En iyisi cumhurbaşkanlığı seçimine hiç girmemek. Nasıl olsa Tayyip bey seçileceğinden, bu konuya her girdiğimde, “Ekmeleddin bey’e yazık oldu.” demekten başka bir şey yazmak geçmiyor içimden.

O yüzden şimdilik cumhurbaşkanlığı konusunu bir tarafa bırakıp öğrencilerin ve benim başıma bela olan formasyon konusunda bir kaç kelam ederek öğrencilerin mağduriyetlerini dillendirelim. İnşallah dinleyen olur da işe yaramış oluruz.

Allah kulunu sevindireceği zaman, eşeğini önce kaybettirir, sonra buldururmuş. Formasyoncu öğrencilerin işi de bu darb-ı meseldeki gibi oluyor yıllardır.

Öğretmen yetiştiren fakültelerde formasyon meselesine iki defa çomak sokuldu. İlki 12 Eylül darbesinden sonra, ikincisi de 28 Şubat müdahalesinden sonra.  Öğretmelik formasyonu işi o günden bugüne ikide bir kurcalandı durdu. 2009’dan beri tekrar alevlenen formasyon meselesinde, en son, önceki sene YÖK, “Size formasyon-mormasyon yok!...”  deyince öğretmen yetiştiren bölümlerin kapısına kilit vurulma noktasına gelindi. Boş kontenjan yüzde 60’tan yüzde 120-130’a çıkınca YÖK’te de şimşekler çaktı ama o yıl boş kalan kontenjanlarla ve çok düşük puanla 4 yıllık bölümlere girilebilme trajedisiyle sona erdi.

Formasyon konusunda en çok yazı yazan akademisyen olarak, bu konuda yazı yazmaktan bıktığımı, yaza yaza parmaklarında ve klavyelerimde tüy bittiğini bilmenizi isteyerek yazıyorum.

Öncedki sene yaşanan boş kontenjanın zirve yapması trajedisinden sonra, tekrar verilen formasyon hakkı, öğrencileri, eşeğini bulmuş köylü gibi sevindirdi. Sevindirdi ama çoğu öğrencinin sevinci kursağında kaldı.

Bir kere bu defaki formasyon hakkının verilmesi ve üniversitelerin bu konudaki hazırlıkları; bu hazırlıkların YÖK tarafından organize edililip duyurulması, çok geç kaldı. Öğrenciler daha Cuma gününe kadar formasyon hakkına sahip olabildiler mi olamadılar mı öğrenemediler. Dolayısiyle son anda sadece bölümlerinden mezun olan öğrencilere verilen formasyon hakkı, öğrencilerin yaz döneminde barınma konusunu ortaya çıkardı. Öyle “Hadi size formasyon hakkı verdik. Bu yaz başlıyorsunuz. Hadi hadi!... Gene iyisiniz!...” demekle olmuyor bu iş.

Bölümünden mezun olan öğrencinin yurtla da ilişkisi kesiliyor. Yurtla ilişkisi kesilen bu genç ne yapacak? Mevsim yaz diye sokakta mı kalacak?

Formasyondan “soymasyon”a...
Formasyon eğitimi Ocak 2014’e kadar devam edecek. Ocak ayına kadar bu öğrencilere gene yurt yok. Ev sahipleri deseniz bir başka âlem. Onlar da “Şubat ayından sonra benim ev boş mu kalsın?” diyerek fahiş fiatlarla 12 aydan az sözleşme yapmıyor.

Böyle bir karar son anda alınırken, YÖK, Kredi Yurtlar Kurumu ile iletişime geçmeli ve yaz aylarında formasyon alacak öğrenciler için bir çözüm üretmeliydi. Yurtlar kullanılmayınca, öğrenciler ev sahiplerinin insafına terk ediliyor ve formasyon almaya çalışırken “soymasyon”la karşılaşıyorlar.

“Soymasyon” dedim de aklıma geldi.
Eylül ayından  itibaren ara sınıflarda okuyan öğrenciler,bir yandan kendi bölümderslerini alacak, bir yandan da formasyon dersleri alacak. Yani bu öğrenciler hempara ödemeyecekler; hem de 4 yılın üstüne 1 yıl daha okuyup zaman kaybetmeyecekler. Hak mı bu?

Haksızlık, adaletsizlik, mağduriyetlerle meşgul edilecek bir öğretmen adayı... Bunda nitelikli ve psikolojisi sağlam öğrenciler  yetiştirmesini bekleyeceğiz.

Ümitsizim...
“Böyle gecenin hayr umulur mu seherinden?” diyor Ziya Paşa... Biz de katılıyoruz bu görüşe.