacak!..
Şu “Taksim bölücüleri” yüzünden, herkes alanlara çekiliyor.
Sendika dediğin Hak-İş gibi emekçinin kazanım elde etmesi için seferber edecek kaynaklarını.
Yazık günah, 1 Mayıs için harcanan her kuruşa!..
Ne var ki bunu yapmak mecburiyetinde bırakılıyorsun, birileri terör estirirken “İşte işçi günü böyle kutlanır. İşte bugün vesile kılınarak emekçinin problemleri böyle gündeme getirilir!” mesajını vermen şart.
•
Zulüm ki ne zulüm.
Memlekette ne kadar işçi varsa köle.
Bilhassa taşeronlar…
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan gündeme getirip duruyor ama duyan kim:
“Abiler, Anayasamıza göre uluslararası sözleşmeler iç hukuk hükmündedir. Yani devlet bunlara uymak mecburiyetindedir. Devletin kurallarına uymak mecburiyetinde olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), taşeron işçilerin kadroluların bütün haklarından eşit olarak faydalanmasını hükme bağlamıştır. Türkiye’deki uygulamalar bu hükme aykırıdır. Yani, resmen anayasa suçu işlenmektedir!”
•
Mevzuun en tuhaf yanlarından biri de; Cumhurbaşkanlığı’nda bile Anayasa’ya aykırı olarak “taşeron işçi” çalıştırılması!..
Hak yemeyelim; devletin hemen bütün kurumları böyle!..
Pes!..
•
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, emekçinin problemlerini meydanlara, ekranlara taşıyor:
“TAŞERONLAŞMAYA HAYIR DİYORUZ!..
MEVSİMLİK İŞÇİLERİN SORUNU ÇÖZÜLSÜN DİYORUZ!..
ÜCRETLER ÜZERİNDEKİ AĞIR VERGİ BASKISI SON BULSUN DİYORUZ!..”
GEÇİCİ İŞÇİLERE KADRO İSTİYORUZ!..
BAŞÖRTÜSÜ SERBESTİSİ İSTİSNASIZ OLARAK UYGULANSIN İSTİYORUZ!..
SAĞLIK TAZMİNATI İSTİYORUZ!..
ŞİRKET İŞÇİLERİNE KADRO İSTİYORUZ!..
ÜCRETLERDEKİ AĞIR VERGİ YÜKÜNE ‘HAYIR’ DİYORUZ!..”
•
Bunları Hak-İş istiyor, Memur-Sen istiyor.
“Kemalist Sol” ve “Kemalist Sağ” sendikalar ise sadece kavga istiyor, kaos istiyor!..
•
Çalışan Türkiye, üreten Türkiye, emekçiye hakkını veren Türkiye, çocuklarını gençlerini okul koridorlarında çürütmeyen, “test ile tost arasında” sıkıştırmayan Türkiye, tatili az mesaisi bol Türkiye…