Silahların Gölgesinde Başkanlık Seçimleri
Halkların özgürlük taleplerine karşı savaşın fiilen sürdüğü Mısır ve Suriye’de biri bu ayın sonunda diğeri ise gelecek ayın başında arka arkaya cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Halkın yaptığı seçimlere veya kendilerine seçme hakkı verilmesi taleplerine karşı silahların devreye sokulduğu bu ülkelerde katliamlarla hakimiyetlerini sürdürenlerin oylarla kendilerini onaylatmaya çalışmaları ne kadar saçma! Bu zalimler, halkların iradelerinin ortaya çıkmasına asla izin verilmeyeceği çok iyi bilinen bu seçimlerle sahneye konan senaryonun çizgi filmler kadar bile inandırıcı olamayacağını tahmin edemiyorlar mı? Elbette bunu çok iyi biliyorlar. Ama şu aşamada kendilerini güçlü gösterebilmek için dopinge ihtiyaçları var. Ne var ki bunu alenen, herkesin gözü önünde yapmak zorundalar. Dolayısıyla alacakları doping sadece kendilerini tatmin edecek, kimse yapılacak şişirmenin gerçeği yansıtacağına inanmayacak. Seçimlerin sonucunun şimdiden belli olduğunu, çok adaylı seçim görünümü verilmesi için sahneye çıkarılanların ise sadece birer figürandan ibaret olduklarını herkes biliyor. Tahmin ediyor demiyoruz. Çünkü tahmin etmek için zihinde zayıf da olsa başka ihtimallere de yer vermek gerekir.
Biz yine de merak edenler için yapılacak seçimlerle ilgili ayrıntıya dair bazı bilgiler vermekte ve birtakım değerlendirmelerde bulunmakta yarar görüyoruz. Fakat hepsini bir yazıya sığdıramayacağımız için bu konuda bizi iki gün okumaya devam etmeniz gerekecek.
Mısır’daki seçimler için ülke dışında yaşayan Mısırlıların oy verme işlemleri 15 Mayıs’ta başlayacak. Ülke içinde ise 26 ve 27 Mayıs tarihlerinde oy verilecek. Adaylar kesinleşti ve iki kişi var. Eski Savunma Bakanı Mareşal Abdülfettah Sisi’nin yanında sadece Nasırcı anlayışa sahip ve Kıptî kesime mensup olan Hamdin Sabbahi yer alacak. Üçüncü aday Murtaza Mansur seçimlerin sonucunun belli olduğunu ve kendisinin “çok adaylı” iddiasının figüranı olacağını bariz bir şekilde görmüş olmalı ki adaylıktan çekildi.
Sisi’nin, göstermelik bir referandumla uygulamaya soktuğu anayasaya göre sözde cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için asker kıyafetlerini çıkarması ve resmî görevlerinden istifa etmiş olması gerektiğinden adaylığını son tarihlere kadar geciktirdi. Fakat onun ülkede geri getirilmesi planlanan dikta rejiminin baş Firavun’u olmaya iyice niyetli olduğu çok açık bir şekilde görülüyordu. Zaten cuntanın oluşturduğu geçici yönetimde cumhurbaşkanlığına getirilen Adli Mansur’un da onun tarafından kumanda edildiği, gerçekte cumhurbaşkanlığı değil kalem müdürlüğü görevi yaptığı da biliniyordu.
Suriye’de çok adaylı ilk cumhurbaşkanlığı seçimi olacak 3 Haziran 2014 seçimlerinde yarışacak adayların sayısının yediye tamamlandığı açıklandı. Çünkü Baas diktasının “müthiş” reformlarına göre gerçekleştirilecek bu seçimlerde cumhurbaşkanlığı aday sayısının yediyle sınırlandırılması gerekiyor. O yüzden Anayasa Mahkemesi otuza yakın başvurudan altı tanesini kabul etti. Biri zaten Beşşar’a tahsis edilmişti. Diğer altı adaydan biri de Suzan Ömer el-Haddad adında bir bayan. Böylece aday listesine yeşillik de katılmış oldu. Suzan hanımın başkan olma niyeti taşımadığı Baas üyesi olmasından ve sadece rol değişikliği için istifa etme ihtiyacı duymasından tahmin edilebilir.
Diğer beş adayın isimleri ise şöyle: Mahir Abdulhafız Haccar, Hasan Abdullah en-Nuri, Semir Ahmed Ma’la, Muhammed Firas Racu’ ve Abdusselam Selame.
Adaylığı Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilen Albay Muhammed Hasan el-Ken’an bir yolculuk esnasında kaçırıldı ve kameralara konuştu. Bu adamın açıklamasını kaçıranların baskıları altında ve zorlanarak yaptığı söylenebilir. Ama verdiği bilgiler vakıayla bire bir uyuşuyor. Bu şahıs kendisinin gönüllü olarak değil Esed yönetiminin baskısı altında ve tehditler sebebiyle aday olduğunu ifade etti.
Normalde Esed dışındaki adayların ve aday adaylarının hepsi sadece manken olarak kullanıldıklarını çok iyi biliyorlar. Bunların sonucu belli seçimlerde manken olmanın kendileri için önemli risklere de neden olacağını tahmin edememeleri mümkün değildir. Bu şartlarda ya baskı ve tehdit ya da bulundukları konumun getirdiği zorlayıcı şartlar yüzünden aday olmuş olmaları ihtimali yüksektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.