Cemal Nar

Cemal Nar

Çok mu Seviyorsun Savaşı?

Çok mu Seviyorsun Savaşı?

Biz hükümete karşı harekete geçtiğinde Fethullah Gülen’e “yapma hocam, senin işin ne siyaset, ne müfettişlik. Yolsuzluk varsa bırak ilgililer ilgilensin. Bu senin işin değil. Bu davaya zarar verir” dedik, dinletemedik. Ama hem camia, hem de din hizmetleri olumsuz gündeme geldi ve gerçekten zarar verdi.

Bunu görünce “Bari bir müddet sus, sonra bir beyanat ver. ‘üzgünüm’ de. Araya giren sulh insanları ile bu kavgayı bitirin lütfen” dedik. Ama o yabancı ajanslara “savaşa devam” anlamında “pişman değilim” diye demeçler verdi.

Burada okumuşsunuzdur, “Neyine güveniyorsun da koca bir ülkenin devlet ve hükümeti ile savaşı göze alıyorsun?” diye sorduk. Sonra ilişkiler gün yüzüne çıktı ki, arkasında ABD ve İsrail’den kimi karanlık güçler var.

Buna rağmen yine uyardık. “Son durak barış” dedik. “PKK bile barışa mecbur kaldı, bu devleti alnından savaşarak yenemezsin, uyan” dedik, uyanmadı Büyük Hoca. “Yazık, Suriye’den ders al” dedik, almadı.

Biz de baktık ki ABD ve İsrail ve Batılı kimi kişi ve kuruluşlardan başkasını dinlemiyor, Müslüman alimlere, yazarlara, hatta Bediuzzaman Said Nursî’nin talebelerine kulak asmıyor, işte o zaman “bırakın büyüklük sarhoşunu, yıkılana kadar gitsin” diyerek o defteri kapattık idi.

Ben, halk arasında Allah için hizmet etmiş insanlara acıyorum. Onları “paralel yapı” ve “Hoca”dan ayrı tutuyorum. Ama öyle samimi insanlar var ki, vatanına ve milletine verdiği onca zarardan sonra bile hala Gülen’den hayır umuyorlar. Duadan başka ne yapabiliriz ki.

İşte şimdi bir haber daha bütün benliğimi kedere verdi, elimi ayağımı döktü adeta. Sen neymişsin be Hoca Efendi! Bütün söylediklerin ile ters düşmeye ve kendini rezil etmeye mecbur musun be kardeşim? İnsan böyle izzet ve şerefinden taviz vere vere “kainat imamı” olacaksa, yere batsın o makam! İnsanda gurbetten vatanına dönecek yüz bırakmayan, bütün alimlerin ve kanaat önderlerinin yanında itibarını bitiren şan ve şöhret varsın olmaz olsun.

Habervaktim’im “Yeni Şafak” gazetesinden aldığı haberi okumadıysanız ben bir özetini vereyim: “Milli iradeye kurulan 17-25 Aralık komplolarının ardından Gülen grubuna bağlı yayın organlarında sürdürülen karalama kampanyasının artık İslamî bütün kesimlere zarar verir hale gelişi, bir grup ilahiyatçıyı harekete geçirdi.”

“Müslümanlar arasındaki ayrışmayı körükleyen ötekileştirici tavırdan rahatsız olan din adamlarının, Gülen grubuna yakın isimlerle biraraya gelerek, onlara çeşitli uyarılarda bulunduğu öğrenildi. ABD'nin Pensilvanya kenti kırsalında yaşayan Fethullah Gülen'e yakın ilahiyatçı Prof. Suat Yıldırım ve işadamı Mustafa Kavurmacı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda isimle biraraya gelen din adamları, muhataplarına, 'Bu gidişat bütün İslami gruplara zarar verir hale gelmeye başladı' mesajı verdi.”

“Din adamlarının sağduyulu yaklaşımlarından memnun oldukları ifade eden Prof. Suat Yıldırım ile Mustafa Kavurmacı'nın, konuyu Pensilvanya'ya, Fethullah Gülen'e de götürdüğü öğrenildi. 17 Aralık sonrasındaki beddua seansı ile tüm izleyenleri şoka uğratan Gülen, Müslüman STK ve cemaatlerin İslam'a hizmet yolunda zarara uğramaması için girişilen bu iyi niyetli yaklaşıma bile şu sözlerle tepki gösterdi:”

“Ameliyat başlamıştır, ilaç tedavisine dönülemez!”

“Paralel yapıya yönelik devlet kurumlarında başlatılan tasfiyeler sürerken, toplum tabanında oluşmuş derin yarayı kapatabilmek için sağduyulu bir girişime imza atan din adamlarının iyi niyeti 'Pensilvanya duvarı'na çarptı”

Hayret doğrusu! Bir Müslümanda cihat aşkı olur, bu takdire şayandır. Hatta “cihat etme fırsatı olmasa bile olduğunda cihat etmeyi kalbinden geçirmeyen, bir nevi cehalet ve nifak üzere ölür.” Ama be birader bu cihat kafirlere karşı yapılır. Kafirlerin safına oturup da oradan “Allah için” dindar Müslümanlarla cihat etmek olmaz ki!

Sen ey Fethullah Gülen, savaşı bu kadar seviyorsan, işte İslam âleminin en büyük düşmanları Amerika ve İsrail’dir, onlarla savaşsana! Ama tam tersi, sen onların yanında oturmuş İslam ve Müslümanlarla savaşıyorsun. Yani “İslam ile laikliğin sorunu yok” diyerek devletsiz bir İslam için Müslümanları aldatıyor, dini tahrif ediyorsun. Dün Ecevit’in “Türk İslam’ı” dediği ucube bugün “Gülen İslam’ı” oldu maalesef. Bu “İslam” “Arap İslam’ından farklı” imiş. Adama sormazlar mı, bu İslam Arapça mı indi, yoksa Türkçe mi? Biz Türkler Arapçayı niye öğreniyoruz?

“Gülen'in İslamî hassasiyetleri gözetmeyen bu yaklaşımının yaygın biçimde bilinmesinin 'hareket içinde çözülmeyi artıracağından' endişe edildiği için, toplantının bir sır gibi saklandığı dile getirildi.” (https://www.habervaktim.com/haber/370415/fethullah-gulenden-sok-sozler.html) (http://yenisafak.com.tr/gundem-haber/ameliyat-var-ilaca-donulemez-06.05.2014-642920)

Saklayın bakalım, ne zamana kadar saklayabilirseniz. Mızrak çuvala girmiyor işte. Bu zaten kalbinden tedavi olan adam, beyninden de tedaviye muhtaç hale gelmiştir. Zira bu hasta adam hem kendine, hem sevenlerine, hem de bütün Müslümanlara zarar verir hale gelmiştir. Allah Teâlâ maddî ve manevî şifalar ihsan etsin.

Zarar gören Müslümanlara gelince, artık Sevgili Peygamberimizin (sav)  hadisine kulak versinler de “aynı delikten ikinci kere sokulmasınlar.”

Ne diyelim, Allah Teâlâ hepimizi de ıslah etsin ve akıbetlerimizi hayır eylesin. Son nefeste iman ve yüz akı ile ahirete gitmeyi nasip ve müyesser eylesin.

Âmîn.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi