Gazze’de şehit sayısı bu satırları yazdığım sırada 39’u çocuk olmak üzere 194’e, yaralı sayısı 1400’e ulaşmıştı. Batı Şeria’da 12 Haziran’da kaybolan 3 Yahudi yerleşimcinin 18 gün aradan sonra ölü bulunması üzerine Filistinli Muhammed Ebu Hudayr kaçırılmış ve benzin içirilip yakılarak katledilmişti. Bunun üzerine 7 Temmuz’da başlayan İsrail’in Gazze’ye yönelik terörist saldırılarını canlı yayınla izliyor tüm dünya! Eli Kanlı Mısır darbecilerinin ‘arabuluculuk oyunu’ oyunu ile sözde ateşkes arzusu ise ‘şer ittifakı’nın son hamlesi!  

İşte tam bu esnada devreye giriyor ‘tersten okuma meraklısı’ beyinsiz takım… Tezvirat fabrikasının çarkları dönmeye başlıyor… Diyorlar ki “Hamas ateşkesi kabul etmediği için Gazzeliler ölüyor!” Daha önce de aynı sürü “Kassam İsrail’e füze fırlattığı ve ‘masum’ İsraillileri hedef aldığı için Gazzeliler ölüyor!” ‘mugalâta’sını yayıyordu.   

Evet, bu hıyanet şebekesinin sözlerini tarif eden iki kelime var; birisi ‘mugalâta’ diğeri ‘cerbeze’. Mugalâta, yanıltıcı söz söylemek demek. Cerbeze ise Türkçe sözlüklerde kolay, güzel ve inandırıcı konuşmak anlamında olduğu kaydedilse de Arapça aslında ‘hilekârlık, kurnazlık’ demek oluyor. Bir başka mânâ ile cerbeze, aklın ifrat halidir. Yalanı süsleyerek doğru, doğruyu yalan göstermek yahut hakkı batıl, batılı hak göstermek demektir. Bu meyanda Bedîüzzaman Hazretleri şöyle der meselâ: “Propaganda, sabıkan tezyif ettiğim zâlim cerbezenin veled-i nâmeşruudur. Ona mukabele, o yalancı silâhla olmamalı, belki sıdk ve hak ile olmalı.”

Dönelim konuya…

İşte bu hilekâr silahları şeytani bir maharetle kullanan meş’um odaklar ne zaman bir kriz ortaya çıksa devreye girerler ve tersten okumalar yaparak halkı aldatmaya başlarlar.

İşte son zamanlarda kustukları bu tersten okumalardan bazıları: “Başbakan Davos’ta ‘One Minute!’ demeseydi başımıza bunlar gelmezdi!” “Suriyeliler silaha sarılmasaydı bu kadar insan ölmezdi!” “Mısırda İhvan darbeye direnmeseydi Rabia katliamı olmazdı!” “Mavi Marmara yola çıkmasaydı vatandaşlarımız şehit olmazdı!” “Başbakan Rabia işareti yapmasaydı Mısır’da darbeciler idam kararları vermezdi!” “Türkiye, Suriye’de Esed’e karşı durmasaydı Suriyeli sığınmacılar sorunumuz olmazdı!”

Örnekler çok! Bu şeytani mantığın dibi de yok!

Eskiden sol, Kemalist, ulusalcı kanadın kullandığı bu taktikleri şimdi paralel çete de dilinden düşürmüyor.

En son Gazze’deki katliamlarda ortaya çıkan ‘tersten okuma çetesi’ sanki İsrail işgalci değilmiş, sanki İsrail bugüne kadar binlerce sivili katletmemiş, yüz binlercesini tehcir etmemiş, sanki İsrail Mescid-i Aksa’nın altını oymamış, zindanlarda Filistinlileri işkencelerden geçirmemiş, sanki İsrail onlarca uluslararası hukuk kuralını ihlal etmemiş, yıllardır savaş suçu işlememiş gibi herzevatla zihinleri zehirliyorlar.

Maalesef bu herzelere inanmaya teşne insanlar az değil!

Suriye, Mısır, Filistin konularında mütedeyyin kesimin şaşırtıcı duyarsızlığı ve kafa karışıklığında ciddi payı var bu hezeyan fabrikalarının. Malcolm X’in meşhur ifadesiyle gazeteleri dikkatsiz okuyan kim olursa olsun zalimden yana mazlumun karşısında tavır takınabilir.

İsrail terör ve propaganda devleti, bir kez daha İslam Dünyası’nın tepkisini test etti, cesaret fakiri İslam ülkesi liderlerini sınadı. Seçim süreci ve son bir yılda ortaya çıkan virüslerden arınmakla meşgul Türkiye ise doğru yerde dursa da beklenen tavrı sergileyemedi Gazze’de. Hükümetin elini güçlendirip cesaretlendirmesi gereken STK’lar ise şatafatlı iftar sofralarından, dünya kupası maçlarını yayınlayan ekranların başından kalkıp birçok batı ülkesinde gerçekleştirilen güçlü ve profesyonel İsrail karşıtı protesto gösterisini bile yapamadı Türkiye’de.

Tersten okuma meraklısı çeteler, kalemleri kanlı yazarlar ve en çok İsrail ve müttefikleri sevinmişlerdir bu duruma. İsrail’in füzelerinden daha çok Gazzelileri yaralayan bu tepkisizlik ve izzetsizlik ise 1435 Ramazan’ının kayıtlarına çoktan geçti bile.

Sözün doğrusu İlâhî fermanda: “İçimizden bazı beyinsizlerin yaptığı şeyler yüzünden bizi helâk mi edeceksin? (Helâk etme yâ Rabbî!)”(A’râf, 155)