Katiller aranıyor
Bir yandan İslam coğrafyasının yeniden toparlanıp, birlik ve bütünlük içinde yükseliş için atağa geçmesini içlerine sindiremeyenler ortalığı karıştırmak amacıyla her fırsatı değerlendiriyorlarsa da İstanbul bu günlerde gönüllere ferahlık veren önemli gelişmelere de sahne oluyor.
Geçtiğimiz Cuma, Kudüs ve Mescidi Aksa’ya hizmete öncelik veren ama İslâm ümmetini bir ortak değer ve dava olan Kudüs davası etrafında bütünleştirmeyi amaç edinmesinden dolayı Ümmet Vakfı adı verilen yeni bir müessesenin kuruluşu münasebetiyle düzenlenen istişare toplantısına katıldık. Bu vesileyle tarih boyunca tevhit mücadelesinin bir merkezi olmuş Kudüs’ten ve İslâm coğrafyasının değişik beldelerinden gelen çok kıymetli dostlarımızla buluşmanın mutluluğunu da yaşadık. Ertesi gün de daha geniş bir katılımlı toplantıyla bu vakfın kuruluşunun duyurusu yapıldı. Siyonist saldırganlığa karşı Mescidi Aksa’nın himayesi mücadelesine öncülük etmesinden dolayı artık Kudüs muhafızı unvanıyla anılan Şeyh Raid Salah’ın da önemli vurgular içeren heyecanlı bir konuşma yaptığı bu toplantı da Kudüs davasına yeniden ümmet bütünlüğü içinde sahip çıkılması çağrısı yapılması açısından anlamlıydı. Yüce Allah’ın bu hayır kurumunu Kudüs halkı ve tüm ümmet için hayırlara vesile kılmasını, kutlu peygamberler beldesinin özgürlüğüne kavuşturulması mücadelesinde hayırlı adımlar atmaya muvaffak etmesini diliyorum.
Böyle bir hayır kurumunun kuruluşunun ilan edilmesinden iki gün sonra da, kalbi Kudüs olan yurtlarına sahip çıkarak siyonist işgale göğüs germelerinden dolayı kıskaca alınanların etrafındaki abluka ağını yarmak amacıyla yola çıkan ve içinde Kudüs muhafızı Şeyh Raid Salah’ın da yer aldığı Mavi Marmara’ya uluslararası sularda saldırı düzenleyen korsanların cezalandırılması talebiyle açılan davanın altıncı duruşması vardı. Duruşmada, saldırıyı organize eden dört siyonist korsan hakkında tutuklama kararı çıkarılması ve bu amaçla Interpol’e yakalama talebi iletilmesi kararı verilmesi sevindirici bir gelişme oldu.
Bu karar öncelikle siyonist korsanların suçluluğunun, davayı bağımsız olarak takip eden mahkemece tescil edilmesi açısından anlamlıdır. İkinci önemli yanı ise uluslararası alanda “dokunulmaz” sanılan ve o yüzden istedikleri gibi saldırı düzenleyen, hedefe yerleştirdikleri insanların otel odalarına kadar girerek vahşi cinayetler işleyen siyonist korsanların da arananlar listesine alınabileceğini göstermesidir. Aslında bu kararın siyonist korsanlara ve cinayet şebekesine karşı dünya genelinde bir örnek oluşturması, böylece şebekenin şimdiye kadar işlemiş olduğu ve tamamı unutulmaya terk edilmiş cinayetlerle ilgili dosyaların açılması için cesaret vermesi gerekir. Eğer ki yargı organları bunu başarabilirlerse siyonist işgal yönetiminin gerçekte bir devlet değil bir terör örgütü, mafya çetesi ve korsanlar grubu olduğu tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıkacaktır.
Yakalanması talep edilen korsanlardan Amos Yadlin de “Suriye’ye, İran’a ve Kuzey Kore’ye gitmediğim gibi Türkiye’ye de gitmem” diyerek güya Türkiye’yi o ülkelere benzetmiş. Oysa saydığın ülkelere kendin reddettiğin için gitmiyorsun ama Türkiye’ye korsan diye arandığın, katil ve suçlu olduğun için gidemeyeceksin. Ne var ki Yadlin’le aynı kafayı taşıyanların yönettiği medya organları benzetmeyi ciddiye almış. Bu da zaten onların ciddiyetlerinin katil korsan Yadlin’in seviyesine düşmesinden ileri geliyor.
Dört yıla yakın bir süre komada hayatını sürdürdükten sonra Mavi Marmara olayının dördüncü yıl dönümüne yaklaştığımız günlerde hayata veda ederek Özgürlük Filosu şehitlerinin sayısını ona çıkaran kıymetli yol arkadaşımız Uğur Süleyman Söylemez’e de Yüce Allah’tan rahmet, ailesine, Mavi Marmara yolcularına ve ümmete başsağlığı diliyorum.
Mavi Marmara olayının yıl dönümünde, Mescidi Aksa’ya, Kudüs’e ve oranın bekçiliğini yapmak için siyonist saldırganlığa karşı kararlılıkla direnenlere destek amacıyla 31 Mayıs Cumartesi günü ikindi namazında inşallah Sultanahmet Camisi’nde buluşuyoruz. Oradan Sarayburnu’na yürüyüş olacak. Siyonist korsanların Mescidi Aksa külliyesinin bir kısmını işgalci göçmenlere tahsis etme niyetlerini iyice açığa çıkardıkları bu yıl yürüyüşümüz çok daha canlı ve geniş katılımlı olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.