İstanbul’u fetheden ruh
İstanbul’un fetih müjdesini veren ve Müslümanlara bu ufku gösteren Hz. Peygamber’in (sas) kendisidir. O bu müjdeyi ashabının en zor günlerinde vermiş, hem onları hem onları güzellikle takip edecek gelecek nesilleri zihin olarak bu fethe hazırlamıştır.
Bu meyanda İstanbul’un fethini müjdeleyen birçok sözü vardır. Ancak bunların en meşhuru şu hadistir:
“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”
Abdullah b. Bisr der ki: Mesleme b. Abdülmelik (ö. 120/738) beni çağırdı ve bu hadisi sordu. Ben de ona bu şekilde naklettim. Bunun üzerine o, aynı sene Kostantiniyye’yi fethetmek üzere sefere çıktı.
Ahmet b. Hanbel ve birçok hadis imamının rivayet ettiği bu hadis merfu ve sahih bir senedle bize ulaşmıştır. Hadisin hangi kaynaklarda geçtiği ve meselenin teknik ayrıntısını burada yerimizin darlığı itibarıyla incelememiz mümkün değildir. Ancak bu hususta bilgilenmek isteyen okuyuculara, Prof. Dr. Mustafa Karataş’ın konuyla alakalı çalışmasını önerebiliriz:
(http://www.mustafakaratas.com/istanbulun-fethi-hadisi.html)
Müslümanlar Hz. Peygamber’den aldıkları bu müjdeyle ilki Hz. Osman dönemi olmak üzere 11 kez bu fethi gerçekleştirmeye çalıştılar. Her defasında başarısızlığa uğrasalar da Efendimiz’e (sas) olan imanları onları bu hedeften caydırmadı. SahabidenEbu Eyyüb el-Ensâri (r.a.)’ın bu fetih girişiminde şehit düştüğü, Hz. İbni Abbas, Hz. Abdullah b. Ömer gibi genç sahabilerin İstanbul kuşatmasına katıldğı bilinmektedir.
İstanbul’un fethi, Osmanlı Devleti’ne, onun genç sultanı 2. Mehmed’e ve askerlerine nasip olacaktı.
Osmanlının İstanbul’un fethine ilgisi tâ kuruluş yıllarında başlamıştı. İlk ciddi muhasara 1395 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yapılmış, ancak Haçlı kuvvetlerinin Balkanlar’a girdiği haber alınınca muhasara kaldırılmıştı. Bayezid’ın 1400 yılı baharında başlattığı muhasara da Timur’un Anadolu’ya girmesi üzerine sona erecekti.
2. Murad’ın 15 Haziran 1422’deki muhasara teşebbüsü de başarıya ulaşamadı. Fethi geciktiren sebepler vardı. Meselâ II. Murad’ın küçük kardeşi Mustafa’nın Karaman, Germiyan ve Candaroğulları tarafından desteklenen isyanı.
Rüyası görülen fetih 2. Mehmed’in eliyle gerçekleşecekti. 2. Mehmed’in de önünde büyük engeller vardı, ama konjonktür daha çok onun lehine idi. İçerideki en büyük engel, fetih için devletin sahip olduğu maddî kaynakları zorlayan harcamalar ve bunu yol açtığı iç rahatsızlıklardı denebilir.
Bir başka önemli engel de askerler üzerinde nüfuzu olan Veziriazam Çandarlı Halil Paşa ve taraftarlarının fethe sıcak bakmamaları, Bizansla iyi geçinmek istemeleriydi.
Büyük lider varolan sorunları aşmasını bilen, halkını, rüyasını gördüğü başarılara inandıran ve bu zeminde ortak sinerji üretebilen kişidir. Sultan Mehmed Han genç yaşında Müslümanların 8 asır hayâlini kurduğu fethi, 29 Mayıs 1453 yılında gerçekleştirerek bir çağı açıp bir çağı kapattı.
Fethin sembolü Ayasofya Camisi, bugün, fetihten utanan, bunu yağma gören, ruhen fetihten kopmuş kişiler eliyle müze olarak tutulmaktadır.
Tutsak Ayasofya Camisi’ne, ülke üzerinde oynanan oyunlara bakınca bu ülkenin fetih ruhuna ne kadar muhtaç olduğunu tekrar idrak ediyorum. Ancak fetih ruhunu taşıyan insanlar eliyle bu ülke layık olduğu yerlere gelebilir.
İstanbul’u Müslümanlara açan o aziz sultanı, Sultan Mehmed Fatih’i ve askerlerini rahmetle anıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.