Kanun Dışı Yetkiler
Milliyet Gazetesi’nde bir fotoğraf çıktı.. Gözaltındaki polisleri hep birlikte bir maklubenin etrafına oturmuş gösteren bir fotoğraf.. Sonradan anlaşıldı ki, muziplik olsun diye biri, çembere alınmış polislerin fotoğrafı üzerinde oynama yaparak ortaya bir maklube tepsisi yerleştirmiş. Milliyet Gazetesi’nin sayfa editörleri de bu fotoğrafı gerçek zannedip “iftarda maklube yediler” benzeri içerikte bir habere resim olarak kullanmışlar. Gazetecilik bakımından her türlü fiyasko.. Savunulacak bir tarafı yok. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Fakat öyle anlaşılıyor ki, haberi yapanlar açısından “çok saçma” bir durum yok ortada.. Zira bizzat gözaltındayken mükellef sofralar kurulduğuna, ellerde cep telefonlarıyla masaya oturulduğuna ve “gözaltı selfie’si” tadında resimler çektirildiğine göre, adliyedeki polislerin maklube yemiş olma olasılıkları da vardır diye düşünmüşler.. Biliyorsunuz o fotoğraflar ortaya çıktığı zaman farkedildi nezarethanede ellerinde telefonları olduğu.. Oysa tutanakla teslim edildiği düşünülüyordu.. Şimdi savcılık talimatıyla toplandı ama acaba nasıl oldu da başta göz yumuldu, belki de onun biraz kurcalanması gerekiyor...
GÖZALTINDAKİLERE DESTEK
Sevgili okurlar, bir iki yüzlülükten, samimiyetsizlikten, çifte standarttan bahsetmek istiyorum size.. Yasadışı dinlemelerle ilgili gözaltına alınan polislere destek olmak adına Çağlayan Adliyesi’nin önünde bir eylem yapıldı.. Cemaat, binlerce taraftarını adliye önüne yıkarak orada devam eden (başka binlerce) kamu görevinin yapılmasına dolaylı olarak engel oldu.. Tıpkı Silivri’de Ergenekon yargılamaları devam ederken yapılan eylemlerde olduğu gibi.. Orada da biliyorsunuz CHP milletvekilleri ya da İP üyesi siyasiler nasıl gelip hem kapı önündeki eyleme katılıyor hem de salona giriyor ve mahkemenin çalışmasına mani olacak müdahaleler yapıyordu.. Aynen bir benzerine Çağlayan da sahne oldu.. Hatta aktörler bile birbirine benziyordu.. Mesela CHP’li Mahmut Tanal, Silivri yargılamaları sırasında da ortalardaydı, şimdi de.. Ancak o dönem Mahmut Tanal’ı sert bir dille eleştiren cemaat medyası şimdi yere göğe sığdıramıyor.. Zaman Gazetesi’nin Silivri Yargılamalarını izleyen muhabirinin, aynı Mahmut Tanal ile ilgili o dönem başka bugün başka ifadeler kullanması meseleyi zaten özetliyor.. Bakın Balyoz davasının Yargıtay tarafından karara bağlanacağı gün; “Düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı, adliyelerin Sarıgül’ü CHP milletvekili Mahmut Tanal da Yargıtay’da” diye yazan Zaman Gazetesi muhabiri, bugün “CHP vekili insan hakları komisyonu üyesi Mahmut Tanal, gazetecilere adliyeden çıkarılmamaları için destek veriyor” diyor.. Aynı kişiye ait olan bu iki ifade zaten meseleyi anlatmak için yeterli sanırım... Adliye önündeki eylemle ilgili de iki farklı görüş var.. Mesela Silivri söz konusu olunca; “... Balyozcular sağdan yaklaşıyor. Yeni kampanya aileler üzerinden... Mahkemede aklanamayınca, toplum vicdanına ulaşmak için her yolu deniyorlar...” gibi sert ve yaralayıcı ifadeler kullanılmıştı.. Aynı muhabir, Çağlayan’daki tabloyu ise şu sözlerle yorumladı; “.. Sıcak ve oruca rağmen Çağlayan Adliyesi’nde insanlar, polislere destek veriyor, sahip çıkıyor..” Devamı da var.. Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, ailelere destek olmak amacıyla Çağlayan’a gitti.. Keşke Ekrem Dumanlı, bir kez olsun Silivri’ye de gitseydi.. Yahut Çağlayan’a da gitmeseydi.. 2009’da; “Ergenekon Davası’na kuşatma planı: CHP milletvekilleri bir araya gelmiş, Silivri’ye akın etmiş.” diye yazı yazan Ekrem Dumanlı’nın şimdi Çağlayan’a yapılan akına destek olması manidar... Ve aynı yazının sonunda Ekrem Dumanlı’nın yazdığı şu söz çok anlamlı; (15/10/2009 - Zaman) “Bu millet kanun dışı yetkiler kullanıp demokrasi yollarına mayın döşeyenlerin peşini bırakmaz; bırakmayacak da!..” Kalın sağlıcakla..