Nasıl anlatacağımı bilemedim
Sayfalarca yazdım dün sabahtan itibaren.. Binlerce kelime dizdim arka arkaya.. Belki 8, belki 10 sayfa yazdım... Razel’inin cansız bedenine sarılan anneyi anlatmak istedim size..Paramparça olmuş bebek cesetlerinden söz etmek istedim.. Bebek bebek.. Su gibi bir şey yani.. Masum, günahsız, habersiz bir avuç bedenlerin nasıl paramparça olduğunu anlatacaktım..Filistinli anne Netream Netzleam’ın, bir yaşındaki bebeği Razel’in cansız bedenine sarılıp ağladığı o görüntüleri izledim.. Anlatmak istedim size.. Nasıl anlatacağımı bilemedim.. Yazar dostum İlhami Işık’a sordum.. “Nasıl anlatayım ben bu Razel’i ve çaresiz annesini?” dedim.. “Dur ben anlatayım sana” dedi..
•
Gazze’yi Bilir misiniz?
Orada koşarken çocuklar
hep göğe bakarlar
güneşi seyretmek için değil
ölümün gelişini
gülümseyerek karşılamak için..
•
Gazze’yi bilir misiniz?
Orada çocuklar var..
Bedenleri numaralı..
Tıpkı nazi kamplarındaki gibi..
Parçalanan vücutlarını
tanımak için..
•
Gazze’yi bilir misiniz?
orada çocuklar var,
doğarken ağlamayan
onlar hep gülerler
öldürülürken de..
•
Gazze’yi bilir misiniz?
gece olmaz hiç orada..
Hep aydınlıktır yüzleri
güneş kıskanır gülüşlerini..
•
Gazze’yi bilir misiniz?
ve ölüyor orda çocuklar.
İlhami Işık