Çatı aday üzerine konuşmalar, fikir alış-verişleri başladı.. MHP lideri de bir tanım yapıyor kendince, CHP lideri de.. Her iki ismin yaptığı tanıma bakarak tek bir kişiyi tarif ettiklerini düşünmeye başladım.. Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de sakın kimseye çaktırmadan kendi aralarında 20’şer imza toplayıp, Tayyip Erdoğan’ı aday göstermesinler.. Bahsettikleri tanıma uygun kendi politik mahallelerinde kimse yok gibi. Oysa Erdoğan; MHP’den de, CHP’den de oy alabiliyor.. Milliyetçileri küstürmüyor ama Kürtleri de kucaklıyor. Azınlıklar ile ilgili Cumhuriyet tarihinin proaktif politika üreten tek lideri.. Alevilerin inanç ve sosyal yaşam sorunlarına dair tek açılımın mimarı.. İşçi, memur, emekli, esnaf, öğrenci hep birlikte tek bir isim üzerinde ittifak edebilir.. O da Erdoğan.. Elbette CHP’li esnaf, MHP’li emekli, HDP’li öğrenci var.. Ve sayıları hiç de azımsanacak gibi değil.. Onu demiyorum.. Ama bir kesişim kümesi arıyorsanız, adres Tayyip Erdoğan’dan başkasıymış gibi görünmüyor..

TAHA AKYOL

İsmin ilk kim tarafından ortaya atıldığını hatırlamıyorum. Ama Bahçeli “çatı aday” tarifi yaptığı günden beri sürekli karşıma çıkıyor Taha Akyol ismi..  Dün de Mümtaz’er Türköne çatı adayın Taha Akyol olabileceğini öne sürdü.. Acaba sahiden böyle bir öngörüsü mü var, yoksa bir temenni mi? Ya da acaba ismi yıpransın diye mi Taha Akyol denmeye başlandı.. Zira siyaset, pek çok şeyi göğüsleye göğüsleye gitmeyi gerektirir.. Eğer hakikaten Taha Akyol aday ise mesela biri çıkar, Mehmet Ali Ağca’nın, Abdi İpekçi Cinayeti’nden yakalandığı gün cebinden çıkan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olduğunu hatırlatır Akyol’a.. Aday olduğu ilan edildiği gün, eski defterler açılır, darbe karşıtı Taha Akyol’un gazetesi Her Gün’ün, nasıl da orduyu sıkıyönetim ilan etmeye çağıran yayınlar yaptığını hatırlatır insanlar.. Ama sanıyorum Taha Akyol’un bugün böyle bir politik hedefi yok. Mümtaz’er Türköne, ismini neden bu kadar baskın bir şekilde andı bilemiyoruz. Yoksa  hedef mi şaşırtmaya çalışıyorlar?..

ERDOĞAN’SIZ AK PARTİ İLE İTTİFAK

Faşist Gezi Kalkışması günlerinden beri aynı noktada toplanıyor analizler.. Erdoğan gitsin, AK Parti ele geçirilsin.. Mümtaz’er Türköne bunu dünkü mülakatında açıkça söylemiş.. Hatta belki AK Parti’nin, bu sözlerden çıkarması gereken dersler bile olabilir.. Demiş ki Türköne; “birkaç AK Partili dışında paralel yapı ifadesini bile kullanan yok”...  Hatta Hayati Yazıcı’yı da spesifik örnek olarak veriyor. Ve ağzındaki baklayı çıkarıyor; “Erdoğan’sız bir AK Parti, cemaatle daha kolay uzlaşır”.. Bence tehlike geçmiş değil..

Bunun iki okuması var..

1) Türköne haklı olabilir..

2) Fitne çıkarmaya çalışıyor olabilir..

Her iki seçenek ile ilgili olarak da ne yapacağınızı bilirsiniz.. Fitne meselesini yabana atmayın. Daha çok yeni, Fethullah Gülen’in avukatlarından biri; “özür dileyenin davasını geri çekiyoruz” dedi, hakkında dava açılmış olanlarla davası çekilmiş olanlar birbirine düştü.. Meğer kimsenin özür dilediği falan yokmuş.. Bu tarz numaralara karşı dikkatli olmakta yarar var.. Kalın sağlıcakla.

*****

Not:

Yazının sonunda “Emeğin Başkenti” Zonguldak’tan bir haber..  Zonguldakspor, Demir Ailesi’nin desteği, Zonguldak Valisi Ali Kaban ve on binlerce inanmış taraftarın emeğiyle, üzerindeki ölü toprağını atıp, silkelenip ayağa kalkmaya başladı. Bugün 3. Lig’e çıkan Zonguldakspor aslında bizim bildiğimiz,  1. Lig’de önemli başarılara imza atan Zonguldakspor değil.. Ama yerine tüm Zonguldaklı, bugünkü Zonguldak Kömür Spor olan Demir Madencilik Dilaverspor’u destekledi.. Zonguldakspor’un ruhu, bu kulübün içinde şimdi.. Daha nice şampiyonluklara.. Tam yol ileri..