CHP İçi Baskı ve Dayatma
CHP beklendiği üzere seçim gecesi itibariyle karıştı. Hiçbir CHP’li Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aldığı yüzde 38 küsürlük oyun CHP’nin oyu olduğunu iddia etmeye kalkmasın. Yahut o oyun alınmasında CHP’nin baskın rol oynadığını.. Daha evvel de arz ettim.. Yüzde 38, CHP’nin olduğu kadar Haydar Baş’ın BTP’sinindir de. Siz bu “Büyük Uzlaşma”ya girdiğiniz gün, açık açık bu ‘denk’ birleşmeyi de kabul etmiş oldunuz.. Cemaat ile, irili ufaklı onlarca partiyle ve MHP ile bir olup aday çıkardınız. Seçmeninize de “tıpış tıpış” gidip bu adaya oy vereceksiniz dediniz. Ben hâlâ arkasındayım.. Alınan netice hiç fena bir netice değil. Yüzde 38 tek başına iktidar rakamıdır.. Ama CHP’nin değil.. O “Büyük Uzlaşı”nındır. Ya bu neticenin iyi bir netice olduğunu kabul ederken, sonucun tüm ortaklarla birlikte alınmış bir sonuç olduğunu itiraf edeceksiniz ya da “biz hata ettik” diyeceksiniz.. İkisinin arası olmaz..
HATA ETTİK İTİRAFI!
Evet Kılıçdaroğlu seçim sonunda ortaya çıkan manzaraya bakıp “hata ettik” demiş ama aday ile ilgili olarak söylememiş bu sözü. Adayı ve alınan kararı eleştiren partili arkadaşlarıyla ilgili olarak söylemiş. Şimdi de onları cezalandırmanın yollarını arıyor. Niye?.. Niye onlar cezalandırılıyor?. Belki de Ekmeleddin İhsanoğlu’nu 13 yapı ile birlikte ortak aday olarak sunduğunuz için sizin cezalandırılmanız gerekir.. Kim bilir?. Ömrünüz boyunca (şahsen) milletvekili seçilme dışında hiç seçim kazanamadınız. Aralarında kendi belediye başkan adaylığınız da olmak üzere girdiğiniz her seçimi kaybettiniz.. Bir tanesinde oy bile kullanamadınız. Dahası; “onları partiye ben getirdim, hata ettim” derseniz buna verilecek yanıtlar muhtelif.. Mesela biri çıkar şunu der. “Siz bu partiye nasıl genel başkan oldunuz peki?”.. Ya da “sağın önemli isimleri sayılabilecek olan Sinan Aygün ve Mehmet Haberal’ı da partiye siz mi getirdiniz?”…
KİM OTORİTER?
Partiye getirdiğiniz kişileri kurultayla ezip suyunu çıkarabiliyorsunuz, kafasını kaldıranı tehdit ediyorsunuz, seçmeni tıpış tıpış ilkesel olarak karşı çıktığı bir adaya oy vermeye yönlendiriyorsunuz, aday belirleme sürecine hiç kimseyi dahil etmiyorsunuz, ilaç için fikrini sorduğunuz ya da görüş alış-verişinde bulunduğunuz hiç kimseyle bu ismi paylaşmıyorsunuz, ama diktatör olan Tayyip Erdoğan… Hangi Tayyip Erdoğan?.. Kendi adaylığı ve 27 Ağustos’ta yapılacak olan kongre sürecinde partisinin tüm üyeleriyle istişare yapan, binlerce kamuoyu araştırması yaptıran, herkese fikrini soran ve önemseyen Tayyip Erdoğan.. Sonra da diyorsunuz ki; “biz niye bu seçimleri bir türlü kazanamıyoruz?”.
BU CHP İLE GİTMEZ
Bakın üç kez kovulup dört kez CHP’ye geri dönen, 30 Mart seçimlerinde İstanbul’un CHP’li Belediyeleri için aday belirlemede etkin söz sahibi olan Mustafa Sarıgül, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ne dedi?.. “Ortak aday ortada kalır”. Kaldı mı?. Ayıptır söylemesi ama evet. İdeolojik olarak Sarıgül’e benzemeyen CHP’liler ne dediler?. Mesela Prof. Birgül Ayman Güler… “.. 2014 koalisyonu, kozmopolit İslam çatısında MHP miliyetçiliği + yetmez ama evet yenilikçiliği + cemaatçilik.. Bu blokunda içinde olmayacağız. Cemaatçilerin CHP içi işlere karışma hakkı nereden geliyor?..” Bu şartlarda benzini bitmiş, lastiği patlamış, yağ sızdıran bi arabanın kaç kilometre daha gitmesini bekliyorsunuz. Fikrî ve fiziksel anlamda bir yenilenme yapmadığınız vakit, 2015 seçimleri intihar dalışı olur, benden söylemesi.. Kalın sağlıcakla.