Davutoğlu Kabinesi Üzerine
Başbakan Ahmet Davutoğlu MYK’da adaylığı ilan edildiği andan itibaren, nefes almadan çalışıyor.. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları toplantılarda yakın dönem stratejileri ve özellikle kabine üzerinde kafa yorduklarını biliyoruz.. Yakın dönem stratejilerinden kasıt kuşkusuz bölgesel gelişmeler.. Çözüm süreci, paralel yapıyla mücadele, Suriyeli göçmenler meselesi, Işid ve Mısır’ı ilk etapta sayabiliriz.. Tüm bu stratejik hamleler ile ilgili olarak ise bunlara uygun bir kurmay kadro ile birlikte hareket edilmesi gerektiği sır değil.. Şüphesiz Davutoğlu da kendi yakın çalışacağı kadroyu tesis etmek üzere kolları sıvamış durumda..
KIYIM YAŞANMAYACAK
Paralel yapıyla mücadele konusunda tereddütlü davranan kim varsa yeni dönemde sahnede olmayacağını çok rahat söyleyebiliriz.. Erdoğan, açık açık Davutoğlu tercihinde bu konudaki kararlı duruşunun da etkili olduğunu ilan ettiğine göre, “istiklâl mücadelesi” olarak gördüğü bu meselenin halli için çalışma devam edecek.. Bu anlamda gerekli düzenleme yapılacak.. Ama işin bu kısmı çok netameli.. Yani paralel yapıya karşı kararlı bir şekilde mücadele etmemekle itham ettiğiniz bir kişi aynı zamanda örneğin Gül’e yakın bir kişi olarak da biliniyorsa, bu kez “Gül kadroları temizleniyor” türü bir algı oluşmasına da neden olabilir... Buna da yol açmak istemeyecektir Davutoğlu.. Ki doğru da olmaz zaten...
MUHTEMEL BAKANLAR KURULU
Mevcut devam eden bir iç politika, ekonomi politikası, sanayi politikası, dış politika var zaten.. Ve bu kısa süre içinde bu politikalarda köklü değişiklikleri gitmeyi gerektirecek acil bir durum yok.. Çok şükür, bir reçete gerektirecek siyasi ya da ekonomik bunalım ortamında değiliz... Yani durum stabil.. Aciliyet gerektirecek bir hâl içinde değiliz.. Zaten şunun şurasında bir-iki aya kadar Ahmet Davutoğlu da meydanlara inip 2015 için oy istemeye başlayacak.. Bu ara dönemde Davutoğlu’nun yapması gereken, sakince gemiyi kıyıya yanaştırmak.. Bu sükuneti muhafaza etmek için ise kilit noktalardaki isimlere fazla dokunmamayı tercih edecektir.. Ama ne olur? Örneğin bu süreçte zaten 3 dönem engeline takılacağı için siyaseten de meydanlarda olmayacak bazı isimler var.. Onlardan bir kısmı “Erdoğan ile birlikte ben de çekileyim artık” diyebilir mi? E mümkün.. Örnekse Bülent Arınç ya da Beşir Atalay bu süreçte kabinede olmak istemezler ve lisan-ı münasiple bunu Başbakan Davutoğlu’na bildirirlerse tartışma vesaire olmaksızın bir minik değişiklik yaşanabilir.. Tıpkı Efkan Âlâ da yahut bizzat sayın Davutoğlu’nda olduğu gibi dışarıdan bir iki takviye ile kabine güçlendirilebilir.. Numan Kurtulmuş ve Yalçın Akdoğan, boşalan bu iki koltuğa getirilebilir.. Ben dışişleri Bakanlığını Davutoğlu’nun ya bırakmayacağı yahut Mevlüt Çavuşoğlu gibi halen kabine içindeki bir isme devredebileceğini düşünüyorum.. İçeriden yapılan kaydırmalar neticesinde eğer Adalet Bakanlığı boşalacak olursa Prof.Dr.Mustafa Şentop’u da Davutoğlu’nun A Takımı’nda görebileceğiz.. Nurettin Canikli, Haluk İpek ve Mahir Ünal gibi isimleri de bir kenara not etmekte yarar var.. Ve yine Selami Altınok’un da bu yeni denklemde olabileceğini düşünüyorum. Olursa, Beşir Atalay’ın yerinde Efkan Âlâ’yı, İçişleri Bakanlığı koltuğunda ise Altınok’u görebiliriz.. Verdiğim rakamların tutmadığının farkındayım. Sadece masaya isimleri koyuyoruz bu yazıda..
2015’TE TAMAMEN GENÇ KABİNE
Gerçek büyük revizyon ise 2015 seçimlerinden sonra yapılacak.. Gemi kıyıya sakince yanaştıktan sonra 2015 kabinesinde tamamen yenilenmiş, gençleşmiş bir yürütme kadrosu göreceğimizi tahmin ediyorum.. Ahmet Davutoğlu’nun partide temsil ettiği güç de işte tamamen bu zaten.. Eski alışkanlıklarımızı ve değerlendirme kriterlerimizi bir kenara bırakıp da bakmamız gerekiyor yeni döneme.. Kalın sağlıcakla.