Ayhan Demir

Ayhan Demir

Drina’nın diğer yakası: Sancak...

Drina’nın diğer yakası: Sancak...

Bosna’dan daha önce Osmanlı toprağı olan Sancak, rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in ifadesiyle, “Berlin Kongresi’nden sonra Drina Nehri’nin diğer yakasında bırakılan, halkımızın daha az şanslı kısmıdır.”

Sancak, Doğu ve Batı Avrupa’yı birbirine bağlayan stratejik konumu ve Adriyatik’e açılan önemli bir kavşak noktası olması sebebiyle, tarihin her döneminde önemini korudu.

Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova ile Sırbistan ve Karadağ arasındaki saflaşmada, tampon vazifesi gören Sancak, Bosna ve Kosova Savaşları esnasında, bu önemi bir kez daha hatırlattı. On binlerce Bosnalı ve Kosovalı mülteci, Sancak’taki dindaş ve akrabalarının yanına sığındı.

Bosna ve Kosova Savaşları Sancak’ı teğet geçti. Ancak Balkanlar’ın çatışma riski en yüksek bölgelerinden biri olmasını engellemiyor. NATO raporlarında, “dünya üzerindeki on altı hassas noktadan biri” olarak gösteriliyor.

Yaklaşık 500 bin nüfusa sahip olan Sancak’ın, yüzde 67’si Müslüman Boşnaklardan geri kalanı ise Sırp ve Karadağlılardan oluşuyor. Fakat Karadağ’ın 3 Haziran 2006’da Sırbistan’dan ayrılmasıyla, bölge ikiye bölündü. Novi Pazar, Tutin, Syenitsa, Priyepolye, Nova Varoş ve Priboy Sırbistan’da; Rozaye, Plav, Plyevlya, Biyelo Polye, Berane ve Andriyevitsa Karadağ’da kaldı.

Sırbistan ve Karadağ, her ne kadar AB üyesi olma arzusunda olsalar da, Sancaklı Boşnakların, dil, eğitim, ekonomi, siyaset ve dini temsil başta olma üzere, birçok alandaki taleplerine kulak tıkamaya devam ediyorlar.

Sancaklı Boşnaklar, 1990 sonrası dönemde yaşanan savaşlar ve özelleştirmeler sonrası kapanan fabrikalar ve iş yerleri sebebiyle, zorlu ekonomik koşullarda yaşıyorlar. Sancak’taki birçok aile, geçimini bölge dışındaki akrabalarının ekonomik desteğiyle sağlıyor.

Sancaklı Boşnaklar, Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerle süslenmiş, Boşnakça konuşuyor olsalar da, devlet otoritesi bunu kabul etmiyor. Konuştukları dili Sırpça ve Stokavca olarak tanımlıyor.

Boşnak, Arnavut ve Türklere yönelik tahammülsüzlüklerle dolu müfredattan eğitim almaya zorlanıyorlar. Milli tarih, edebiyat ve sanatlarına dair, neredeyse hiçbir şey öğretilmiyor.

Son dönemde Uluslararası Yeni Pazar Üniversitesi gibi eğitim kurumlarıyla, bu sıkıntı kısmen aşıldı. Ancak bu sefer de diploma ve denklik sorunları yaşanmaya başladı.

Sancaklı Boşnakların tek sorunu Sırbistan ve Karadağ yönetimleri değil. Kendi aralarında da siyasi ve dini temsil çekişmesi yaşıyorlar. Mesela, Sırbistan Parlamentosu’nda iki Boşnak partisi bulunuyor: Sancak Demokratik Eylem Partisi ve Sırbistan Sosyal Demokrat Partisi. Ancak, SDA Sancak lideri Süleyman Uglyanin ile SDPS lideri Rasim Lyayiç’in arasında, derin bir husumet var.

İki siyasi lider arasındaki husumet öyle derin ki, artık aynı hükümetin ortağı bile olamıyorlar. Rasim Lyayiç, Ticaret, Telekomünikasyon ve Turizm Bakanı iken SDA Sancak uzun yıllar sonra kabine dışında kaldı.

Sancaklı Boşnaklar, 2007 yılında beri, dini temsil noktasında da derin bir bölünmüşlük içerisindeler. Yaklaşık 15-20 yıldır devam eden çekişmenin neticesinde, bir grup imam, merkezi Yeni Pazar’da bulunan İslam Birliği’nden ayrıldılar. Bosna-Hersek İslam Birliği’nden ayrılan bu imamlar, Sırbistan İslam Birliği’ni kurdular.

Her ne kadar Sancaklı Müslümanlar, Sancak Müftüsü olarak Muammer Zukorlic’i kabul etseler de, bu iki başlılık gerek müftüler ve gerekse Müslümanlar arasında gerginliklere sebep oluyor.

Sancak’ın siyasi ve din temsilcilerinin çekişmeleri, kendi kendini yönetme, eğitim, sağlık, güvenlik kurumlarında temsil gibi taleplerin ciddiye alınmasına da mani oluyor.

Bu ve benzeri taleplerin ciddiye alınmasının öncelikli şartı, Sancaklı siyasi ve dini liderlerin çekişmeyi bir kenara bırakıp, birlikte hareket etmeleridir. Ancak bu bütünleşme sağlandıktan sonra Sancaklı Müslüman Boşnaklar için, daha iyi bir gelecek umudu gündeme gelebilir.

Sancaklı Boşnakların önündeki bir diğer sorun ise, bölgenin statüsü tanımlanmasıdır. 1990 yılında yayınlanan SDA Deklârasyonu’nda, mesele çözümü adına, özerlik talep edilmişti. Her ne kadar bu talep karşılanmasa da, Eylül 2003’de AB ve Avrupa Komisyonu’nun sıkıştırmasıyla, Sırbistan-Karadağ, Sancaklı Boşnakları ayrı bir azınlık olarak tanımak zorunda kaldı. Fakat Karadağ’ın Sırbistan’dan ayrılması, statüsü meselesindeki en büyük kırılmayı meydana getirdi.

Statü meselesindeki bu kırılmayı aşmanın ve bölge halkının taleplerini Belgrad’a kabul ettirebilmenin temel şartı, siyasi ve dini temsil birliğinin sağlanması ve Sancak Boşnak Milli Meclisi’nin yeniden hayata geçirilmesidir.

Sancak Boşnak Milli Meclisi’nin neden bu kadar önemli olduğunu ise bir sonraki yazımızı bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi