Özgür basın, esir vatandaş!
Meğer varmış! Siz sormadan söyleyelim: “Gazetecilere Özgürlük Platformu!” Hemi de 94 meslek örgütünün üst şemsiyesi! (Alt şemsiye nasıl olur, bilemiyorum!) Yahu bu ne iş, bir meslek var 94 tane meslek “örgüt”ü var! Demek ki, alanında söz sahibi güçlü, işe yarar, kabul gören basın kuruluşları yok. Önüne gelen “meslek örgütü” kuruyor!
Neyse asıl bahsimize gelelim: Türk basını ve özgürlük!
Basın hürriyetinden en çok şikâyet edilmesi gereken zamanda basının hür olduğu iddiasını yükselten meslek örgütlerinin ülkesinde yaşıyoruz.
Onlara göre, basın Tek Parti devrinde hürdü! Ne demişti Atatürk: “Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.”
Söz söz de, ya tatbikat? O bahse girmeyelim! Bir cümle ile söyleyelim: Cumhuriyetin ilk döneminde basın hürriyeti Abdülhamid dönemine rahmet okutacak durumdaydı!
27 Mayıs darbesinden sonra basın hürdü!
12 Eylül’den sonra gazeteciler fevkalade özgürdü!
Ya 28 Şubat? Tadından yenmezdi!
Şimdi toplaşmışlar, İstanbul’da, basının eski merkezinde Babıâli’de Vilayete doğru yürüyüşe geçmişler. Tiyatrovari bir gösteri anlayacağınız.
Önde bir hatun, gözleri bağlı!
Arkada bazı zevat ağızları bantlı!
Bunları biz iyi tanırız. Darbe dönemlerinde basın hürriyetinden bahsederler, demokratik dönemde dış merkezlere servis yapar, Menderes’in, Özal’ın veya Erdoğan’ın ne kadar basına baskı uyguladığı yalanını yayarlar.
Bu yalanlar oralarda raporlaştırılır, sonra Türkiye’ye ABD’nin, Avrupa’nın görüşü gibi gelir.
Son rapor Freedoom House’den, “Fridom havz” yani. Yani Hürriyet evi!
Anlayacağınız Hürriyetin evi Amerika’da! Adamlar bütün dünyada hürriyetin yuvasını yapıyorlar ya! (Örnek olarak Afganistan’a, Irak’a, Mısır’a bakınız.)
Hani şu dünyaya nizamat veren, bu arada İsrail öncelikli kararlar alan ABD’de…
“Önce İsrail, sonra diğerleri!” hükmünü 10 emirin başına yazan ABD’de!
İsrail hapishanelerinde kaç Filistinli var? Bunların kaçı yazar ve gazeteci? Bilmem ki, Freedom’cular bunların kayıtlarını tutuyorlar mı?
Yoksa İsrail kayıtdışı mı?
Tutuyorlar tutmasına da, onların dışarıya rapor verecek laikçileri, cemaatçileri yok. O yüzden İsrail kısmen özgür olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin işi zordu, daha da zorlaştı.
Eskiden bir kesim gammazı vardı Türkiye’nin, onlar da tesirini bir hayli yitirmişti, şimdi iki!
Zamane gazetecileri de kafileye katıldı, hemi de ingilizce yayınlarla ve ABD’deki lobileriyle!
Türkiye sittin sene sınıf geçemez bu durumda!
Benim asıl sorum şu: Türkiye’deki bazı basın karşısında ne kadar özgürüz? Mesela, Hürriyet’in, Cumhuriyet’in, Sözcü’nün karşısında ne kadar hürüz? Onlar vatandaş hakkında yazmakta alabildiğine hürler. Her türlü yalanı, iftirayı atabilirler. Vatandaş ise onlar karşısında hukuk desteği almakta çaresiz!
Hadi bir de bu zaviyeden bakın basın hürriyetine bakalım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.