Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Mazeretim var! Asabi olmak zorundayım!

Mazeretim var! Asabi olmak zorundayım!

Nerede yazıyordu acaba, “başarısızlığın mazereti olmaz” diye?

Kışlalarda mı, yüksek devlet dairelerinde mi?

Nerede yazarsa yazsın, Türkiye bir “mazeretistan”! Herkes mazeretçi veya mazeretli.

Bilhassa da CHP ve onunla yanaşık düzen halindeki solcular, ulusalcılar. Bunların seçim kaybettikten sonra bulduğu mazeretler koskoca kitap olur. Bir zamanlar yaz seçimleri için çok geçerli bir mazeret bulmuşlardı: “Seçmenimiz plajdaydı.” Kış seçimlerinde nedense “kayaktaydı” demediler!

Bu mazeret bayağı fersudeleşmiş. Kimse cumhurbaşkanlığı seçiminin yaz sıcağında yapıldığını öne sürmüyor. Belki de YSK’nın yazlıkçıların oy kullanmasını kolaylaştırması ağızlarını tıkadı.

Bu durumda yeni mazeretler bulunması gerekiyor. Bütün mazeretler dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni mazeret bulmak lâzım!

Çok sağlam bir mazeret var aslında. Asabi cumhuriyet gazetesi Sözcü manşetten açıkladı: Başbakan devlet imkânlarından yararlanmasın!

Tamam, ilk bakışta makul bir itiraz. Herkes eşit şartlarda yarışsın.

Bu mümkün değil elbette. İktidar partisi güçlü kaynaklara sahip. Dolayısıyla onun adayı da muhtemelen ciddi mali destek alacak. Diğer adaylar da, ilişkili oldukları siyasi kurumların gücüne göre desteklenecek. CHP’nin ve MHP’nin iktisadi gücünü de hafife almamak lâzım. Tabii gerçekten seferber ederlerse.

Sırf bu iki parti değil ki, Ekmeloğlu’nu destekleyen. DSP var, DP var ve nihayet en mühimi BTP var...

Bu partilerin esamisi pek okunmuyor. Kısaltmalarını bile çözmekte güçlük çekiyoruz. DP malûm, 1950’nin muzaffer partisi. Millî şefin partisine karşı, yani devlet imkânlarını dibine kadar kullanan bir örgüte karşı zafer kazanmış bir parti. Adnan Menderes’in partisi. 1960’da kapatıldıktan sonra ismi yadigâr kalan parti. Daha sonra bir çok kifayetsiz bu ismi kullanarak öne çıkmaya çalıştı, fakat hiçbiri sonuç vermedi.

DSP Ecevit’in partisi. Ecevit’in son seçiminde yüzde bire düşmüştü. Şimdi solda sıfırdır her halde!

Geriye kalan parti hiç bir partiye benzemez. İsmi Moskova’da anılan, Rus Meclis’i Duma’da lideri konuşan bir parti. Müthiş bir ekonomik sistemi var ki, onu uygulayan Rusya gibi oluyor! (Sakın daha beter olsun demeyin!)

Ben derim ki, bütün partiler bir yana, BTP’nin başkanı bir yana. Hemi şeyh, hemi profesör (Azerbaycan patentli), hemi de tencere tava imalatçısı.

Ekmeloğlu’nun zaferi ancak onun elinden olur. Kendileri, geçen seçimde ittifak yaptığı partiye rey vermeyerek müthiş bir etik tutum ortaya koymuştu, Allahı var.

Bu kadar güçlü desteğin karşısında Erdoğan’ın tek destekleyeni partisi. Kampanyada ne kadar devlet imkânı ve nasıl kullanılır bilemiyoruz elbette. Diyelim ki, devlet imkânlarını kullandı...

Bu Türkiye’de ilk değil ki...

Bütün iktidar partileri seçimlerde aynı yolu takip etmiştir. Bütün iktidar partilerine de aynı mealde itirazlar olmuştur.

Peki seçim sonuçlarını bu ne ölçüde etkilemiştir?

Ben deyim sıfır, siz deyin ziro!

Gelin Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir başkanı olduğu seçimi hatırlayalım.

Yedi düvel medyası, bilcümle şer güçler yükleniyor, para pul imkân gani... Bir taraftan Ergenekon kaçkını Dalan aday, öbür taraftan nazenin şantör Zülfü...Yüklen babam yüklen!

Sonuç yok elbette.

Beyler! Seçim parayla, devletle filan kazanılmaz. Milletin tanıdığı, bildiği, sevdiği, onun dilini konuşan aday alır götürür.

Boşuna mazeret arkasına sığınmayın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi