Bu sütunda onlarca kez yazdım.. Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül arasındaki hukuku bilmedikleri için, anlayamayacakları için, bunun basit bir koltuk kavgası neticesinde kırılabileceği yorumlarını yaptılar.. Hani şu ünlü “ters köşe” var ya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Gazi Koşusu’ndan çıkarken yaptığı; “aday olmayacağım, bunu da Tayyip Bey’e 30 Mart seçimleri öncesinde söyledim” açıklaması, kavga bekleyenler için iyi bir “ters köşe” oldu.. Ne demişti Başbakan? “Ters köşe olabilirsiniz”.. Sanıyorum, pazar günü çok kişi ters köşe olmuştur.. 

İŞTE 2015 PLANI

Bugün Ankara’dayız.. ATO Kongre Merkezi’nde, Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının ilan edilişine tanık oluyoruz.. Muhtemelen siz bu yazıyı okurken isim ya açıklanmış olacak ya da açıklanmak üzere.. Temenni mi, dersiniz, beklenti mi, öngörü mü siz karar verin.. Size daha evvel pek çok kez yazdığım 2015 planını bir kez daha yazacağım bugün.. Konjonktürel olarak “Erdoğan aday da olmayabilir” yazmadım bugüne kadar.. Olmayabilir mi? Elbette olmayabilir.. Köşk’e çıkabilecek, Ak Parti kadroları içinden çok kıymetli insanlar yok mu? Olmaz mı? Gül bir dönem daha devam etmez mi? Elbette edebilir.. Fena mı olur? Asla olmaz.. Fakat siyasi tahlilin bir tutarlılığı olması gerektiğine inanıyorum.. Bir gün, “Erdoğan aday olacak”, bir gün de “aday olmayacak” yazıp, sonuç her ne olursa olsun “dememiş miydim?” diyebilirdim.. 

BAŞBAKAN KİM OLACAK?

Eğer olağanüstü bir durum olmazsa, bugün Ak Parti’nin Birinci Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, kürsüye gelecek ve partilerinin Cumhurbaşkanı Adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini ilan edecek.. Bu teklifin ardından Ak Parti’de fiilen yönetim el değiştirmiş olacak.. Mehmet Ali Şahin, Genel Başkan Vekili olarak, partiyi, 28 Eylül’deki kongreye götürecek.. Ve muhtemelen söz konusu kongrede kendisi aday olmayacak.. 10 Ağustos’ta, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildiği an itibariyle ise, Anayasa gereği Başbakanlık’tan istifa edecek.. Cumhurbaşkanı Gül, “görev sürem 28 Ağustos’ta doluyor” dediğine göre, seçimlerin ikinci tur olan 24 Ağustos’a kalabileceği de tartışılıyor olmalı yukarılarda.. Ama ben ilk turda netice alınabileceği kanaatindeyim.. Başbakan’ın görevinden ayrılması ve Köşk’e çıkmasıyla birlikte üç isme büyük görev düşecek. Beşir Atalay, Bülent Arınç ve Binali Yıldırım.. Yeni hükümeti kurmakla, “Yeni Cumhurbaşkanı” Tayyip Erdoğan, muhtemelen Binali Yıldırım’ı görevlendirecek.. Ama kabine; Atalay, Arınç ve Yıldırım Kabinesi olacak.. Türkiye kamuoyu bunu böyle bilecek.. Başbakan Binali Yıldırım, hükümette devamlılığı sağlamak adına, Erdoğan’ın bıraktığı yerden ekonomiyi, dış politikayı, bayındırlık hizmetlerini sürdürmeye devam edecek.. 28 Eylül’de yapılacak olan kongrede ise sahnede yeniden Abdullah Gül’ü göreceğiz.. Bana sorarsanız tek aday, tek liste çıkacak delegelerin karşısına.. Ama olur da, Gül’e rakip bir isim daha çıkarsa, o vakit Gül’ün genel başkanlığı, daha tartışmasız, tam bir meşruiyet kazanmış halde tescillenmiş olur.. Neticede Gül, her hâl ve şartta Ak Parti Genel Başkanlığı koltuğuna oturacak. Ama kongre kazanarak gelip oturursa, daha başka bir anlamı olacaktır bunun.. 

POLİTİKACI GÜL

Biz elbette 7 yıldır Abdullah Gül’ü, “gemiyi kıyıya güvenle yanaştıran” bir cumhurbaşkanı olarak tanıdık.. Sükunetiyle, dingin hatta sinirleri alınmış bir devlet adamı olarak bildik.. Ancak unutmayalım ki, o Gül’ün bulunduğu konum ile ilgili bir durum da olabilir.. Ben mesela 3 Ekim 2005 AB Katılım Müzakereleri ile ilgili olarak dönemin CHP Başkanı Deniz Baykal’ın, “hiçbir şeyden haberimiz olmuyor” türü bir serzenişine karşın, Gül’ün kürsüden inip, Baykal’ın masasına evrakı fırlattığı o sahneyi hiç unutamıyorum.. En sert mizaçlı lider olarak tanınan Erdoğan’ı bile öyle görmemiştim.. Dönemin koşullarına göre bambaşka bir Abdullah Gül de görebiliriz eylülden sonra şaşırmamak lazım.. Kalın sağlıcakla.