İsrail 70 yıldır ara vermeden Filistin halkının evlerini, tarlalarını, topraklarını ve canlarını elinden alıyor. Bir insanın katil, hırsız, zalim, düzenbaz, yalancı, riyakar, acımasız gibi tüm kötülükleri yapması pek nadirdir. Ama İsrail ve banisi Yahudi toplumunun ekseriyeti bu kadar günahı yıllardır aynı anda işliyor.

Ne var ki Batı dünyası ve dahi Müslüman ülkelerin çoğu İsrail’in cürümlerine ya sessiz kalıyorlar ya da destek veriyorlar. Batı medyası ve liderleri “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır?” diyor.

Peki ama kime karşı savunacak?

Ateşkesin ilan edildiği düne kadar geçen 51 günde 2100’den fazla Filistinli öldürüldü.  Bunların çoğu çocuk, kadın, yaşlı veya savaşacak gücü olmayan (İsrail’in önceki saldırılarında yaralanmış) insanlardı. Siz hiç ölmüş çocuğuna sarılıp ağlayan annenin sırtında kalaşnikof gördünüz mü? Yıkılan evlerden cephane çıktığına dair herhangi bir fotoğraf gören var mı? Roketatar kullanan Filistinli çocuğu televizyonlarda izleyen var mı?

İsrail nasıl oluyor da kendini, kendini savunmaktan aciz kadın ve çocuklara karşı savunuyor? Bu insanlar nasıl oluyor da İsrail halkı için tehlike oluşturabiliyor? İsrail halkı saldırı altındaysa nasıl oluyor da yüksek tepelere çıkıp Gazze’nin bombalanmasını sevinçle izlerler? Filistinliler bu kadar tehlikeli olsalardı o tepelere çıkabilirler miydi? Şimdiye hepsi ölmüş olmaz mıydı?

Gazze dediğimiz şehir, nüfusu bir buçuk milyonu aşmış bir toplama kampı aslında. Şeria nehrinin batısında kalan Filistinlilerin evleri, zeytin tarlaları ve suyu ellerinden alınınca Gazze’ye zorunlu göç başladı. Bu yetmezmiş gibi şehrin etrafına yüksek duvarlar örüldü.  Filistinlilerin tarım ve içme suyu elinden alındı. Tarlalar gasp edildiği için tarım da öldü. Denizden ablukaya alındığı için (Mavi Marmara bu ablukayı delmek için yola çıkmıştı) balıkçılık da yapılamıyor.

Gazze bir açık hava hapishanesine döndü. Fakat yine de mazlum ve mağdur olanlar İsrailliler. Batı medyası öldürülen Filistinlilerin fotoğraflarını yayınlamaz. Onlar sadece boş bir araziye düşmüş Hamas roketlerini yayınlarlar. Hamas’ı terörist bir örgüt olarak görürler. İsrail masum Filistinlileri katledince İsrail’in kendini savunduğunu iddia ederler. “Filistinlilerin kendini savunma hakkı yok mu?" sorusuna cevap vermezler.

Batı ve satılmış medyası İsrail’i hep masum gösterecek.  Çünkü korkaktırlar. İsrail aleyhine bir şey söylemenin bedelinin ne olacağını iyi bilirler. Batı, Siyonistlerin sermaye, medya, akademik ve dahi bürokratik işgali altındadır. Belki üzerlerine bombalar yağmayacaktır. Ancak tüm zenginliklerini ve bulundukları makamları kaybedeceklerdir. Obama ya da Merkel’in İsrail aleyhine bir söz söylemesinin imkanı yoktur. Bilirler ki öz yurtlarında son sözü Yahudiler söyler.

Peki ya Müslüman ülkeler? Birkaç devlet hariç neden hepsi Hamas’ı terörist bir örgüt olarak görür ve İsrail’in safında durur?  İsrail Gazze’nin yüzde 44’ünü daha işgal etmenin planını yapıyor. Acaba Riyad, Kahire, Dubai, Amman ya da Tahran’ın etrafı duvarlarla örülse, suyu kesilse, üzerlerine bir de bomba yağsa ne olurdu? Ellerine silah alıp savaşırlar mıydı yoksa ölmeyi mi beklerlerdi?

Mısır neden sınır kapılarını kapatır? Hamas silahlı bir örgüt olduğu için mi? Mesele silahsa Müslüman Kardeşlerin silahı mı vardı ki terörist ilan edildiler? Vatanını savunmak mı terördür yoksa seçimle gelen hükümeti devirmek mi terördür? Hiçbir suça bulaşmamış insana idam cezası vermek terör değil midir?

Ürdün neden İsrail’den yanadır? Ülkesinin çoğunluğu Filistinli iken neden Filistin düşmanı İsrail’den yana durur?

Suudi Arabistan neden Hamas’a karşıdır? Vahhabi olmadığı için mi?

Sapkın IŞİD bile “Neden İsrail’le değil de Müslümanlarla savaşıyorsunuz? sorusuna;  “Yeni bir halife ilan edildi. O da önceki halifeler gibi kendisine karşı gelenlerle savaşacaktır.” gibi abdürd bir cevap veriyor ve İsrail yerine Hamas’ı tehdit ediyor.

51 günlük savaşta İsrail Hamas’la baş  edemedi. Hamas gösterdiği cesaret ve kararlılıkla geçmişte tüm Arap ülkelerinin elde edemediği başarıyı gösterdi ve İsrail efsanesini rezil etti.

Ya Arap yönetimleri? Rezilin yanında olmakla zelil olduklarının farkına vardılar mı acaba?