Maliki de IŞİD kumpasına mı alıyor
Irak’ta Nuri el-Maliki’nin ayrımcı politikalarına tepkili aşiretlerin bölgelerine uzun süreden beri askerî operasyonlar düzenleniyor. Göstermelik seçimlerle iktidarını yenileme oyununu Sisi ve Esed’den önce oynayan Maliki saldırılarını seçim sonrasında daha da şiddetlendirmişti.
Aslında Maliki’nin saldırı, yıkım ve katliamları Baas’ınkilerden çok da geri kalmıyordu. Fakat Suriye’deki katliamlar ve vahşet çok fazla zihinleri meşgul ettiğinden, medyada da ağırlıklı yer tuttuğundan siyonist işgalin saldırıları, baskınları, işkenceleri ve özellikle Kudüs’ün İslami kimliğini hedef alan yahudileştirme faaliyetleri gibi Maliki’nin Irak’taki katliamları da büyük ölçüde Baas zulmünün gölgesinde kalıyordu.
Zaman zaman IŞİD’in yönlendirdiği sanılan ve güvenlik merkezlerinin yakınlarında bazı noktaları hedef alıyormuş süsü verilen ama çoğunlukla sivillerin zarar gördüğü saldırılar ise ABD işgaline karşı verilen haklı mücadelenin imajını yıpratmada kullanılan karanlık saldırılar gibi Maliki zulmüne karşı yürütülen haklı mücadelenin imajını yıpratırken zulmedenlere değil zulümden zarar görünlere dokunuyordu. Bu saldırılar aynı zamanda Maliki’nin halkta büyük kayba neden olan saldırı ve katliamlarına da gerekçe olarak kullanılıyordu.
Fakat bu oyunlara rağmen zulümden kurtulmak için kararlı tavır sergileyen kitlelerin mücadeleleri karşısında sıkışan Maliki’nin silahlı güçlerini bölgeden çekerken özellikle kritik noktaların ve kamuoyuna sesini duyurmada işe yarayacak medya araçlarının IŞİD milislerine teslimi için birtakım taktiklere başvurulması dikkat çekici.
Normalde Maliki’nin son aylarda iyice şiddetlenen saldırı ve katliamlarının son bulması için bütün bölge ahalisi harekete geçmişti. Aşiretlerin de IŞİD’le bağlantılı olmayan gerilla güçleri var ve bunlar aralarında koordinasyon oluşturmuş durumdalar. Fakat olayların medyaya yansıtılmasında bölgede kontrolü ele geçirenlerin tamamen IŞİD militanları olduğu intibaı veriliyor. Bunda da bilhassa yönetim binalarının ve medya araçlarının onlara teslim edilmesinin, aynı zamanda olaylar kamuoyuna yansıtılırken askerlerin terk ettiği bölgelerin tamamen bu militanların kontrolüne geçtiği yaygarası koparılmasının önemli rolü oldu.
Bölgedeki aşiretlerin IŞİD’le karşı karşıya gelmekten çekinme ihtiyacı duyması da yaygara koparanların ve önceden bunun zeminini, altyapısını oluşturmaya çalışanların işlerini kolaylaştırdı. Aşiret güçlerinin IŞİD militanlarıyla karşı karşıya gelmekten kaçınmalarının da iki önemli sebebi var. Birincisi örgütün bölgedeki milislerinin bir kısmını, gençlerin heyecanlarını ve işbirlikçi yönetime yönelik tepkilerini değerlendirerek yine bölgedeki ailelerin çocuklarının arasından toplamış olması. İkinci önemli sebep de Maliki’nin aynen Esed’in taktiğini uygulayarak kendi askerî güçlerini çektiği alanda IŞİD militanlarıyla aşiretlerin silahlı güçlerini karşı karşıya getirip onları birbirine kırdırmak için şartları oluşturmaya çalışması. Aşiretlerin ileri gelenleri bu oyunun farkında olduklarından söz konusu militanlarla karşı karşıya gelmeyi değil onlarla irtibat kurmanın yollarını bulmayı tercih ettiler.
Maliki ise özellikle IŞİD’i öne çıkarma oyunundan bir yandan bölge ahalisini bu örgütün militanlarıyla karşı karşıya getirmek suretiyle hırpalatmak, bir yandan da bölgeye daha geniş çaplı ve kapsamlı yeni bir operasyon düzenlemek için gerekçe oluşturmak amacıyla yararlanmak istiyor. Fakat kendi askerî gücünün bölgeyi kontrol altına almada yeterli olamayacağını bildiğinden dışarıdan destek temin etmek için uğraşıyor. Bölgenin tamamen IŞİD kontrolüne geçtiği yaygarasını da bu yöndeki çabalarının ve taleplerinin gerekçesi olarak değerlendirmek istiyor.
Suriye’de Baas zulmüne karşı özgürlük mücadelesi başlatıldığı zaman, kimse normalde dışarıdan askerî müdahale istemediği halde zulme başkaldıranlara en azından Müslüman halkların ekonomik, stratejik ve lojistik destek vermesi için yolların açılması çağrılarını “dış müdahale talebi” olarak yansıtan, dış müdahale deyince de hemen ABD’yi akla getiren unsurlara göre Maliki’nin uluslararası emperyalizmden özellikle de Amerika’dan destek hatta doğrudan müdahale talep etmesinde bir terslik olacağını sanmıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.