Cebimizdeki Ajanlar
Akıllı cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte anlık mesajlaşma programlarının kullanımı da bir hayli arttı. Programların hem bedava hem de pratik olması iletişimi oldukça kolaylaştırıyor. En çok kullanılan programların üye sayısının toplamı milyarlarla ifade ediliyor.
Ancak bu programların mesajlaşmanın ötesinde başka vazifeler de ifa ettiğine dair ciddi deliller var. İddialara göre en popüler programlar aynı zamanda ajanlık faaliyetlerinde de bulunuyorlar.
Bu programlar cebinizdeki rehberin tamamını kopyalayarak sizin kiminle irtibatlı olduğunuzu tespit edebiliyor. Bunun yanında, yaptığınız mesajlaşmaları siz silseniz bile programlar otomatik olarak sanal bir hafızada saklıyorlar.
Dünyada en çok Whatsapp, Viber, Tango, Line ve WeChat programları kullanılıyor. Line Japon, WeChat ise Çin menşeli. Ancak Türkiye’de de çok sık kullanılan Whatsapp, Viber ve Tango programlarının sahiplerine bakıldığında hepsinin Yahudi olduğu görülüyor. İstihbaratta çok iyi olan İsrail’in bu işe el atması insanın bu komplo teorilerine inanmasını sağlıyor.
Bu programların kurucuları hakkında biraz malumat verirsem sizin de bu komplolara inanacağınızı düşünüyorum. Sahipleri Yahudi olan üç programın profilleri şöyle;
VIBER: Bu programın Mayıs 2013 itibariyle 200 milyon kullanıcısı var. Şirket Talmon Marco ve Igor Megnizik isimli iki Yahudi tarafından kuruldu. İsrail ordusunda askerlik yaparken arkadaş oluyorlar ve sonradan Viber’i kuruyorlar. Talmon Marco bir süre İsrail ordusunda subay olarak bilgi işlem şefliği yaptı. Şirketin merkezi İsrail.
WHATSAPP: Aralık 2013 itibariyle 400 milyon kullanıcısı var. Şirketi Jan Koum isminde Kiev doğumlu bir Yahudi kurdu. Geçen aylarda19 milyar dolara Facebook’a satıldı. Facebook’un sahibi Mark Zucberberg’in Yahudi olduğu herkesin malumu.
TANGO: Şirketin Mart 2013 itibariyle 130 milyon kullanıcısı var. Kurucusu Uri Raz isminde bir Yahudi. Uri adı İbranicede “ışık” demek.
Bu programlarla yaptığınız sesli, yazılı veya görsel iletişim İsrail ve Amerika merkezli Yahudi istihbarat merkezlerine gidiyor. İsrail’in benimle ne işi olabilir demeyin. Buradaki işbirlikçileri sizinle uğraşmak istediği zaman verilerin toplandığı istihbarat merkezlerinizden konuşma ve yazışmalarınızı isteyip aleyhinize kullanabilir.
Almanya’daki bazı partiler Whatsapp’ın Facebook tarafından alınmasına şiddetle karşı çıkmışlardı. Çünkü Whatsapp’ın kötü niyetli olarak kullanılmasından korkuyorlar.
Eğer hala komplo teorisyenliği yaptığımızı düşünüyorsanız size başka bir örnek vereyim.
Israeldefense.com isimli İsrail’li savunma sitesindeki bir paragrafta şöyle yazıyor;
“Terör ve cihadın yeni döneminde emir ve talimatlar konuşma veya mesajlaşma ile internet yoluyla veriliyor. Belirli bir emir komuta zinciri yok. El Kaide militanları Whatsapp veya Facebook üzerinden liderlerine direk ulaşabiliyor. Sosyal ağlardan milyonlarca mesajlaşma yapılıyor. Bunların içinden terörle ilgili olanları bulmak çok karmaşık. Ancak istihbarat servisleri ve sistemleri bu ağlardan yüksek kalitede bilgi elde edebiliyor. “
İsrail ordusunca hazırlanan bu makaledeki altı çizili cümle İsrail’in bu programları takip ettiğinin bir itirafı olarak görülebilir.
Belki İsrail kendi güvenliği için tehdit olarak gördüğü örgütleri takip ediyor diyebilirsiniz. Ancak İsrail’in Türkiye’yi ve Türkleri de tehdit olarak gördüğünü unutmayalım.
Bu arada İsrail menşeli olmayan programların da pek masum olduğu söylenemez. CIA itirafçısı Edward Snowden’ın verdiği bilgilere göre Amerikan Ulusal Güvenlik ajansı (NSA) 2011 yılından beri Skype’ı dinliyor.
Telefonlar üzerinden yapılması muhtemel bu ajanlık faaliyetleri yüzünden mesajlaşmayalım diye bir mesaj vermeye niyetim yok.
Sadece biraz daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.