IŞİD ahlâksız, ya siz?
Ülkeler arası gerilim ve çatışmalarda herkese eşit uygulanacak âdil hukuk kurallarının tesis edilememesi özelde Ortadoğu genelde de dünya barışını tehdit eden temel sebeptir. Dünya barışını korumak için varolduğu söylenen Birleşmiş Milletler (BM) ise bu meselede güçlülerin çıkarını korumak üzere kurgulanmış gayri âdil bir yapıdan öteye gidememektedir.
ABD, Kızılderililerin kökünü kazımak gibi soykırım tecrübesine sahip bir maziden gelmektedir. Üstün ırk ideolojisine inanan Nazilerin üstün ırk olma iddiasındaki Yahudileri ve hiçbir iddiası olmayan Çingeneleri soykırıma uğratan bir modern geleneği de var Batı’nın. Doğu’da da insanı utandıracak sorunlar yok değildir.
Katliamlar, etnik ve dinî soykırımlar tarihin içinde bulunduğumuz post modern aşamasında da bütün vahşetiyle devam etmekte ve BM bunun önüne kurgusu gereği geçememektedir. ABD’nin terörist ve barbar diye etiketlediği Irak ve Afganistan gibi ülkeleri işgal etmesi ve icra ettiği büyük kitle katliamlarını BM engelleyebilmiş miydi?
ABD’nin meydana getirdiği kaos ortamında ortaya çıkan IŞİD’in savaş hukukuna uymadığı söyleniyor. Doğrudur, ne savaş hukukuna ne de savaş ahlâkına uyuyor. Lâkin ABD, İsrail ve genel manada Batı uyuyor mu?
ABD ve şürekasının yaptığı yargısız infazlar hukuka uygun mu? İnsansız hava uçaklarının sivil ve direnişçi demeden sözde egemen kabul edilen ülkelerin topraklarında herhangi bir hukuki karar olmadan insanları infaz etmesine ne diyeceğiz? ABD yapınca ahlâkî mi oluyor?
İnsanlar, eşit yaratılmışlardır. Dünyaya gelmiş her insanın ve her etnik yapının yaşama hakkı dokunulmazdır. İnsan hayatını sonlandırmanın istisnaî hâlleri vardır ve bunun sınırları yine hukukla çizilmiştir. BM de varlığını uluslararası insan haklarını korumak iddiasıyla meşrulaştıran bir yapıdır.
Ancak BM’nin üzerinde ittifak ettiği insan hayatının masuniyeti prensibi en çok da çağdaş dönemde ihlal edilmektedir. BM bu prensibi güçlü zorbalara karşı koruyamadığı gibi onların çıkarlarını hukukun üstünde de tutuyor. Demokrasi derler ama BM’nin kendisi demokrasiye aykırıdır. Daimi 5 üye ülkeye veto imtiyazı vererek onları bütün dünya ülkelerinden üstün kılan bir yapı eşit birliktelikten söz edebilir mi?
İnsan hayatının masuniyeti kaidesi onlar için sadece basit bir araçtır. BM’nin imtiyazlı 5 üyesi bunu siyasi amaçları için geriye kalan bütün dünya ülkelerine karşı kol bükme aracı olarak kullanır. Veto hakkını kendi lehlerine ve bütün dünyanın aleyhine kullanmaktan hiç çekinmemişlerdir. Gayri insanî ve gayri hukukî koca bir ayıp...
Manidardır, bu ülkeler veto hakkını en çok da Müslüman halkların lehine alınacak kararlarda kullanırlar. Doğu Türkistan, Filistin, koca Ortadoğu ve koca Afrika bunun örnekleriyle doludur.
BM’nin bugüne kadar İsrail aleyhine aldığı onlarca kararın ABD tarafından veto edilmesini hatırlatmakla yetinelim.
İsrail’in Gazze’de savaş suçu işlemesine, dünya düzenine itiraz eden beş Latin Amerika ülkesini saymazsak, Batı’nın ve bahusus ABD, İngiltere ve Almanya’nın açıktan destek vermesi ahlâkî midir.
Bunları niçin anlatıyorum?
Son günlerde IŞİD’in Irak’ta bir dinî azınlık grup olan Yezidilere karşı uygulamaları, Hıristiyanların yaşadığı şehirlerin kontrolünü ele geçirmesi Batı’yı alarma geçirdi. Meselâ Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Hümanist ve ilkesel reflekslerle değil çıkarcı reflekslerle yaklaşıyorlar, isyanım ona.
Oysa aynı Batı Filistin’de en sofistike bombalarla bebeklerin katledilmesine lalu ebkem kesilmiş durumda. Batı, savaş ahlâkına uymayan IŞİD kadar çıplaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.