Aydınlarımızı İtham Ediyorum
Antep, Hatay, Adana ve Mersin’de, ‘Suriyeli’ gerilimi yaşanıyor.. Sosyologlar kendilerince bir takım analizler yapıyor.. Ekonomistler, dış politika uzmanları hep gözlem hep gözlem.. En kabadayı gözlemin neticesi, geliyor dayanıyor faşist bir tavrın meşrulaştırılmasıyla son buluyor..‘Suriyeliler geldi biz iş bulamıyoruz’ ile başlayan faşist bakış açısının geleceği son manzarayı düşünmek bile istemiyorum.. Bir taraftan misafir Suriyeli kadınların tamamını hayat kadını gibi gösteren bir kısım medyanın sapık yaklaşımları.. Bir taraftan Tüm Suriyelilerin hırsız ya da katil olduğu izlenimini veren kriminal ırkçı yayınlar kamuoyunda, meseleyi bilmeyen görmeyen tarafta bir ön yargı oluşturuyor.. Gaziantep’te Sani Konukoğlu Bulvarı’ndan Gazi Muhtar Paşa Bulvarı’na kadar olan bölgede onlarca beş yıldızlı otel var. Ve bütün bu otellerin önlerinde, değil satın almak showroom’larda dahi görmediğiniz marka-model 4x4 araçlar.. Her biri günlük en az 700 Euro bırakan Suriyeliler. Yazıyor mu muhacir düşmanı ırkçı medya bunları?.. Sokakta dilenenleri yahut suça karışanları biliyoruz ama.. 2 milyondan fazla muhacire ev sahipliği yapıyoruz. Yazın alt alta suç dosyalarını, oranlayın 2 milyona.. Son bir yılda kaç Suriyeli cinayet işlemiş kaç Türkiyeli cinayet işlemiş karşılaştırmak ister misiniz? Medyanın bu süreçteki önemini şöyle anlatayım.. Sen ‘Suriyeli hayat kadınları’ diye gerçekte var olmayan bir algı oluşturur ve satarsan bunu, bir süre sonra gözü dışarıda aç bir adamın arapça konuşan her kadına potansiyel hayat kadını gibi davranmasını önleyemezsin..
KARIŞACAK ORTALIK
Sevgili dostlar.. Misafirlerimizle birlikte yaşamın sürdüğü kentlerde kitlesel kavgaların arifesindeyiz. Biz bu imtihanı birkaç sefer verdik. Çoğunda sınıfta kaldık ama en azından artık soruların hangi sayfadan çıkacağını biliyoruz. Muhtar çakmaklarını bilir misiniz?. Benzinlidir normalde. Ama biz mazot da koyarız pamuğuna.. Pamuğun içinden geçip çakmak taşına yakın kısmına kadar ulaşan bir de fitili vardır. Kapağını her açışında çakmak taşı kıvılcım atar fakat fitili bulmaz. Bir sefer, iki sefer derken bir kıvılcım atar, sadece fitil değil, elin kolun her tarafın tutuşur.. Eğer Suriyeliler meselesinde, toplumsal sağduyu veren yayınlar yapılmaya başlanmaz ve kaşıma devam ederse, muhtar çakmağı bir tutuşacak ne elimiz kalacak ne kolumuz..
BUNDAN SORUMLU OLACAKSINIZ
Günümüz kemalistlerini, solcuları, entelektüel pozlarda memleket kurtaranları, ülkenin dış politikasını tenkit etmek üzerinden içeriyi düşünmeyen zevatı, cemaate yakın medyada kalem oynatan anlı şanlı profesörleri, CHP medyasında boy gösteren akademisyenleri, alev alev yanan bölgedeki mezhep tartışmalarını Türkiye’ye taşıyanları, AB’nin, ABD’nin ve Birleşmiş Milletler’in dümen suyunda yorumlar yapan sözde aydınları… İtham ediyorum. Bunun altından kalkamayacaksınız.. Tıpkı 1980 öncesi yaşanan Çorum ya da Maraş olayları gibi, 1993 gizli darbe sürecinde gördüğümüz Gazi, Madımak ve Başbağlar gibi çok tehlikeli bir oyunun içindesiniz hatta ve hatta bir parçasısınız.. Bunu vatandaş ilk bakışta anlamayabilir ama siz sonuçlarının ne olacağını çok çok iyi bildiğiniz halde bunu devam ettirmeyi tercih ederek bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Bizim feraset sahibi, sağduyulu, mantıklı insanımız bu tuzağa düşmez ama bir minicik kıvılcımla yanacak evlerin sönecek ocakların faturasını da kimse ödeyemez… Kalın sağlıcakla.