Psikolojimi anlamanız için bir teşbihde bulunayım. Hani bir zamanlar bir reklam vardı. Bir apartman sakini, kaloriferler boşuna yandığı için " Paralar boşa gidiyor. Yöneticimiz uyuyor mu?" diye avaz avaz bağırıyordu. Beni öyle düşünün. TRT yönetimi uyuyor mu diye avaz avaz bağırıyorum buradan. "Paralar boşa gidiyoooorrrr."
Yedi Güzel Adam diye bir dizi yaptılar. Bir yazımda "Bırakın gönlümüzde kalsınlar." diye eleştirdim. "Acaba haksızlık mı ettim?" diye düşünürken çok nazik davrandığımın farkına vardım.
Su uyuyor; düşmanda uyuyor; Türk solu uyumuyor. Nuri Alço'nun çayımıza kattığı yeni hapın adı şiir. Dizideki ülkücü düşmanlığı ayrı bir yazı konusu. Sanırım İlksen Fırat'ın eski hastalığı.
Hayatta olan güzel adamlardan Rasim Özdenören'in  açıklaması olmasa, yedi güzel adamdan şüphe edeceğim neredeyse. Özdenören dizi hakkında, "Yedi Güzel Adam dizisine ilişkin önce biraz sitayişle şunu söylemeliyim, bize danışan olmadı." açıklamasını dikkatinize sunuyorum. 
Nuri Pakdil, Yedi güzel adamı şöyle tarif ediyor.
"Yedi Güzel Adam olarak nitelenen bizler, gerçekten, övünmek gibi de olsun, olağanüstü bir arkadaş topluluğuyduk. …….İdeolojimiz ortaktı. Hepimiz sapına kadar İslam devrimcileriydik."
Neymiş? Hepsi sapına kadar İslam devrimcisiymiş.
Son bölümde, Nuri Pakdil'in Solcu Cevat'a devrimciliği anlattığı  sahne gerçekten çok güzeldi. Güzeldi ancak, ben o sahnede bir devrimci gördüm;  ama bir İslam devrimcisi görmedim.
Birincisi, Gezi olaylarının yıldönümünde, ağaç altında devrim edebiyatını pek masum bulmadım .  Hükûmet karşıtı kanallar elinden geleni ardına koymuyor zaten.  Renkleri belli. Ancak, taraf olan kanallardaki bazı diziler, Gezi Parkı ile iktidar arasında sıkıştı kaldı. Yani, ideoloji ile ekonomi arasında. Öyle sahneler ve konuşmalar var ki buram buram isyana teşvik var. Çünkü dizi piyasası, hâlâ eski solcuların elinde. 
İkincisi, kendilerini İslam devrimcisi olarak tanımlayan insanların dilinde,  gelmiş geçmiş en büyük devrimci olan Peygamberimiz neden  yok?  Neden dizide, O'nu anmaktan bu kadar imtina ediliyor? O sahnede, "eşhedü"nün  devamı neden söylenmiyor?
Açıkçası, Peygambersiz İslam sapkınlığı almış başını giderken bu durum canımı sıktı.
"Devrimci, duruşu, Müslüman duruşu, insan duruşu" ndan bahsedilen bir sahnede O'nu anmamak olmaz. Müslüman duruşu, O'nsuz anlatılamaz.
Zannederim, yapımcı ve senaristler, Yedi Güzel Adam ile İhsaneliaçıkgiller arasındaki farkı bilmiyorlar  ya da çok iyi biliyorlar da işlerine böyle geliyor?  Ne dersiniz?
Bitirirken TRT yönetimine ve proje danışmanlarına sormak istiyorum. Bu memlekette, Yedi Güzel adam ile aynı ideolojiyi, aynı ülküyü  paylaşan dizi yapımcıları yok mu?