Libya’da Baltacı Fitnesi
Uluslararası emperyalizm ve onun İslâm coğrafyasındaki çıkarlarının bekçiliğini yapan güdümlü dikta yönetimleri Mısır’dan sonra Libya’da da halkın zulme karşı verdiği mücadelede elde ettiği kazanımları geri almak ve burada da yeniden halkın tepesinde çağdaş emperyalizmin sopası görevi görecek bir diktayı hâkim kılmak için çabalarını artırdı. Zaten halkın özgürlük mücadelesine karşı sürdürülen fitne savaşının finansman ve komuta merkezi görevi gören Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai (doğrusu Dubey) şehrinin emniyet müdürü Dahi Halfan da Mısır’da darbe planının hayata geçirilmesinden sonra Tunus’a ve Libya’ya yöneleceklerini son derece arsız bir dille ifade etmişti.
Fakat Libya’da olayların kamuoyuna yansıtılması konusunda, fitne savaşına kaynak temin eden bölgesel güçlerin hizmetindeki medya organlarının tuzağına düşüldüğünü ve olayların çok abartıldığını, o yüzden bazı planların hayata geçirilmiş gibi lanse edildiğini gözlemliyoruz. Bu, kirli hesapların psikolojik savaş boyutunu oluşturuyor ve toplumların kurgulanan hesapları sindirmeye başlaması, insanların zihnen kabullenmesi ve tepkilere itebilecek duyguların tahriş edilmesi amaçlı bir ön hazırlıktır. Dolayısıyla hadisenin olduğu gibi görülmesi, abartanların oyunlarına gelinmemesi, vakıanın ve planların birlikte algılanması, ihtimallerin de bunların ışığında değerlendirilmesi gerekir.
Libya’nın Sisi’si olması istenen ve bunun için küresel ve bölgesel güçlerin karşı darbe planlarının başına geçirilip piyasaya sürülen emekli tümgeneral Halife Haftar daha önce de bir darbe girişiminde bulunmuştu. Hatta o zaman Devrimi Koruma Yüksek Konseyi adıyla bir cunta komitesi oluşturarak yönetime el koyduğu açıklaması bile yapmıştı. Fakat gerçekte yönetime el koyma diye bir şey yoktu. Genel Ulusal Kongre üyelerinin çantalarını toplayıp kaçtıkları haberi de tamamen asılsızdı. İlginç olan ise Haftar’ın yönetime el koyma açıklamasının da söz konusu asılsız haberlerin de Suudi Arabistan’ın hizmetindeki el-Arabiyye televizyonundan dünyaya yayılmasıydı. Gerçekte el-Arabiyye kanalı temennilerini ve arzularını Türkiye’deki “son dakika” notuna denk notlarla Libya’dan sıcak haberler şeklinde yayınlıyordu. Biz o zaman oynanan oyundan gazetemizde 20 Şubat 2014’te yayınlanan “Fitne Libya’dan Elini Çekmedi” başlıklı yazımızda ayrıntılı söz etmiştik. Ayrıca Vuslat’ın Mart 2014 sayısında yayınlanan “Demokrasi Müntesiplerinin Darbeler Silsilesi” başlıklı yazımızda da oyunun arka planı hakkında bilgi vermeye çalışmıştık. Libya’daki son gelişmeleri anlamaya yarayacak bilgiler içeren bu yazılarımızı www.vahdet.info.tr’de bulabilirsiniz .
Libya’da son günlerde yaşanan gelişmelerin, Mısır’daki komplonun Baltacı fitnesi aşamasına tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Buradaki fitne savaşının arkasında yer alanlar da Mısır’daki Baltacıların arkasında yer alanların ve onları finanse edenlerin, yönlendirenlerin aynısıdır. Fakat Libya’daki şartlar Mısır’daki şartlarla aynı değildir. Eğer ki aynı olsaydı belki Halife Haftar, zaman zaman medya organlarının rüyalarını gerçek görmelerinden hareketle kurguladıkları senaryolarda lanse edildiği şekilde bir darbe gerçekleştirmiş, Meclis’i basmış, milletvekillerini tutuklamış, bir cunta konseyi oluşturmuş olabilirdi.
Şartların aynı olmamasının en önemli sebebi Mısır’da diktatörün devrilmesi şeklinde tahakkuk eden devrimden sonra eski dikta rejiminin emniyet, ordu, istihbarat ve diğer tüm resmî kurumlarda alt yapısının korunmasıydı. Libya’da ise öyle olmadı. Fakat dikta rejiminin kurumlarından tasfiye edilen bazı unsurlar sonra küçük çaplı mafya çeteleri oluşturdular. Ayrıca ülkenin bir yeniden yapılanma sürecine girmesinden kaynaklanan boşluktan yararlanmaya çalışan birtakım çıkar çeteleri ortaya çıktı.
Halife Haftar da başını çektiği fitne savaşında başarılı olabilmek için söz konusu mafya çetelerini tek bir çatı altında birleştirmeye, disiplin altına sokmaya ve bu yolla bir Sisi ordusu oluşturarak Mısır’dakine benzer darbe gerçekleştirmek suretiyle yönetime el koymaya çalışıyor.
Bu fitne savaşında başvurduğu bazı önemli yöntemlerden, araçlardan, uygulamalardan ve arkasında duran güçlerin oyunlarından da inşallah müteakip yazımızda söz edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.