Zamparalık Ve Kahkaha
Günlerdir bir Bülent Arınç ve kahkaha tartışması sürüp gidiyor. Düne kadar okuduklarım üzerinden gidiyordum. En sonunda videoyu açtım; dinledim.
Allah kimseyi basının diline düşürmesin. Papa bir ülkeyi ziyârete gitmiş. Uçaktan inince bir gazeteci "Ülkemizdeki genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sormuş. Papa şaşkın "Sizin ülkenizde genelev var mı?" demiş. Ertesi gün gazeteler manşet atmış:
"Papa uçaktan iner inmez genelev var mı diye sordu."
Bülent Arınç, âile yapımızı bozmaya yönelik gençlik dizilerinden bahsettikten sonra ahlâk, hayâ ve iffet meselesine geliyor. Bunların, sâdece kadında değil erkekte de olması lüzûmundan bahsediyor. Net bir şekilde tekrâr ederek. Devâmında da konu hakkında misal vermek için "Erkek zampara olmayacak; eşine bağlı olacak; çocuklarını sevecek. Kadınsa o da iffetli olacak mahrem nâ-mahrem bilecek. Herkesin içinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde câzibedâr olmayacak." diyor.
Sözleri son derece açık ve net olduğu halde, Sözcü gazetesi "herkesin içinde kahkaha atmayacak" cümlesini "Sokak ortasında kahkaha atmayacak" şekline çevirdi. Sonra daha da ileri gidenler konuşmayı kırpa kırpa kuşa çevirdi ve "Kadın kahkaha atmayacak" sonucunu çıkardı. Avrupa basını ise işi "Türkiye'de kadınlara gülme yasağı"na kadar götürdü.
Allah biliyor ya Arınç'ı dinleyene kadar ben de sâdece kadınlarda iffetden bahsettiğini sandım ve canım sıkıldı. Oysa açık ve seçik olarak hem kadında hem erkekde iffetden bahsediyor.
Peki, dinleyince can sıkıntım geçti mi ? Hayır. Kahkaha meselesine ben de takıldım.
Lastik reklamında kadının ne işi olduğunu sorgulamayanların Arınç'ı protesto için attığı kahkahalar umurumda değil elbette.
Ben, Bülent Arınç'ın cümlelerini, çok farklı bir açıdan tahlil etmek istiyorum.
Benim dinim hayâ, iffet, zinâ gibi konularda kadın erkek ayrımı yapmıyor. Nur Suresi 3. âyetinde bu konu apaçık. Oysa bizim toplumda nasıl? Zamparalık sanki erkekliğin şanındandır. Erkek her nâneyi yer; tövbe eder; konu kapanır. Evlenirken geçmişi sorgulanmaz. Ayet-i Kerime'deki gibi kendi ayarında bir kadınla evlenmesi bahis konusu bile olmaz. Hattâ, değil zinâ etmiş bir kadınla evlenmesi, evlenip ayrılmış bir kadınla evlenmesi bile ağıza alınmaz.
İffet husûsunda kadın ve erkek arasındaki ayrımın kaynağı din değil, gelenektir. Bu yüzden, hayâ ve iffet konusunda kadın ve erkek davranışlarını misallendirirken erkekte zamparalığın, kadında kahkaha ile bir arada kullanılarak sanki eşdeğermiş gibi sunulmasını son derece sorunlu ve geleneksel buluyorum. Zîrâ, kahkaha atmak ile zamparalık arasında dağlar kadar fark var.
Ne demek istediğimi anlamanız için Arınç'ın cümlelerini şöyle düşünün. "Kadın zamparalık yapmayacak. Erkek herkesin içinde kahkaha atmayacak." Ne kadar komik değil mi? Oysa olmaması gerekir.
Bülent Arınç'ın cümleleri şöyle olmalıydı:
"Kadın da erkek de iffetli olacak. Yuvasına, çocuklarına bağlı olacak. Mahrem, nâ-mahrem bilecek. Toplum içinde edep üzere davranacak."
Bu eleştirimin hedefi, Bülent Arınç değil; toplumumuzun bilinçaltı. Bülent Arınç da bu toplumun bir ferdi ve erkek. Şunu, özellikle vurgulamak istiyorum. Bülent Arınç, hem kendi beyefendiliği hem de eşi Münevver Arınç'ın hanımefendiliği sebebiyle topluma nasihat verme hakkı olan bir insandır. Ama gördüğünüz gibi onun gibi okumuş, gelenek ile din arasındaki ayırımı gâyet iyi bilen bir insan bile toplumsal bilinçaltımızdan sıyrılarak konuşamıyor.
"Komiklik ve gülme kapasitesi gülünende değil; gülendedir." diyen Baudelaire'i haklı çıkarırcasına "Eyvah! Kahkaha atamayacağım" diye ödü patladığı(!) için Arınç'ın sözlerine kahkaha atan kadınlara gelince…
Kadın kahkahası ve câzibedârlığı hakkında dinimizin hükümleri de geleneklerimiz de bellidir. İster kabul edelim ister etmeyelim. İster gülelim ister gülmeyelim. Bizi biz yapan değerlerimize Ak Parti'ye karşı olmak uğruna saldırmak, hattâ yokmuş da onlar uyduruyormuş gibi davranmak nereye kadar sürecek?
Başbakanımızın son derece isâbetli ve istikbâlimizi ilgilendiren üç çocuk tavsiyesine , " Kaç çocuk sâhibi olacağımıza karışıyor. " diye bağıranlar, bu memlekete doğum kontrolünü dayatanlar hakkında aynı şeyi düşünmüyorlar. Onlara da "Sana ne!" deseler samimiyetlerine inanacağım.
Karşıtlık psikolojisi öyle bir hal aldı ki bir Ak Parti lideri kalksa "Ortalığa tükürmek ayıp." dese, topluca sokaklara tükürme törenleri tertip edilmesinden endişe ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.