Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışında artık, adaylar kamuoyuna ne vaad ettiklerini de açıkladıklarına göre, yarışın geçtiği şartlar ve sonuca ilişkin analizler de yerli yerine oturmaya başlamış demektir.. Yapılan en “Erdoğan karşıtı” kamuoyu araştırmalarında bile, CHP ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na şans verilmediğini görüyoruz.. Dolayısıyla yarış başladığı daha doğrusu adaylık için isimler açıklandığı günden bugüne değişen pek bir şey yok.. Hani “tanıdıkça seveceksiniz” diyordu ya Kemal Kılıçdaroğlu, hiç de öyle olmadı.. Kendisini aday gösteren kesime şirin görünmek adına aslında nasıl da Kemalist olduğunu, İnönü’yü nasıl da sevdiğini, eşinin başının açık olduğunu falan anlatadursun, katı Kemalist ulusalcı seçmen ile sol sosyalist kamuoyu nezdinde o hâlâ bir siyasal İslamcı... Gerçekte öyle olmasa bile... Ki benim bu konudaki tavrımı biliyorsunuz. Ekmeleddin Bey’in, tıpkı anlattığı gibi olduğunu düşünenlerdenim.. Ama ne çare ki, oy isteyeceği seçmen kitle buna itibar etmiyor.. Peki formülde yazıldığı gibi sağ-muhafazakâr seçmen ne düşünüyor Ekmeleddin Bey hakkında?.. Yani hani bir kesim onu “Siyasal İslamcı” olarak görüyor ya.. Diğer kesim ne düşünüyor, biliyor musunuz? Daha evvel ne düşünüyordu bilemem ama; başörtüsü gelenektir, Filistin meselesinde Türkiye tarafsız kalmalıdır gibi sözleri, İnönü’nün kabrini ziyareti, İKÖ Genel Sekreterliği yaptığı dönemde Suriye ve Mısır konusundaki sessizliği sağ-muhafazakâr kamuoyunda dikkatle not edilmiş durumda.. Dolayısıyla bugünkü şartlar itibariyle, “Ekmek için Ekmeleddin”, ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabiliyor...

YURT GEZİLERİ

Seçim kampanyaları fiilen 10 Temmuz’da başladı.. O günden beri (hatta birkaç gün evvelinden) adaylar da Anadolu’yu dolaşıyor.. Bu vesileyle Cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu da, Cumhurbaşkanlığına aday olduğu ülkeyi tanıma fırsatı yakaladı.. İstanbul’da Marmaray’a bindi.. Trabzon’da Atatürk Köşkü, Bedesten Çarşısı, Ayasofya Camii, Edirne’de Selimiye Camii’ni, Fatih Sultan Mehmed Han’ın doğduğu taş odalı hanı, Bursa’da Hünkar Köşkü’nü, tarihi Koza Han’ı falan iyice bir gezdi dolaştı.. Resimler çektirdi, eserler hakkında bilgiler aldı.. Sanıyorum seçim gününe kadar Türkiye’nin tarihi turistik pek çok mekanını gezme görme fırsatı bulacak.. Bu adaylık işi, epey uzak kaldığı Türkiye’yi yeniden tanımak bakımından Ekmeleddin Hoca’nın çok işine yaramış gibi görünüyor.. Turist gibi..

PROJE

Şimdi Ekmeleddin İhsanoğlu için “proje” dendiği vakit birileri kızıyor.. Hatta kendisini bile nasıl inandırmışlarsa, “beni halk getirdi” falan gibi sözler söylemeye başladı Ekmeleddin Bey biliyorsunuz.. Oysa herkesin, hepimizin gözü önünde gelişmedi mi olaylar? Devlet Bahçeli iç içe geçmiş birtakım üçgenler falan çizip, kamuoyuyla projesini paylaşmadı mı? Sonra o projeye uygun diye, kriterleri taşıyor diye karar kılmadılar mı Ekmeleddin Bey üzerinde? E şimdi, bu proje değil de ne ki?

***

CENAZELER VE SİYASET

Çok sevdiğim kıymet verdiğim bir insan.. DSP’nin eski Genel Başkanı Zeki Sezer, muhterem eşini kaybetti.. Toprağı bol, mekânı cennet olsun.. Cenaze töreninde Zeki Bey’i gördüm.. Perişan.. Hayat arkadaşını, hem de böyle bir genç yaşta sonsuzluğa uğurluyor.. Nasıl perişan olmasın ki?.. Ama sağında solunda parti başkanları, yakın dönem siyasette gelecek bekleyen tipler falan var..

 Açık söylemek gerekirse cenaze töreninde “piyasa” olur umuduyla gelmiş gibiler.. Kimsenin bıçakla yarıp da kalbinin içini görmemiz mümkün değil.. Ama kenarlarda böyle fısır fısır dedi-kodular falan, cenazenin ruhuna aykırı biçimde gülmeler vesaireler.. Acaba siyasetle ilgilenenlerin, birinci derece yakınları dışında cenaze törenlerine katılmaları yasaklansa mı?.. Kalın sağlıcakla.