Y kuşağının talepleri
Gezi hadisesinin bir protestodan çok “kalkışma” olduğunu söylediğimizde, oradan bir darbe devşirilmeye çalışıldığını anlattığımızda bize neler demediler ki.. “Y kuşağını anlamıyor bunlar”, “gençliğin taleplerine kulak tıkıyor”, “yükselen itirazı görmezden geliyorlar”... Bir “Gezi Ruhu”nun varlığına inandılar, herkesi de inandırmaya çalıştılar.. İlk yağmurda o ruh eridi gitti.. Yağmuru “mezacî” anlamda kullanmıyorum.. Sahiden yağmur yağıp da çimler çamur içinde kalınca, sokakta sabahlamayı gözleri kesmedi “y kuşağı”nın.. Espri olsun diye söylemiyorum.. Anlı şanlı sosyologlar, büyük büyük laflarla anlatıyorlardı ya bize “Gezi ruhu”nu.. Yav nere gitti şimdi bu ruh?..
SPONSOR VE İMAM KAYIP
Bir yıl evvel ne vardı, bir yıl sonra ne yok ona baktığımız vakit, bu “ruh” meselesini bir iyi anlayacağız.. Ne vardı o günlerde hatırlayın.. Kasa kasa bira getiren kamyonlar, kutu kutu pizza taşıyan motosikletler, koli koli sprey boya dağıtan adamlar, çöp poşetleriyle taşınan kuru kumanyalar, iç savaş karargâhı gibi çalışan oteller, informasyon santrali gibi çalışan web siteleri, kızlı erkekli namaz kıldıran imamlar vardı.. Televizyon ve sinema endüstrisinin göz önündeki isimleri, belediye başkan adayı olmayı kafasına koymuş başarısız politikacılar vardı.. O sözü edilen ruh herhalde tüm bu unsurların bir araya gelmesiyle oluşmuş bir ruhtu.. Ama asıl önemlisi, sokaklara kendini atan gençlerin hiç görmedikleri, varlığını dahi hissetmedikleri operasyonel dış güçler.. John Perkins Ekonomik Tetikçi kitabında diyor ki; “siz bin kişi toplanın yeter. Onu bütün bir ülke ayaktaymış gibi göstermek bizim işimiz”.. Öyle de olmadı mı? Mısır’da sabah namazında yaylım ateşiyle insanlar katledilirken, Suriye’de çöp tenekelerinden bebek cesetleri çıkarılırken kulağının üzerine yatan CNN, neden geçen yıl bu vakitler 8 saat reklamsız-kesintisiz yayın yaptı? Kendi NewYork’taki haber merkezinin çok yakınında İsrail ve Siyonizm aleyhine yapılan 100 bin kişilik dev protestoyu görmedi bu CNN.. Ama Türkiye’de ne yaptıklarını biliyorsunuz.. Neyse geçen yıl yapan yapacağını yaptı gitti.. Bir kalkışma ve darbe girişimiydi püskürtülen.. Başarısız bir denemeydi.. Sponsorlar desteğini çekti, anti kapitalist imamlar desteğini çekti, kazananın önünde ceketlerini ilikleyip, yollarına devam ettiler.. Bizim saf çocuklar da hâlâ, “ama ağaç” demeye devam etsinler...
GENÇLİĞİN TALEPLERİ
Gezi’nin o çok konuşulan gerçek talepleri üzerinde durmayacağım. 3. havaalanı, köprü, Kanalistanbul gibi prestij projelerin iptalini kimlerin istediği artık net biçimde ortada.. Kandırılan çocuklara yerleştirilen talepler vardı asıl, onu hatırlıyor musunuz? İçki yasağı, metroda öpüşme yasağı, 4+4+4 eğitim sistemi falan.. Ne oldu? Bir yılda ne değişti? Hadi işgal etsenize yine Taksim’i... “Diren ayol” pankartlarıyla sokağa çıksa ya yamaklar yine.. “Benim bedenim benim kararım”cı ablalar nereye kayboldu? Hepiniz aynı anda nooldunuz? Ayasofya’ya sabah namazına mı gittiniz yoksa?.. Kalın sağlıcakla.