Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

“Erdoğan Karşıtı Cephe” ve Ekmeleddin Hoca’nın adaylığı

“Erdoğan Karşıtı Cephe” ve Ekmeleddin Hoca’nın adaylığı

Devletin yapısı ve yönetimi hususunda konuşmak, eleştiri yapmak ve sorunlara çareler aramak, fikirler üretmek elbette siyasilerin başlıca görevleridir.

Yaşadıkları ülkenin kimin tarafından ve nasıl yönetilmesi gerektiği hususunda tercih hakkı ise biz vatandaşların en doğal hakkıdır. Bunlar siyasi temayüller ve demokrasinin vazgeçilmez ilkeleridir.

Ancak; halkın teveccühüyle iktidar şansı bulamayanlar, Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ı tasfiye etme adına dış destekli kirli ittifaklar oluşturarak hukuk ve ahlak dışı girişimlere başvurmuş olmaları demokrasimize indirilen bir darbedir.

Kuruluş amaçları, siyasi hedefleri ve dünya görüşleri birbirine zıt olan siyasilerin dış güçlerle işbirliği içinde “Erdoğan karşıtlığı” cephede birleşiyorlar. Bu cepheye son yıllarda “milli ruhu” kaybolmuş Egemen güçlerle, Vatikan’la ve Amerika’daki Yahudi lobileriyle yakın ilişkiler içinde olan ve de onların yönlendirmesiyle hareket eden F.Gülen cemaatinin de bu cephenin içinde yer aldığına şahit oluyoruz.

Halk nezdinde karşılıkları “Ebedi muhalefet” olan CHP ve MHP, Erdoğan’ın varlığında siyasi iktidar şansları olmadığını ancak onun siyasetten tasfiye edilmesiyle önlerinin açılabileceği ümidiyle nereden ve kimden gelirse gelsin, taşeronluk dâhil her türlü işbirliği ve ortak eyleme evet diyerek harekete geçtiler.

İçten ve dıştan gelen destekle yerel seçimlerde var güçleriyle saldırdılar ama hezimete uğradılar. Şimdi yanlarına “siyaset kırıntısı” meclis dışı marjinal partileri ve Pensilvanya’yı da alarak son şanslarını denemek için yeniden hücuma geçtiler…

Ancak,  şimdiye kadar bu cephede yer alanlar hep mağlup oldular ve sandıkta kaldılar.

Bu son hücumlarının da beyhude olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan tüm anketler gösteriyor ki; Türk milleti “Yeni Türkiye” yürüyüşüne ve lideri Başbakan Erdoğan’a desteğini sürdürüyor.

İLKESİZLİK, NANKÖRLÜK

Ekmeleddin İhsanoğlu AK Parti iktidarıyla yakın çalışmalar yürütmüştü. Mısır’da Muhammed Mursi yönetiminin askeri darbeyle devrilmesi sonra hükümetle arası açılmaya başladı. Çünkü o, kendi halkını katleden diktatör Esed’i, Siyonist İsrail’in Filistin halkına karşı sürdürdüğü zulmü ve egemen güçlerin oyunları ile Mısır tarihinde ilk defa seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Mursi’yi deviren ve 5000 masum insanı katleden askeri cuntayı kınamadı.

Üzüntümün asıl sebebi şu;

Babası rahmetli Yozgatlı müderris İhsan Efendi, CHP zihniyetinin figüranı olmamak için ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Şimdi ise Ekmeleddin Hoca;  babasının kaçtığı o zihniyete teslim oldu ve geçmişte kendisinin önemli görevlere gelmesini sağlayan Başbakan Erdoğan ve AK Parti aleyhindeki kampanyalarda yer aldı.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğine bizzat Başbakan Erdoğan’ın teklifi ve desteğiyle gelmişti. 8 yıllık görevi sürecinde sürekli Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümetinin desteğini görmüştü.

Şimdi ise Erdoğan Karşıtı Cephede…

“Erdoğan Karşıtı Cephe”nin adayı olan Ekmeleddin Hoca’ya daha önceki yazılarımda Egemen güçlerin destek verdiği ve Türk siyasi muhalefetinde taşeron olarak kullanıldığı bu cephenin kendisini bir figür olarak kullanmak üzere aday gösterdiklerini hatırlatarak “ilkeli isen, onurunu ve şahsiyetini korumak için adaylıktan çekil” çağrısında bulunmuştum.

Ekmeleddin Hoca’nın bu duruma düşmesini hazmedemediğim için ona bu çağrıyı yapmıştım. Geçen zaman içinde çağrıma cevap alamadığım gibi onun dış destekli “Erdoğan Karşıtı Cephe”nin yürüttüğü ihanet derecesindeki karalama kampanyalarının bir parçası olduğunu gördüm ve çok üzüldüm.

Hâlbuki “Erdoğan Karşıtı” cephe onu sevdiği için değil, sadece Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan’ın önünü kesmek üzere kullanmak için aday göstermiştir.

CHP’nin parti sözcüsü Haluk Koç’un “Ekmeleddin Bey bizden değil, ilkelerimiz ve dünya görüşümüze mensup değil, ancak bizden olan birini gösterdiğimiz de alacağımız oy belli olduğu için mecburen onu aday gösterdik” şeklindeki açıklamaları ise yüz kızartıcı ve utanç vericidir.

Diğer bir yandan da “iğrenç”, “çirkin”, “seviyesiz” bir yol izleyen Pensilvanya destekli siyasilerin içinde yer aldığı bu cephede bulunmak Ekmeleddin Hoca’ya gerçekten hiç mi hiç yakışmadı.

Çünkü o, izzetli ve şahsiyetli bir Müderris olan İhsan Efendinin oğludur.  

Şüphesiz ki, ilim sahibi olmak, önemli görevlerde bulunmak çok önemlidir. Ancak onlardan daha önemli olan aldığı ilmin ve bulunduğu görevlerin hakkını verebilmektir.

İlkesizlik, seviyesizlik, nankörlük, gaflet ve ihanet içinde olanların oluşturduğu cephenin teklif ettiği makam ve mevki ne olursa olsun, adamlık, o teklifi elinin tersiyle reddedecek kadar ilkeli bir duruşla ayakta kalabilmektir.

Unutulmasın ki;

Menfaatleri uğruna ilkelerinden ödün verenler, onurlu duruş yerine saf değiştirip karşı tavır içinde girmekten çekinmeyenler “Adam gibi adam” olamazlar.

Allah bizleri nankör ve vefasız olmaktan korusun… Çileli de olsa izzetli, onurlu ve ilkeli olmayı ve Allah rızası yolunda hizmet etme şerefine nail eylesin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi