“Terör devleti” Siyonist İsrail; Filistinlilere yönelik hiçbir uluslararası savaş kuralı tanımaksızın cinayetlerini en acımasız bir şekilde sürdürüyor.

Üç İsrailli gencin kaçırılıp öldürülmesi ve buna karşı İsrailli radikallerin intikam için Filistinli bir gence önce işkence yapıp, sonrasında da yakarak öldürmeleri ile başlayan olayların perde arkasında ise İsrail gizli servisi MOSAD vardır.  

İsrailli üç gencin kaçırılıp öldürülmesi olayının, Filistin hükümetinin veya Filistinlilerin yaptığı bir eylem olmadığı, Filistinli yetkililer tarafından defalarca açıklanmasına rağmen İsrail bu olaydan, Hamas’ı sorumlu tutarak Gazze’yi havadan ve karadan bombalamaktadır. Bu tam anlamıyla bir devlet terörüdür.

İsrail; Filistin topraklarına ve halkına yönelik bir saldırı hazırlamış ise bir bahanesini de önceden hazırlar. Önce provoke eder ve sonrasında çıkan olayları bahane ederek ortalığı yakıp yıkan saldırılarını başlatır.

Bugün yaşanan olaylar tezgahlanan aynı oyunun bir parçasıdır.

Asıl hedef, Filistinlilerin birliğini bozmak, toplu katliamlar gerçekleştirip Filistin’i baştan başa işgal etmektir.

Amerika ve Batılı egemen güçlerin Ortadoğu politikaları “İsrail’in varlığı ve güvenliği” temelinde şekillendiği için bu ülkelerden vicdani ve insani bir tavır beklemek zaten abesle iştigaldir.

Onlar, politikalarını vicdani değerler üzerinden değil, çıkarları doğrultusunda belirler ve uygularlar. Onların Ortadoğu çıkarları İsrail’in bölgede kalıcı olmasından geçmektedir. İsrail’in beynelmilel hukuku hiçe sayarak insanlığa meydan okurcasına sorumsuzca ve ahlaksızca hareket ederek başlattığı “devlet terörü”nü sürdürmesi bundandır.

İsrail, bir yandan Filistinlilere ait topraklarda yeni yerleşim bölgeleri açarak işgal ve yayılmacı politikalarını uygularken, diğer yandan işgal ettiği topraklarda insanlık onurunu ayaklar altına alan baskı ve zulmü devam ettirmektedir. Diğer bir ifadeyle; silahsız ve savunmasız Filistin halkına karşı resmen bir imha hareketi sürdürmektedir.

“Terör devleti” İsrail, Mısır’ın Gazze’yle ilgili sunduğu ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladığına bakmayın. Şimdiye kadar çok ateşkes anlaşmaları yapıldı ve her sefer bu anlaşmayı bozan taraf İsrail olmuştur. Yarın tekrar bazı bahaneler üretir ve tekrar saldırılarını başlatır.

Şu bir gerçek ki; bu saldırılar ne ilktir ne de son olacaktır.

Çünkü; Siyonist İsrail barış istemiyor…

Önemle belirtmek isterim ki; İsrail’e bu cesareti veren sadece Batılı emperyalistler değildir… Filistin’i sahipsiz bırakan İslam ülkelerinin vurdumduymaz tavrıdır.  

Unutulmasın ki;

Filistin sadece Filistinlilerin değil tüm İslam dünyasının davasıdır, kanayan yarasıdır… Filistin’e ve Filistin halkına sahip çıkmak, her iman sahibi Müslümanın görevidir.  

F. GÜLEN VE EKMELEDDİN İHSANOĞLU İSRAİL’İ NEDEN KINAMIYOR?

Hem millet, hem de ülke olarak; “İsrail Devlet Terörü”ne karşı mazlum Filistin halkının yanında olmayı tarihi ve insani bir sorumluluk içinde ısrarla sürdürmekteyiz.

Çünkü Filistin halkıyla tarihi, kültürel geçmişimizin yanında, daha birçok ortak değerlerimiz var.

“Terörist devlet” İsrail;  tarafından havadan ve denizden sürekli bombalanan Gazze Şeridi şimdi bir kara harekatıyla yerle bir ediliyor; Filistin toprakları tüm dünyanın gözü önünde işgal edilirken, toplu katliamlarla bir millet yok ediliyor.

 “Devlet Terörü” uygulayan İsrail’in arkasında sadece Amerika ve Batılı emperyalistler yok. Onların işbirlikçileri olan İslam ülkelerindeki kukla yöneticiler ve siyasiler ile kalemşorların var olduğuna şahit oluyoruz. Onlar ya sesiz kalıyor ya da dolaylı yoldan da olsa Siyonist İsrail’e destek vermektedirler.

Bütün dünya İsrail’i “terör devleti” olarak nitelerken, bizim İsrail hayranı birtakım siyasiler ve kalemşorlar; işlenen bu cinayetler karşısında, vatanını ve namusunu savunan Filistinlileri sürekli “terörist ve militan” olarak sıfatlandırıyorlar.

Ne Arap Birliği, ne de İslam Konferansı Teşkilatı bu vahşet karşısında tavır almak şöyle dursun bir kınamada bile bulunamadılar.

Bu mezalime karşı sesi yükselen sadece R.Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığındaki Türkiye hükümetidir. R.Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanlığı için aday olarak çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan da ekranlara yansıyan o korkunç vahşeti dünyaya duyurarak milletler camiasını İsrail vahşetine karşı harekete geçirmeye çalışıyor.  

Bir diğer aday, Ekmeleddin İhsanoğlu ise Türk Milleti ve hükümeti bu insanlık faciası karşısında “Zulme karşı tek yumruk, tek yürek” sloganı altında Filistin için ayağa kalkarken; o, “Filistin’de taraf olmamalıydık” açıklamasını yaptı. Bu açıklama sadece bir talihsizlik değil, aynı zamanda tarihini, kültürünü ve tüm değerlerini inkâr etmek anlamına gelmektedir.  

Ekmeleddin Hoca; Türk milletinin duygularını hiçe sayarken, diğer yandan Türk devlet politikalarını içine sindiremediğini açıkça ilan etmiş oldu.

Nitekim bu konuda Ekmeleddin Hoca yalnız değil.

Kendi hükümetine darbe operasyonları düzenletirken, İsrail hükümetini otorite olarak kabul eden Pensilvanya’daki gözü yaşlı hocamız da İsrail devlet terörünü lanetleyip, Filistinli kardeşlerimize sahip çıkan bir açıklama yapmadı veya yapamıyor…

Her iki hocamızın; İsrail ve ABD başta olmak üzere daha birçok konuda hemfikir oldukları anlaşılmaktadır.  Ama bilsinler ki; yenilmez tek ve mutlak güç Allah’tır.

Ve bilsinler ki; İslam coğrafyasının kalbine bir hançer gibi saplanan İsrail’in küstahça saldırılarına seyirci kalan, destek olan veya zalime karşı mazlumdan yana taraf olanları eleştirenler Siyonist İsrail’in suç ortakları olarak tarihe geçeceklerdir.