Bakanlığın Kitab-ı Bahriye ve Pîrî Reis Haritası Yayınları
Kültür ve Turizm Bakanlığı daha önce Muhibbî (Kanunî) Divanı ve Süleyman Sadeddin’in Mecelletü’n-Nisab adlı eserlerinin tıpkıbasımlarını yapmıştı. O yayınlar da harika yayınlardı. Bu “harikalar” dizisine, şimdi Pîrî Reis Haritası ve Kitâb-ı Bahriye adlı iki eser daha eklenmiş bulunuyor.
UNESCO, geçen yılı, Pîrî Reis yılı olarak kabul etmişti. Çünkü, bundan tam 500 yıl önce, 1513 yılında, dünyaca meşhur Pîrî Reis haritası çizilmişti. Kültür Bakanlığı, konuyu sadece harita olmaktan çıkarıp Pîrî Reis’in bütün özelliklerine teşmil etti ve meşhur denizcilik kitabı olan Kitab-ı Bahriye’yi tıpkıbasım olarak; haritayı da Türkçe ve İngilizce açıklamalı olarak yayınladı.
Her iki baskı da sıradan baskılar değil; özellikli ve nitelikli baskılardır. Pîrî Reis haritasındaki yer ve hayvan, insan adlarının geçtiği kısımlar, Türkçe ve İngilizce izahlı olarak bir kitap şeklinde ve doyurucu bir bilgi olarak yayınlandı. İngilizce olarak yayınlanması, dünyaya mâl olması açısından önemliydi; bu yayınla bu da gerçekleştirilmiş oldu.
Kitâb-ı Bahriye, denizler ve kıyılar hakkında bilgi vermekle beraber, büyük bir dünya haritası ve harita bilgisi vermesi açısından önemlidir. 1520 ve 1526 yıllarında iki defa yazılan ve dünyada 21 nüshası bulunan bu eserin, Kanuni Sultan Süleyman’a sunulduğu tahmin edilen Topkapı Sarayı Müzesi Hazine kitaplığı nüshası yayınlandı.
1935’te Haydar Alpagot-Fevzi Kurdoğlu ve 2002’de Vahit Çabuk tarafından yeni harflere aktarılan, 1973’te Yavuz Senemoğlu (Tercüman 1001 Temel Eser)’nun sadeleştirerek yayınladığı Kitâb-ı Bahriye’nin Kanunî’ye sunulan nüshasının tıpkıbasımının yapılması, kayıp hafızaların tazelenmesi açısından önemlidir.
Yazı (hat) ve süsleme (tezyinat) ve cilt açısından eski kitap sanatlarının bütün özelliklerini taşıyan nüshada, sahiller bütün topoğrafik ve stratejik özellikleriyle çizilmiş ve çizimlerden önce, buralar denizciliğin gerektirdiği bütün bilgileri ihtiva edecek şekilde anlatılmıştır. Koy ve körfezlerin sığınmaya elverişliliği veya elverişsizliği; yiyecek ve su temini imkânlarının olup olmadığı; aldığı rüzgârlar, kitabın metin kısmında anlatılmıştır. Harita çizimlerinde, basit haritacılık yapılmamış, mesela, çizilen sahilde dağlar varsa, sembolik olarak o dağlar ve ağaçlar da çizilmiştir. Ayrıca, sahillerdeki yerleşim merkezleri de adları verilerek harita üzerinde işaretlenmiştir.
Her iki yayın da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarih Bölümü’nün genç akademisyenlerinden Doç. Dr. Fikret Sarıcaoğlu tarafından yapılmış. Proje Editörü de, kıymetli bilim adamlarımızdan ve bürokratlarımızdan Doç. Dr. Ahmet Arı.
Kitab-ı Bahriye’nin tıpkı basım ve prestij kitap olarak yayını her bakımdan güzel olmuş. Çünkü bu önemli eser, sadece ihtiva ettiği bilgi ile değil, şekli, cildi, süslemeleri, yazı karakteri açılarından da bir harikadır.
Demek ki, işin başında ehil insanlar olunca çok iyi şeyler yapılabiliyormuş. İşin ehli olanlar, bu tür kitapları protokol dünyasına hapsetmeyip (Onların çoğu bu kitapları alırlar ve okumazlar) ehil ellere ulaştırma konusunda da hassas imişler. Bu da ayrı bir övgüyü gerektirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.