Karineler AK Parti’nin Ahmet Davutoğlu’nu Türkiye’nin yeni başbakan adayı göstereceğini işaretliyordu. Kanaatimce de yerel, bölgesel ve küresel konjonktürde en doğru aday oydu. Sonunda Ak Parti kendi içinde yaptığı istişareler sonucu onun isminde karar kıldı. Türkiye’ye ve bölgeye hayırlı olsun. 

Son birkaç gündür farklı programlar kapsamında, Malezya, Arakan, Bangladeş, Cezayir ve diğer muhtelif Müslüman ülkelerden ilim adamları, akademisyenler ve entelektüellerle görüşüyorum. Onlar da Davutoğlu isminin İslâm dünyası için hayırlı olacağını söylüyorlar. Bu ismin Müslüman dünyasında da heyecan uyandırdığı açık. 

Peki neden? 

Geçmişte yaptıklarınız gelecekte neler yapabileceğinize şahitlik eder. Bir de nasıl bir vizyon ve misyona sahipseniz, devletler müvazenesinde nerede konuşlanmak istiyorsanız ona göre bir lidere ihtiyaç duyarsınız. Bu meyanda uzun uzun yazmak mümkünse de köşemizin sınırları içinde birkaç şey söylemekle yetineceğiz. 

Toplumun kahir ekseriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diline pelesenk ettiği 2023 vizyonunun gerçekleştirilebileceğine ikna olmuş durumdadır. Çünkü Cumhuriyet’in kurulmasının yüzüncü yılında Osmanlı sonrası kendisine vurulan prangalardan kurtulmanın ve gerçek bir Cumhuriyet olmanın mümkün olduğunu iktidar partisinin 12 yıllık icraatlarından gördü.

Buna göre Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Davutoğlu ve ekibi cumhurun tarihine, kök değerlerine bağlı kalarak ülkeyi gelecekte olmak istediği yere uygun yeniden yapılandırma iradesini kararlılıkla hayata geçirecektir.. Geçmişte yapılanlar bunun teminatı hükmündedir. Zaten Davutoğlu’na karşı çıkanlar da halkın heyecan duyduğu hedeflerin gerçekleşme ihtimalinden korkmaktadırlar.

Davutoğlu neler vaad ediyor? 

Davutoğlu’nun, AK Parti’nin geçen genel seçimler öncesi Çanakkale’de milletvekili adaylarının tanıtım töreninde söylediği; ‘12 yıl sonra cihan devletiyiz!’ sözünü dost ve düşman da unutmadı.

Orada, Birinci Dünya Savaşı yıllarını değerlendirdikten sonra; “O yıllar, bir imparatorluğun yıkıldığı, imparatorluğun son neslinin, imparatorluğun her bir neslinin her bir coğrafyasında ayakta kalma mücadelesi verdiği, 4 yıllık hayat mücadelesi verdiği yıllardır. 2014 Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümü. İstiyoruz ki, Birinci Dünya Savaşı’nda bizden kopan, kopartılan her bir toprak, her bir kardeş topluluk, tekrar yüreğiyle, inancıyla gelecek vizyonuyla bizimle bütünleşsin. İstiyoruz ki, o kardeşlerimizle engeller, sınırlar kalksın, dostluk köprüleri oluşsun.”

2023’le işaret edilen şey bir manada yakın hedeftir. Biraz daha uzak ve büyütülmüş hedef ise bu coğrafyanın bin yıllık tarih tecrübesinin Türkiye’ye yüklediği misyondur. Bu misyonun siyaset ve medeniyet parametrelerini 2071 hedefleri anlatır. Davutoğlu’nun tercih edilmesinin bu vizyon ve misyona inanması, bunun için gerekli olan entelektüel donanıma ve azme sahip olması önemli rol oynamıştır.

Bu yüzden yeni Türkiye içine kapanan bir Türkiye olamaz. Halk da bunu görüyor. Şimdiden unutulmaya başlayan CHP, MHP ve diğer 12 partinin cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu eski vesayet sistemini vaad ettiği için reddedildi.

Davutoğlu’nun aday gösterilmesinden sonra söylediği sözler de söylediklerimizi teyit etmektedir. Meselâ şu sözleri: 

“AK Parti hareketi konjektürel şartlarda çıkmış bir siyasi hareket değildir. Köklü bir devlet geleneği içinde ortaya çıkmış ve bu köklü devlet geleneğini inşa etmek üzere yola çıkmış bir kadro.”

Ve yine şu sözleri:

“Yine devletler ve siyasi yapılar süreklilik ve yenilenme arasında denge kurdukları zaman devam edebilir. AK Parti nesillerle de asırlarla da sınırlı değildir. Kıyamete kadar sürecek olan bir adalet ve hak mücadelesinin adıdır AK Parti.”

“Sürekliliğimiz devlet geleneğimizden milli kültürümüzden kaynaklanır. Bu ilkelerden hiçbir şekilde taviz verilemez. Bu ilke ve tutum bu duruş bu sağlam tarihi bakış değiştirilemez.”

Davutoğlu Hoca’yı bu hassas dönemde bu makama taşıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan da özgüven sahibi bir lider olduğunu, altını çizdiğimiz vizyona ve misyona göre hareket ettiğini göstermiştir.