Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Müptezellik Taraf’ı

Müptezellik Taraf’ı

Diyelim ki Lice’de değil de, Ilıca’da, yol kesildi.

Lice, Ilıca’ya uzak değil. Bilmem ki, ikisinin adı da aynı kaynaktan mı geliyor?

Diyelim ki, şehirlerarası yol kazıldı hendekler açıldı ve Erzurum Erzincan yolu trafiğe kapandı... Hem de kaç gün…

Ne yapılır bu durumda?

Ilıca eğer polis bölgesindeyse polis, değilse jandarma müdahale eder, yol kesenleri yakalar, tıkar kodese...

Ilıcalılar çok makul, haklı bir protesto yapıyor olabilirler. Mesela, belediye isminin değiştirilmesine itiraz edebilir, Ilıcalıların bir kısmı. “Kaç yüzyıllık Ilıca neden Aziziye oldu” diye...

Peki Lice’de neden böyle olmadı?

Daha ilk gün, polis, jandarma müdahale etmedi. Müdahale edildiğinde de çok narin, naif davranıldı?

Elbette bir hassasiyet var. Bir buçuk yıldır iyi kötü süren bir “çözüm süreci” var. Hükümet hassasiyet gösteriyor; dikkatli davranıyor. Böyle olaylar çıktığında müdahalede ağır hareket ediliyor ve mümkün olduğu kadar çatışmadan kaçınılıyor.

Ya Türkiye’nin diğer tarafları?

Türkiye’nin diğer bölgelerinde kanunsuz yürüyüşler, eylemler oldukça sert karşılık görüyor. Toma, biber gazı ve plastik mermiler...

Üstelik çok kalabalık eylemler dahi böyle karşılanıyor.

Lice’de yol kesip çukur kazanlar, başka yerlerde yol kesenler, hizmet araçlarını yakanlar, vatandaşa kimlik soranlar...

Masum diyebilir miyiz bunlara?

“Müdahale edilemezlik”, “dokunulamazlık” zırhına mı bürünmüşlerdir bunlar?

Bu soruyu bütün vatandaşlar sorabilir. Nitekim soranlar var. Olaylar çoğaldıkça soranlar da çoğalıyor.

Bir kere Lice muhtemelen en büyük gelir kaynağı esrar olan bir yer! Tarlaları yak yak bitmiyor. Tam da zamanı galiba. Dikkati başka yerle çekmek, etnik hamasetten rant devşirmek.

Sadece bu da olmayabilir. Çözüm süreci iyi gidiyor. Halk bu sürecin devamını istiyor. Çünkü ilk defa insanca yaşama şartlarına sahip oldular. Şimdi tekrar o karanlık döneme dönmek istemiyorlar.

Fakat bu çatışmasızlık ortamı, örgütü zayıflatıyor. İmajını eritiyor. Onun güdümündeki yapılar da bundan nasipleniyor.

Umulurdu ki son seçimlerde, daha yüksek oranda oy alınsın! Bir önceki seçimin gerisine düşülmesin...

Böyle olmadı. Bir de bütün etnikçilik yalanlarını süpüren anneler ortaya çıktı. Diyarbakır anneleri, çocuklarını örgütten talep etti.

Hamakat erbabının eşbaşlarından biri, “neden hükümetin kapısına dayanmıyorsunuz” diyor...

Önce senin varlığını sınıyor anneler. Var mısın? Muktedir misin? Sözünün eri misin? Bugüne kadar kadınları, anneleri istismar ettin. Şimdi söz değil iş zamanı: Halkın taleplerine kulak ver!

Onların kulakları mermi sesinden sağırlaşmış. Bu yüzden Diyarbakır annelerini duymazdan geliyorlar.

Fakat bir yerden bunu örtecek bir eylem yapmaları lâzım. Dikkat dağılmalı.

Al sana Lice!

Hadi hükümet, devletin nizami güçleri Lice’de yol kesenlere dokunmadı. Bu sefer de “alan hakimiyeti” safsatasını yayacaklar.

Bunları anlattık da, olup biteni başka türlü anlatanlar da var. İşte bunlar müptezel taraf; bakın ne yazıyorlar: “Barış süreci için demokratik adımlar atılsaydı hiçkimse ölmeyecekti!”

Bire nabekâr, bire müptezel, bire nâdan. Hangi demokratik adımlar atılmadı? Söylesene apaçık. Hangi demokratik adım yol kesmeye cevaz verir?

Sana bunları saymak boş. Çünkü senin vazifen bu. Sen taraf olmak zorundasın, ne buyurulursa ona!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi