Pek Muhterem Kemal Kılıçdaroğlu, olan bitenden ders almamakta ısrar ediyor.

Kendilerine kaç kere “Bu vatandaşı küçümsemekle, tercihlerine tepeden bakmakla bir yere varamazsınız! Görüp görebileceğiniz en büyük makam bu olur, onu da kısa sürede kaybedersiniz!” dedim.

IIIIh!..

Dinlemiyor!..

Dün de tuttu, AK Parti’nin ampulü statükonun yuvasına yerleştirmekle kalmayıp “dokuz tur attırmasını” tek bir “faktör”e bağladı:

“AK Parti kimlik siyaseti yapıyor! Oyları da buradan alıyor!”

Kurultay’da tabanın desteğini alan Muharrem İnce’nin bu türden tavırlara ilişkin değerlendirmesi dikkat çekici.

Diyor ki özetle;

“Bu milletin AKP’yi makarna, kömür karşılığı desteklediğini söylediniz yıllar yılı! Hayır, bu milletin tercihlerine böyle tepeden baktığınız müddetçe iktidar yüzü göremezsiniz!”

•

Pek Muhterem Kılıçdaroğlu’nun bırakın AK Parti seçmenine, kendi seçmenine bile saygısı yok.

Olsaydı kapalı kapılar ardında belirlenmiş ve tabanın hassasiyetlerine zıt bir yapıya sahip olan bir ismi dayatmaya kalkışır mıydı?..

 “Ekmel Bey”e oy vermek için TIPIŞ TIPIŞ gideceksiniz!” der miydi?..

AK Parti kimlik siyaseti yapmış da seçimleri öyle kazanmış!..

Akıl var, izan var;

Recep Tayyip Erdoğan, bu noktalara nasıl geldi?..

Bırakın bugününü, dününe bakın…

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’u CHP zihniyetinin oluşturduğu çöp dağlarından kurtarırken, kahreden susuzluk problemine yüzlerce kilometrelik hatlar döşeyerek çare bulurken siz nerelerdeydiniz?..

Şafak attı, dağıtarak gideceğim:

Pek Muhterem Kemal Bey; 

Ben Rahmetli Babamı, zihniyetinizin yönetimindeki SGK hastanesinin bakımsızlık ve ihmal zincirinde kaybettim!..

Kızdırmayınız beni!..

Susunuz!..

•

Pek Muhterem Kemal Bey;

“AKP kimlik siyasetinden oy alıyor!” dediğinizi,  Hızlı Tren ile Konya, Ankara, Eskişehir, İstanbul seyahati gerçekleştirirken duyan, okuyan bir vatandaş neler düşünür?..

Hiç mi düşünmezsiniz?..

Ortalama her gün beş canımızı kaybettiğimiz “Bolu Dağı” çilesine takılmak yerine, o muhteşem tünelin sunduğu konfordan istifade eden bir vatandaş, sizin sözlerinizi ne kadar ciddiye alır?..

Merhum Adnan Menderes’in, Merhum Turgut Özal’ın, Merhum Necmettin Erbakan’ın ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu memleketin her santimetrekaresinde eserleri var.

Sizin eseriniz nedir Pek Muhterem Kılıçdaroğlu?..

Ne kattınız bu memlekete?..

Hangi hizmeti sundunuz bu aziz millete?..

Eseriniz ne?..

“Döneminiz”in bir hastalığa bin hastalık ekleyen akar kokar hastanesi mi?..

•

AK Parti kimlik siyaseti yapıyormuş da, öyle kazanıyormuş seçimleri!..

CHP gibi orta çaplı bir partinin genel başkanına, milletin tercihlerini böylesine hafife almak yakışır mı Muhterem Kemal Kılıçdaroğlu!..

Bu vatandaş, dün ile bugünün farkını göz önünde bulundurmuyor mu oyunu kullanırken!..

“Aynası iştir kişinin. Kemal Kılıçdaroğlu, SGK’yı yönetirken ne yaptıysa ülkeyi yönettiğinde de yapacağı odur!” demiyor mu?..

•

Bu işler öyle kolay değil Pek Muhterem Kılıçdaroğlu…

Dediğiniz gibi, “Ülke rakı masalarından yönetilmez!..”

Yönetilmiyor!..

•

Siz ki, Ekmel Bey’i “Birazcık muhafazakârlığı var, eşinin başı da açık. Hem oradan oy alır hem buradan!” zihniyetiyle “aday” yapmış bir genel başkan olarak,  “kimlik siyaseti”meselesine hiç girmeyin isterseniz!

Hiç girmeyin, Genel Merkezi’nin hiçbir masasına “başörtülü” oturtmayan bir Genel Başkan olarak, bu “Kimlik Siyaseti” mevzuuna girecek olursanız iyice sıkıntıya düşersiniz.

“Kadın Kontenjanından -sözde- muhafazakâr” uygulamasına imza atmış bir Genel Başkan olarak hiç girmeyin bu mevzulara!.. 

Siz ki, “AK Parti iktidarının güçlenerek devam etmesine” büyük katkılarda bulunan bir siyaset adamısınız!..

Ben şahsen, sizin daha fazla yıpranmanızı ve oturmakta olduğunuz koltuğu kaybetmenizi hiç istemem!..

Siz AK Parti iktidarının yoluna güçlenerek devam etmesinin “teminatlarından” birisiniz!..

Durduğunuz yer çok güzel, sizin için daha yukarısı yok, aşağıya inmeniz de ülkeye zarar verir.

Olanı kaybetmeyecek bir yerlerde durmanız ülkenin hayrınadır Pek Muhterem Kılıçdaroğlu.

Siz bize lâzımsınız!..