Sonuç belli ise niye seçim yapıyoruz?
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuç belli. Tayyip bey bu işi havada karada götürüyor. Çatıcılar şimdiden nal toplama psikolojisine düştüler.
Sonuç belli ise, niye yapıyoruz bu seçimi? Türkiye bu seçimden ne kazanacak?
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi sürecinin nasıl başladığını hatırlayanınız var mı?
2007 Cumhurbaşkanlığı seçimiydi. O zamanlar (Vay beee!.... Ne kadar zaman geçmiş!...) cumhurbaşkanını TBMM’de milletvekilleri seçerdi. Mecliste oturumun açılabilmesi için 367 dayatması yapan partizan cumhuriyetçilerin bu engelini aşma gayretleri arasında, o zamanın ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun “Cumhurbaşkanını halka seçtirirseniz, meclise girerim” demesi ve bu kararın alınması vardı. Bu süreci biraz ayrıntılı anlatmamın sebebi, devlet zihniyetindeki temel değişikliklerde biri ve belki en önemlisi olacak olan bir karar, felsefi bir arka planla değil, günlük siyasi çözümler arasında zikredilerek hayata geçmiştir. Erkan Mumcu’nun böyle bir talebi, kafasında başkanlık sistemi olan Tayyip beyin de işine gelmiştir. İşte şimdi o 2007 Mayıs ayında alınan kararın işleyişi günlerini yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi referandumuna girerken bile AK Parti ne yapacağını, kimi aday göstereceğini çok iyi biliyordu ve bildiği gibi de yaptı. Tayyip bey meydanlara indi. Perşembenin gelişini, değil Çarşamba’dan, önceki Cuma’dan bile anlayamayan muhalefet ise öööyle yatmış!... Seçimin yaklaşıp ateşin bacayı sarmaya başladığı günlerde ortaya çıktı çatı adayın adı. AK Parti temelde her şeyi halletmişken çatıyla uğraşanlar, zaten “Abi büyüksün!... Hepimizi teker teker döversin ama beşimiz bir araya gelince seni ancak döveriz!” mantığıyla giriyorlar seçime.
Güya çatı adayı, AK Parti tabanından da oy alsın diye belirlenmiş bir isim ama baksanıza, CHP tabanından oy almak için vaktinin çoğunu, neredeyse, ne kadar Kemalist olduğunu ispatlamakla geçiyor. Bizim buralarda bu durumlarda “De gidi Ekmeleddin bey deee!... Sen bu durumlara düşecek adam mıydın?” derler.
Başlıktaki soruya tekrar dönelim: Sonuç belli ise niye seçim yapıyoruz?
Yaşamakta olduğumuz vâkıa, Erkan Mumcu fantezisinin gerçekleşmesi değil. Türkiye omurga değiştiriyor. Binlerce yıllık Türk tarihinde, Türkler ilk defa devlet başkanlarını, aracısız olarak kendileri seçiyor. 2007’ye kadar devletin zirvesi, askerî gücü elinde bulunduranların tasarrufunda oluyordu ve bütün devlet düzenlemeleri de buna göre yapılmıştı. Şimdi artık bu tamamen değişiyor. 20. Yüzyıl ve daha öncesi zamanların devlet anlayışı bitti. Pozitivist modernitenin sistemleştirdiği “modern buyurgan devlet” zamanı geçti.
Yaşamakta olduğumuz süreçte, AK Parti hâlâ değişimin, çatıcılar vs. ise statükonun kavgasını veriyor. İşte bu seçim çatıcıları da değiştirecek bir seçim olacak.
Seçimin faydası, bu değişimin kitlelere mâl olmasını sağlamak ve çatıcıların da kendilerini çağa göre yeniden düzenlemelerinin ufkunu açmak olacaktır. Çatı adayı, değişimin fark edildiğinin göstergesidir ama bu basit bir fark etmedir; derûnîleşme değildir.
•
Sevgili okuyucularım, Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.